Ateş çemberinde bayram! -1-

A -
A +
İkinci Cihan Savaşı'ndan sonra, dünyadaki sırtlanlar çoğaldı ve sürüdeki başlar değişti. İki kutba ayrılan dünya; aslan payları ABD ile Sovyet Rusya'ya verilerek yeniden taksim edildi.

 Tipik bir 'ahir zaman bayramı' yaşıyoruz, sevgili okuyucularım. Her şeyden önce; mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder; bu günlerimizin, bizim ve bütün İslam Âlemi için; Arafat'ta ve Harem-i şerifte dökülen yaşlar ve edilen dualar hürmetine gerçek bayramlara vesile olmasını diliyorum.

Özellikle Orta-Doğu'daki İslam Âleminin hal-i pür melali ortada. Buna sebep; mevcut zulüm erbabının; işgal ettikleri ülkelerin yönetimlerinde sergiledikleri; akılsız, insafsız ve bir o kadar da vicdansız politikalar ve bu durumu ganimet bilip, üzerlerine sırtlanlar gibi çullanan başta ABD olmak üzere dünyanın tüm şer güçleri...

Mahut coğrafya bir asır evvel bizim elimizde idi. İngilizler, aslan payını alarak; Cihan Devleti'mizi paramparça ettiler ve merkezinde, her an patlamaya hazır İsrail terörist devletini kurarak; sınırları cetvelle çizilmiş sun'i devletçikleri tüm bölgeye yaydılar.

İkinci Cihan Savaşı'ndan sonra, dünyadaki sırtlanlar çoğaldı ve sürüdeki başlar değişti. İki kutba ayrılan dünya; aslan payları ABD ile Sovyet Rusya'ya verilerek yeniden taksim edildi.

ABD; özellikle 1990'dan sonra, bölgeye; aç kurtlar gibi saldırdı. Afganistan'da ve Irak'ta hem kendisini rezil etti ve hem de bu iki bölgeyi rezil halde bırakıp çekip gitmek zorunda kaldı. Zaten netameli olan bütün bu bölgelerde, o gün bugün gözyaşı ve kan artarak akmaya devam etti.
ABD; ne bölgenin eski hakimi İngiltere'ye ve ne de Türkiye'ye akıl danıştı. Aklı sıra Şii ve Kürt kartlarını oynadı ve böylece sonuç alabileceğini zannetti. Arı kovanına çomak soktuğunu fark ettiğinde ise, iş işten geçmiş; IŞİD gibi bir canavarı doğurmuştu!

Türkiye, benzer hatayı 1983'te işlemiş ve eylem koyan PKK militanları için; 'üç-beş çapulcu' demişti. Çok geçmeden; kazın ayağının öyle olmadığı görüldü ama; ipin ucu 'p..tun'-dış güçlerin elinde olduğundan; mahut düşük yoğunluklu savaş, o gün bugündür sürmektedir.

Merhum Turgut Özal, oyunu geç de olsa fark etti ve gereği için, gizliden düğmeye bastı. Gizli işin üç mimarı vardı: Turgut Özal, Eşref Bitlis ve Adnan Kahveci... Her üçünün de nasıl öldürülmek istendikleri ve öldürüldükleri malum!..  (Bu mühim konuya yarınki makale ile devam F.B.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.