Asıl sorun ve tehlike?!.

A -
A +

Birazcık olsun, iz'an lütfen! Siz, siz olun ve 'düz ovada siyasete' gelin!.. Aksi halde; dağlarda yaşamaya devam eder ve hiçbir zaman kazanamazsınız!

Her zaman söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz: Daha işin en başında, en üstteki (temel) düğme yanlış iliklenmiş olduğundan; değil şimdiye kadarki yapıldığı şekliyle, ne denli hamasi nutuklar atılırsa atılsın; ne ve neler yapılsa da para etmeyecek ve işler düzgün gitmeyecektir.

Nitekim; onca yapılan şeylere ve alınan radikal kararlara rağmen, gitmiyor da!

Bu ülke 'cumhuriyet baloları!' ile kuruldu ancak; rejimin sürdürülebilirliği; hem devlet ve hem de millet hayatında 'maskeli balolarla!' devam ettirilebildi! Dolasıyla; kurulduğu günden beri geçen 91 sene zarfında ne devlet ve ne de fert bazında millet kendisi olabildi!

Hemen her şey yalan-sahteler ve sahtekârlar üzerine bina edildiğinden; zorba rejim erbabı, halka zulüm, baskı ve dayatma ile bir gün olsun göz açtırmamış; can derdine düşürülen halk da, can havliyle nefes almaya çalışmış ve bunun neticesinde de altta kalanın canı çıkmıştır!

Zorba rejim erbabı, zorbalıklarına bahaneler üretmekte hiç zorluk çekmedi. Zira, iliklenen her yanlış düğmenin altında bir veya birkaç çıbanbaşı sorun yatmaktaydı. Bunlardan herhangi birisi çözülmek istendiğinde kızılca kıyamet kopuyor ve; namus temizlemek uğruna da olsa, yapılan en ufak bir karşı duruş; rejime başkaldırı olarak değerlendiriliyor ve gereği yapılıyor!

Gereği nedir mi? Takrir-i sükundur, İstiklal Mahkemeleridir, Sıkıyönetim idareleridir, Olağanüstü hallerdir, İhtilallerdir ve bütün bunların neticesinde topyekûn bir milletin; kısmen kapalı ve kısmen de açık cezaevine kapatılıp, envai çeşit işkence ve cezalara tabi tutulmasıdır!

Bütün bunları kurgulayıp bize bu akılları veren mahut çevreler; işleri, hep 'güvenlik' bazında ele alıp; devletten güçlüsü yoktur, gerektiğinde herkesi ve her şeyi tepeler düsturuyla tepeleterek bugünlere gelindi. Neden sonra, kralın çıplak olduğu görüldü ancak; eski tas eski hamam, her şey olduğu yerde duruyordu!

İlk defa, rejimin idarecileri değişmiş ve 'kendisi' olmaya başlamışlardı; kurguculara rağmen sorunları çözmeye çalışınca da; bu kez, 'kendisi olmayan' muhatapları, maşası oldukları 'üst aklın' borusunu öttürerek; 'sokağa inin!' çağrısı yapmaktalar!

Sokak halletseydi, geçen otuz senede; akan onca kana ve gözyaşına rağmen hallederdi!

Bunca acı tecrübelerden sonra, yeniden başa dönülmesi isteniyor! Pes doğrusu!

Birazcık olsun, iz'an lütfen! Siz, siz olun ve 'düz ovada siyasete' gelin!

Aksi halde; dağlarda yaşamaya devam eder ve hiçbir zaman kazanamazsınız!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.