Ya devlet başa!.. -2-

A -
A +

Dedik ya, bu ülkede düğme, baştan yanlış iliklendi ve devlet; düşünen her kesimle ayrı düştü ve onu düşman belleyerek tepelemeye kalktı. Böylece devletle milletin arası açıldı ve her iki taraf da birbirlerine karşı birer hayat tarzı benimsedi: Devlet, idaresini millete rağmen yapıyor ve millet de devlete rağmen hayatını sürdürüyor...
Millet veya onun demokratik idarecileri; devlete göre; ne zamanki çizmeyi aştılar; ihtilallerle karşılaştılar. İşin garabetine bakın ki, o ihtilalleri destekleyip yaptıranlar da; bugünkü PKK'yı destekleyen aynı dış güçler ve onların içimizdeki işbirlikçileri idi!
Aynı dış ve iç güçler, mevcut iktidara karşı da; onca darbe girişiminde bulundu ama netice alamadılar. Çünkü; iktidardakiler, milletle barışma sürecine girmiş ve devletle milletin arasında atılmış köprüleri yeniden tamire girişmişti.
Düşman, her zamankinden daha kavi idi; hem merkezden tahribe yeltendi ve hem de dışarısını; Türkiye'nin aleyhinde olacak şekilde dizayn etti. Daha dün, komşu ülkelerle ortak bakanlar kurulları toplarken; bugün kanlı-bıçaklı olduk!
Böylece; muhitten de sıkboğaz edilmeye başlandık. Şu anda 3 milyona yakın Suriyeli mülteci ülkemizde.. Halep'in düşmesi ile birlikte, bu sayının 5-6 milyonu bulması işten bile değil! Bütün bunlarla Türkiye tek başına ilgileniyor. Dost ve müttefik bildiğimiz ülkeler ve kendini medeni addeden koskoca Avrupa bile yalnızca seyrediyor!
Bütün bu yapılanlar; mahut sinsi planlarının birer parçalarıdır. Emelleri; Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan zayıflatıp çökertmek. Ve; tabii eskiden olduğu gibi; kendilerine yalvartmak ve huzurlarında alesta durdurmak!
Bu yüzden çözüm sürecini akamete uğratıyorlar; Kobani'yi bahane ederek; bir kısım şehirlerimizi karıştırıyorlar.
Başta Van vilayetimiz olmak üzere; bölge illerinde korkunç bir oyunu tezgâhlamaktalar. Envai çeşit terörist eylemlerinin yanı sıra; mal-mülk ve para sahibi olan yöre halkını haraca bağlıyorlar. Vermeyenleri veya yakınlarını dağa kaldırıyorlar! Kürt, Türk ayırt etmeksizin insanları göçe zorluyorlar! İki ay önce 500 bin lira olan bir mülkün değeri, bugün 100 bin lira; üstelik alan yok!
Milleti sindirip, bezdirip; topraklarından koparmak isteyen bir yapılanma ile karşı karşıyayız!
Bundan dolayıdır ki; 'ya devlet başa; ya kuzgun leşe!' Çözüm süreci, çözülme sürecine dönüşmeden; tez elden devlet, devletliğini yapmalı ve gerekli tedbirleri süratle almalıdır. Zira, kamu düzeni, en kamil manada sağlanmadan; değil çözüm sürecine; olumlu hiçbir oluşa imkân ve ihtimal yoktur ve olmayacaktır.
Devletin eli; kadife kaplı çelik bilye gibi olmalıdır. Ayırt etmeksizin milletini şefkatle okşarken; millete musallat olan şer güçlere de; balyoz gibi inmelidir!
Ta geçen asrın başlarından beri, dış güçlerin oyunu malum; kaynatılan Ermeni aşında, Kürtleri tuz-biber etmek!
Kürtlerin hamisi, Okyanuslar ötesi ABD mi olmalıdır; yoksa, onlarla etle-tırnak olan ve iç içe yaşayan Türkler mi olmalıdır?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.