Hukukun böylesi!

A -
A +

Bir kısım mahut hukukçu, yeni bir hukuk katliamının peşinde! Anayasa Mahkeme'sine yapılan bir ferdî başvuru ile seçim barajının iptalini istemekteler!..

Hukuk, insanların başvurduğu son mercidir. Hukuk herkese lazımdır. Hukukun olmadığı yerde adaletten bahsedilemez. Hukuk tuz gibidir, tuz kokarsa; her şey biter.

Bütün bu laflar iyi de; yaşadığımız bunca hukuk katliamları paralelinde insan, sormadan edemiyor: Hangi hukuk?! Acaba, sizin hukuk dediğiniz şeyin; insanlık âleminde müşterisi var mıdır?

'Sanıkların idamına; şahitlerin bilahare (daha sonra) dinlenmesine!' diyen, İstiklal Mahkemelerindeki kara vicdanlıların kapkara kararlarına mı hukuk diyeceğiz? Arkalarına astıkları levhada 'Yüksek Adalet Divanı' yazan, kara cübbelilerin kapkara vicdanlarının haykırdığı; 'Sizi buraya tıkan güç, böyle emrediyor!' deyişinde mi hukuk ve adalet arayacağız?!
Kerametleri, menhus (şom-uğursuz) emellerinden menkul nadanların; zulüm erbabından aldıkları emirlerle iş görenlerin, işledikleri onca cinayet ve katliamlara ve bu cümleden olarak; başta Ankara olmak üzere muhtelif şehirlerimizin sokaklarını bir baştan öbür başa kadar uzanan idam sehpalarıyla doldurmalarına mı hukuk diyeceğiz?!

Şayet, vicdanlar, giydikleri kara cübbelerden daha fazla kararmışsa; evet! Ama, tüm âlemde bu denli pespayelikleri ve kepazelikleri anlatabileceğiniz ve de kendileri tarafından anlaşılabilecek hiçbir ma'şeri vicdan bulamazsınız.

Gerçek vicdan sahiplerini tenzih ederek belirtmeliyiz ki; bizde, millete karşı yapılan bütün ihtilal ve işlenen tüm cinayet şebekelerinin ardında bu tip hukuk adamları vardır. Önce, teşvik eder; ardından da sözde yargılar ve o uğursuz elleriyle mahut kalemleri kırarlar!

Başbakanları ve hatta cumhurbaşkanlarını; 'Yüce Divan' sıfatıyla yargılar ama; aynı divan üyelerinin verdikleri kararları yargılayacak ne bir merci ve ne de bir kanun maddesi vardır! La-yüs'el (sorgulanamaz) halleri kendilerini öylesine pespaye ve fütursuz kılmış ki; düzenledikleri törenlerinde, kendilerini nezaketen dinlemeye gelen başbakanları paylar ve onlara utanmadan parmak sallayabilirler!

Hadlerini bildiren bir Başbakan çıkınca da; onu, derhal diktatör ilan ederler! Belli ki, bulundukları toplumu kümes ve kendilerini de o kümesin horozu görüyorlar ve asla başka bir horozun varlığına ve çıkışına tahammül gösteremiyorlar!

Basındaki kalemşorları ile el ele veren bir kısım mahut hukukçu, yeni bir hukuk katliamının peşinde! Anayasa Mahkeme'sine yapılan bir ferdî başvuru ile seçim barajının iptalini istemekteler. Sadece bir kısmına işaret ettiğimiz yukarıdaki hukuk kepazeliklerini gören ve bilen Yüksek Mahkeme üyelerinin böyle bir kepazeliğe imza atabileceğini sanmıyoruz.

Ama, böylesine bir hukuk cinayetine yol açılırsa da, asla şaşırmayacağız! Sebebini, müsaade ederseniz; karar verildikten sonra yazalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.