Soykırım ha; o da ne?! -2-

A -
A +

Papa, 'soykırım' ifadesini kullandı diye küplere biniyoruz. Bırakın Papa'yı veya dışarısını; biz içimizdekilere, yani kendimize gerçek tarihimizi öğretebildik mi?..

Müslümanların inşa ettikleri 'firuze kubbeli medeniyetimiz' ; Batı'yı körü körüne taklit yüzünden; tıpkı Batı'nın Orta Çağ'ı gibi, zifiri karanlık gösterilmiş; Batı'nın vahşetini örten şal, bu kez Doğu'nun hak ve hakikatini örtmek için kullanılmıştır!
İşin bundan daha vahimi ise, aynı bilgi ve propaganda kirliliği ve Batı'yı körü körüne taklit yüzünden; biz de kurtuluşu, dinden uzaklaşmakta ve yüce dinimizi, devlet ve millet hayatımızdan çıkarmakta bulduk! Öylesine çıkardık ve dinimizden öylesine uzaklaştık ki; dinimizin emri olan  başörtüsünü serbest bırakabilmek (!) için; toplumca onlarca sene pösteki saydık!
200-250 senedir Batı'dan kurtuluş reçetesi alıyoruz; her alışta; maddede ve manada daha da battık ve batıyoruz. Bu reçeteler yüzünden; benliğimizden kopup; bizi biz yapan değerlerimizden uzaklaştık.
Artık, bütünüyle Batı'nın elindeydik; İngiliz kumaşı iddiasıyla, bize diktikleri elbise, gerçekte kefenimizdi! Bizi, bize öylesine unutturmuşlardı ki, bunu bilebilmemiz için, en az bir asırlık bir mücadele gerekiyordu.
Âdeta ölüm uykusundaydık; kendimize her gelir gibi olduğumuzda; dışardan ayarlı, dahili bir darbe topuzunun şiddetiyle yeniden uyumaya terk ediliyorduk!
Geçen 200 senenin, tüm kurtuluş reçetelerinin hemen hepsi zehirle kaplanmış şeker olarak sunulmuştu. Birçoğumuz zehirlendi; öyle ki, Batılıdan daha Batıcı oldu! Artık Batı, batırma işlemini, içimizdeki bu Batıcılar eliyle temin ediyor. Hem öylesine batırıyorlar ki, Batı'daki ağa-babalarına taş çıkartıyorlar!
Papa, 'soykırım' ifadesini kullandı diye küplere biniyoruz. Bırakın Papa'yı veya dışarısını; biz içimizdekilere, yani kendimize gerçek tarihimizi öğretebildik mi? İçimizdeki papalar, seneler senesi aynı şeyi dillendirdiğinde ne yaptık; ne yapabildik?
Efendim; soykırım değil, 'mukatele' imiş. 'Tehcir'i, 'mukatele'yi sorun bakalım sokaktaki vatandaşa ne anlıyor? Bırakın sade vatandaşı; üniversiteli gençlerinize sorun; yakın tarih olarak ne biliyorlar?!
Tarih bilgisinden ve şuurundan yoksun nesiller; Papa ve yandaşları ne derlerse, kabul etmek zorundalar! Çünkü, dünyaya bakan tek gözleri var; o da Batı gözü.. Batı ne gösteriyorsa onu görmek zorunda!
Batı, neyi gördü ve gösterdi ki? Bosna'yı mı, Ruanda'yı mı, Filistin'i mi, Irak'ı mı, Suriye'yi mi, Doğu Türkistan'ı mı, Arakan'ı mı?..  Batı'nın gözünde tüm bunlar fludur ve asla net görülmezler.
Bugünü göremeyenlerden, dünü görüp değerlendirmeleri beklenebilir mi?
Bizimki de laf mı yani?!
Daha neler?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.