Büyük oyun!!! -1-

A -
A +

İngilizlerin İslam düşmanlığı diğer milletlere benzemez. İngiliz, İslam muhibbi gözükür; âdeta, İslamiyet fidanının dibini kazar havalandırır, sular gübreler.. Görenler de, İslamiyet'e sevgisi ve saygısı olduğunu zanneder! Geceleyin, zifiri karanlıkta; bir pundunu bulduğu an, yetiştirmekte olduğu fidanın köküne kezzap döker! Fidan, kuruduğu gibi; bir daha asla yeşerme istidadı gösteremez. İngilizlerin bu denli İslam düşmanlıkları; içimizdeki bir kısım haramzadeyi mevki, mal-para ve kadınla satın alarak; kendi pis emelleri doğrultusunda kullanmasıdır.

Yukarıdaki tespit, zamanımızın bir tanesi, büyük veli Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerine aittir. İngiliz'in bu denli İslam düşmanlığını; Üst Aklın emrindeki; Müslüman görünümlü 'paralel yapı' yapmaktadır!

Biz; evvela İngiliz'in yakın tarihimizdeki büyük oyununa bakalım: İngilizlerin hedefinde iki şey vardı; biri Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı kerim, diğeri ise, İslam birliğinin sembolü Halife-i Müslimin idi. Diğer bir ifade ile Osmanlı ve İstanbul idi.

İçimizde fesat odakları açarak; oralarda yetiştirip beyinlerini yıkadıkları kişileri evvela 'mason' yaptılar ve ardından devletin kilit noktalarına taşıdılar. Onların eliyle cemiyeti dizayn ettiler. Sadrazam (Başbakan) makamını dahi ele geçiren bu nadan güruhu; Devlet-i Aliye-i Osmaniye'yi maddede ve manada bitirmenin yollarını arayıp buldular ve tatbik mevkiine koydular.

2. Mahmud'dan günümüze değin; Batı ile yapılan hemen tüm anlaşmalar bu kabilden olup; İngiliz'in mahut hedeflerine matuftu. O gün yapılan Baltalimanı Anlaşması ile bugün yapılan Gümrük Birliği Anlaşması aynı gayeyi güdüyordu. 'Onlar ortak, biz pazar' olmaktan kurtulmanın çarelerini, daha yeni yeni aramaya başladık!

Maceraperest sergerdeler marifetiyle Devlet-i Aliye savaşa sokuldu. Onca cephelerde; seneler senesi süren savaşlarda Osmanlı'nın genç ve okumuş nesilleri kırdırıldı. Balkan Savaşı'nda, düşmana tek kurşun sıkılmadan bir kısım şehirler teslim edildi! Çanakkale Savaşı'nda 250 bin Mehmetçik şehit verildi. 90 bin asker, Allahü Ekber Dağları'nda, kara ve buza teslim edildi. 22 gün 22 gece süren; dünya tarihinin en uzun süreli meydan muharebesinde (Sakarya) onca mülazım-ı evvel (yedek subay) toprağa düştü!

1911'de başlayan ve 1921 yılında biten ve tam on sene süren onca savaşların sonucunda Osmanlı; maddesi ve manasıyla yıkılıp gitmiş ve onun külleri üzerinden; Anadolu Yaylası üzerinde genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Yeni devletin kendisi genç ama üzerinde barındırdığı nesiller, bitap ve yaşlı idi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yıldırım hızıyla uygulanan devrimlerle; kalan halkın üzerine silindir gibi gidilmiş; uyduruk mahkemeler eliyle kalan din adamları ve cemiyetin kanaat önderleri darağaçlarında sallandırılmış; böylece doğrular, yırtıcı hayvanların inlerine çekilmeye mahkûm edilmiştir!

Din dersleri tedrisattan kaldırılmış, din adamı yetiştiren okullar bütünüyle kapatılmıştı. Dinden ve din adamlarından 'öcü'den kaçar gibi kaçılmış ve meydan yeri; neredeyse, tüm eğitim müesseseleriyle dinsizliğe vi din düşmanlığına teşne haline getirilmiştir. (Yarın devam; F.B.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.