Pazar yazıları -5-

A -
A +
1966 senesinde; İstanbul İmam-Hatip Okulunda kimya dersimize gelen mübarek Hocamız H. Hilmi Işık Efendi (kuddise sirrûh), bir arkadaşımızın 'niyet'le ilgili sorduğu soruya; her zamanki gibi gözlerini yumarak ve tane tane şu karşılığı vermişlerdi:

"...Yaa kardeşim! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mü'minin niyeti amelinden efdaldir, üstündür.) Hadis-i şerif nedir? Peygamber (aleyhisselam) sözü.. Çok mühim.. Allahü tealadan en ziyade âlimler korkar! İşte o âlimler, bir hadis-i şerif nakledecekleri zaman; abdest alır, istiğfar eder, sararır ve titreyerek o mübarek sözü söylerlerdi. Bakınız; insan iyi niyeti ile nelere kavuşuyor; sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) buyuruyorlar ki: 'Biçare ve yoksul bir adam, zengin ve Hakk'ın inayetine mazhar olmuş birinin sadaka verdiğini, malını köle azad etmek için harcadığını, insanlara cömertlik yaptığını, akrabalarını gözettiğini, mescitler yaptığını; ancak zengin insanların yerine getirebileceği ameller yaptığını görür. Halbuki kendisinde bu imkânlar yoktur. O zengine gıpta eder ve onun gibi kendisinin de parası ve gücü olsaydı, onun yaptıklarını yapmayı temenni ve arzu eder. Bu her iki insan da (zengin ve yardım eden ile fakir ve iyi niyetle zengine gıpta edip; onun gibi zengin olsa, onun gibi yardım etmeyi arzulayan) sevapta eşittir.' 

Bakınız kardeşim; şimdi talebesiniz; niçin okuyorsunuz? Allahü tealaya rahat ve temiz ibadet edebilmek için ve ahiret yolunda yürüyebilmek için okuyorum. Mezun olunca da her yaptığım işte aynı niyette olununca; vazifesini yaptığı kadar hep sevap kazanır. Onun her işi ibadet olur. Dünyada kazandıkları da cabası..."

İslamiyet'in tarifinin iki şey olduğunu o mübarek zattan öğrendim: "Allahü telanın emirlerini üstün bilip onları ta'zim (hürmet) etmek, O'nun mahlukatına şefkatli ve merhametli olmaktır." İnsanlara acımanın ve onlara merhamet etmenin önemini, yine bir hadis-i şerifle; (Peygamber sözü!) vurgulayarak anlattılar: "Çok günah işlemiş, hiç iyilik yapmamış bir kimseyi Kıyamette hesaba çekerler. Ona, (sen dünyada hiç iyilik yapmadın mı?) derler. Hayır, yalnız çırağıma dedim ki, (fakir olan borçluları sıkıştırma! Ne zaman ellerine geçerse o zaman vermelerine söyle. İstediklerini yine ver, boş çevirme!) Allahü teala buyuracak ki; (Ey kulum! Bugün sen fakir, muhtaçsın! Sen dünyada benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana acırız). Onu afv eder."

Bir arkadaşımız ise, kendilerine 'Tarikatları' sordu. Ona da; her konuda ismini zevkle andığı efendisi Seyyid Abdülhakim Efendi hazretlerinin sözünü hatırlatarak cevap verdi: "Tarikatların yasaklandığı haberi kendilerine verilince, Efendi Hazretleri; (onlar, zaten kendilerini kapatmışlardı. Kapalı olan mekânlara bir kilit de bunlar taktılar!)"

Ve; şöyle devam buyurdular:

"Tarikat müstehaptır. Bugün iman tehlikededir. İmandan sonra; haramlardan kaçınmak ve farzları ifa gelir. Müridlik devri eskilerde kaldı; şimdi muhip (sevgi) zamanıdır. İşin başı da, ortası da, sonu da sevgidir; muhabbettir.

İş, Allahü tealayı ve O'nun sevdiklerini sevmektir. Sev kurtul kardeşim!

Sevginin tarifi Mektubat-ı Rabbani'de var kardeşim; 'Sevgi itaattir.' Sevgi inanışı ve işleri ve ahlakı onun gibi olmaktır!"

Ve; yazımızı yine bir Peygamber (aleyhisselam) sözü ile taçlandıralım:

"Kişi sevdiği ile beraberdir!"
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.