Pazar yazıları -32-

A -
A +
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Kulun Rabbine en yakın olduğu hâl, namazdaki hâlidir." Ve "Namazda kul ile Rabbi arasındaki perdeler kalkar!"

İmam-ı Rabbani Hazretleri; 1. cilt 137 ve 3. cilt 87. mektuplarda; "Namazın dünyadaki rütbesi, ahiretteki rü’yetin rütbesi gibidir (Allahü tealayı görmek gibidir); Namaz esnasında; bu farzı bizim Peygamberimiz aleyhisselam eda eylemiştir, ben de eda edeyim diye niyet edildikde umulur ki, farzı yapmak sevabından başka tabi olmak sevabı da ayrıca hasıl ola" buyurur.

Zaten bütün mesele, Resulullah’a (aleyhisselam) uymak, O’na tabi olmak ve O’na benzemeye çalışmaktır. Nitekim; İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu Muhammed Ma’sum Efendi bu hususu şöyle açıklar: "Resulullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) âdet ve ibadette az veya çok benzemeyi büyük saadet ve bereket ve yüksek derecelere kavuşmak bileler. Zira, sevgiliye benzeyenler de sevgilidir." (5. cilt 71. mektup)
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, namaz için sır perdesini şöyle aralar: 

"Allahü teala, secde hâlindeki kuluyla, kendine yakın meleklere karşı övünür. Bu övünme onlara karşı şöyle buyurmasıdır: (Ben sizi ameliniz olmaksızın yaklaştırdım ve meleklerimin seçkinlerinden yaptım.

Şu ise, kulumdur. Kendisi ile yakınlık makamı arasında pek çok perde ve nefsin arzuları, maddi istekler, aile geçindirmek, mal, çocuk, hizmetçi, arkadaş gibi büyük engeller ve çetin sıkıntılar koydum. O bunların hepsini aştı ve secde edip yaklaşıncaya kadar gayret gösterdi ve yakın kimselerden oldu. Ey meleklerim! Size tahsis ettiğim yüce makama bakıp bu kulumun kıymetini biliniz ve benim uğrumda katlandığı sıkıntı sebebiyle hakkını gözetiniz!)


Namazın ne kadar kıymetli bir ibadet olduğuna bakınız!

Namazda en kıymetli şey ise, sözler arasında Allahü tealayı zikretmek, fiiller arasında en kıymetli şey ise secde etmektir. Namazın sözlerinden en üstünü, (Allahü teala kendisini öveni işitti) ifadesidir. Burada kul, Hakk adına bunları söylediği için bu vekillik kulun namazdaki en değerli halidir. Çünkü Allahü teala kulunun diliyle, (Allahü teala kendini öveni işitti) demiştir.

Cenab-ı Hakk şöyle buyurur: ‘Namaz kötülüklerden ve taşkınlıklardan engeller.' [El-Ankebut 45. âyet meali] Bunun sebebi, namazın kendisinin dışındaki görünen davranışları yasaklamasıdır.  Ve; ‘Allahü tealayı zikretmek ise, en büyüktür.' [El-ankebut 45. âyet meali] Yani namazın içindeki fiillerin en büyüğü Allahü tealayı zikretmek, O’nu hatırlamak, sen O’nu görmüyorsan da O’nun seni gördüğünü bilmendir."


Dikkat ediniz; kul, namaza çağrılmakla (huzur-ı ilahiye davetle) kendisine en üstün şeref bahşediliyor. Cenab-ı Hakk, kulunu muhatap alıyor ve onunla konuşuyor ve hatta onun diliyle kendini övüyor. Kul, namazda zikrederek, kendi kalbini itminana (huzura) erdiriyor. Bütün bunların hepsi kulun kendisi için! Hepsinin bereket, feyz ve nurlarının dönüşü kulun kendisinedir. İlahi rahmetin sonsuzluğuna bakınız!

İmam-ı Rabbani Hazretleri 1. cilt 304. mektupta; "Namazdaki her tekbir, o rüknü yapmaya layık olmadığını bildirmektedir" buyurarak; kulun acziyyetine işaret etmektedir.

Elbette O’na layık ibadet etmekten çok uzağız; bundan dolayıdır ki, günahımıza bir tövbe ederken ibadetlerimize bin tövbe etmeliyiz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.