Pazar yazıları -36-

A -
A +
İnsanın yaratılma sebebi, Allahü tealaya ibadet etmek (O’nu bilip; emir ve yasaklarına uymak) ve ubudiyyet (Allahü tealaya teveccüh ve ikbal; yani kalbin huzuru) içindir.
Namaz, bütün ibadetleri kendinde toplamıştır. İbn-i Arabi Hazretleri namazdaki sır perdesini şöyle aralar:
"Allahü teala namaz kılan kişinin kendisine yakardığını bildirmiştir. Namaz nurdur. Dolayısıyla kul, Allahü tealaya en-Nur ismi ile yakarır. Nur, bütün karanlıkları uzaklaştırdığı gibi, namaz da bütün meşguliyetleri keser.. Allahü teala, yakarışında gizli ve açık zikri birleştirmesini kuluna farz kılmıştır. (İçinden zikretmek ve açıkta, topluluk içinde zikir). Cenab-ı Hakk kudsi hadiste; ‘Kulum beni içinden zikrederse, Ben de onu içimden zikrederim. Ben’i bir toplulukta zikrederse, Ben de kendisini, o topluluktan daha hayırlı bir toplulukta zikrederim’ buyurur. Namazdan başka hiçbir ibadet, kulu, Hakk’a yakın varlıkların makamlarına ulaştıramaz.. Allahü teala şöyle buyurur (mealen): ‘Secde et ve yaklaş! El-Alak-19)"
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam; dünyamızdan kendisine üç şeyin sevdirildiğini buyuruyor ve bunların başında, (gözümün nuru olarak ifade ettiği) namazı sayıyor.
Sevgili Peygamberimize aleyhisselam mübarek kalplerinin kırık olduğu bir zamanda Mi’rac lütfedildi ve o lütuf esnasında; ‘Mü’minin Mi’racı’ olan namaz emredildi ve namaz esnasında (teşehhüdde-oturuşta) Mi’racdaki kelimeleri okumak emir buyuruldu.
Bundan dolayıdır ki İmam-ı Rabbani Hazretleri; "Namaz vardır ki, kırık kalpleri zevk ile doldurur" buyurur. (Mektubat 1. Cilt; 261. Mektup)
Yine İmam-ı Rabbani Hazretleri (kuddise sirruh), namazın hakikatlerindeki inceliklerden bahsederken şöyle buyurur:
"… Namazda, ibadetlerin kemalatının hepsi bulunur. Halis ma’budluk olan aslın aslı ile beraberdir. Yani, bütün ibadetleri kendinde toplamış olan namazın, hakikati bulunan mertebenin üstü, her şeyin aslıdır ve bağlandıkları mertebedir…. Şunu da bilmelidir ki, bu mertebede, nazarın, görmenin ilerlemesi ve kalp gözünün kuvvetlenmesi, namaz kılmakla olur. Nihayete erenlerin ibadetleri, hep namaz kılmaktır. Başka ibadetler, belki namazın kemaline yardımcı olurlar. Namazda bir kusur olursa onu tamamlarlar. Bunun için olabilir ki, (Namazın güzelliği, imanın güzelliği gibi, kendisindendir. Başka ibadetlerin güzellikleri, kendilerinden değildir) demişlerdir. Vesselam." (Mektubat, 3. Cilt 77. Mektup)
Burada tekrar İbn-i Arabi Hazretlerine dönelim ve Cenab-ı Hakk’ın kulunu namazla nasıl lütuflandırdığına bakalım:
"...Allahü teala şöyle buyurmuştur: (Namazı Kendim ile kulum arasında ikiye böldüm). Biz kimiz de bizimle Allahü teala arasında bölünme gerçekleşsin?! O Mevladır, faildir ve hareket ettirendir. O celle celaluhu, (Ancak Sana ibadet ederiz) gibi bize izafe ettiği sözlerde bizleri konuşturandır. Ayakta, ruku’da, secdede, otururken, konuşurken O’nun kudreti ile hareket ettiğimizi anladık. Kul, (Hamd-övülme, âlemlerin Rabbi olan Allahü tealayadır) deyince, Allahü teala şöyle karşılık verir: (Kulum Bana hamd etti). Bu O’ndan bir lütuftur. Çünkü kula bunu söyleten kimdir? Kulun değeri nedir ki, Mevla’sı (Kulum dedi, Ben de ona söyledim) desin?!."
İbn-i Arabi Hazretleri, Behlüllerden (akıllı deli) birinin namaz kıldığını görünce; aralarındaki söyleşiyi şöyle nakleder:
Ona sordum: (Namaz kıldığını görüyorum?). Şöyle cevap verdi: (Hayır, Vallahi, O’nun beni ayakta tuttuğunu ve oturttuğunu görüyorum. Benim hakkımda neyi istediğini bilmiyorum). Sordum: (Namazında Allahü tealanın sana farz kıldığı ibadeti yerine getirmek için niyet ediyor musun?). Cevap verdi: (Niyet nasıl bir şeydir?). Ben de; (Bu, amellerle Hakk’a yaklaşmaya yönelmektir) dedim. Bunun üzerine güldü ve şöyle dedi: (Ben adama diyorum ki; O’nun beni tuttuğunu ve oturttuğunu görüyorum. Benimle beraber olan ve kendisini müşahede ettiğim ve benden gizlenmeyen Bir’ine yaklaşmaya nasıl niyet edebilirim ki?! Böyle bir söz delilerin sözüdür; hiç aklınız yok!)
Cenab-ı Hak cümlemizi namaz kılanlardan ve bir nebze olsun namazın hakikatini tadanlardan eylesin. Amin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.