Hançer kimin elinde?

A -
A +
Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, DAEŞ terör örgütünü, İslam’ın kalbine saplanan hançer olarak niteledi ki, el-hak doğrudur. İslam’ın ebedi düşmanları; başta İngiltere olmak üzere, ABD ve diğerleri (Sözde, bunlarla dost ve müttefikiz); dünyanın en eski ve en vahşi savaş yöntemi olan "terör"ü, yeni savaş konsepti olarak seçip tüm dünyanın başına bela ettiler.
Mahut bela işini, Afganistan’la (el-Kaide) başlatıp, Irak savaşı ile sürdürdüler ve en son Suriye iç savaşı ile zirveye çıkardılar. Yahudi’nin, hem muhatabına vurup ve hem de ağlaması gibi; sözde günah çıkarıyorlar ve; sabık İngiliz başbakanının ağzından, "...Irak’ı işgalimiz hataydı, bu yüzden özür dileriz!" demeye getiriyorlar.
Bütün bu kepazeliklerini sergilerken de asıl hedeflerini -ki, onları bihakkın gerçekleştirdiler- gizliyorlar. Bunlardan birincisi, bölgenin enerji kaynaklarını ele geçirmek, ikincisi ise; İslam’ın kalbine mahut hançeri saplamak. Saplanılan bu hançerle de İslam ümmeti arasında bitimsiz bir savaşı (mezhep savaşı) başlatmış oldular.
PKK gibi, ırk esasına dayalı Marksist-Leninist bir örgütle Türkiye’yi 35 senedir uğraştırdılar ve hâlen daha uğraştırıyorlar. Baktılar ki, bu örgütle kat’i neticeyi elde edemiyorlar. Daha açık ifadesiyle Türkiye’yi bölemiyorlar.. Din temelli ve daha vahşi bir örgütü (IŞİD-DAEŞ) sahneye çıkardılar.
ABD ile İngiltere, Orta Doğu’daki yeni parselasyonla ilgilenirken; Rusya da boş durmamış ve âdeta el çabukluğu marifetiyle Ukrayna’ya girip Kırım’ı işgal etti. Bununla da yetinmeyerek; Suriye’deki kaotik ortamdan kendine vazife çıkardı ve topuyla tüfeğiyle Akdeniz’e indi.
ABD’nin doymayan ihtirasları yüzünden; NATO, küresel bir güç olarak işlevini yitirdi. Zira, ABD’nin emrine girip onun güdümünde kalınca; meydanı boş bulan Rusya istediği gibi at oynatmaya başladı. Yine ABD’nin aymazlığı yüzünden Karadeniz’i, Rus gölü hâline getirdi.
Bütün bu kötü emellerin gerçekleşmesinde, bölgede tek engel ülke vardı; o da, küresel bir güç olma yolunda ilerleyen Türkiye idi. Bu engeli ortadan kaldırmanın tek yolu, Türkiye’yi eski Türkiye yapmaktı. Bunun için az uğraşmadılar. Türkiye’deki istikrarı ortadan kaldırıp, kaotik bir ortam oluşturmak için; içerideki ve dışarıdaki tüm şer odakları ile el ele vererek, darbe üzerine darbe düzenlediler. Şu veya bu şekilde Türkiye, bunların hepsini savuşturdu.
İçeride ve dışarıda oluşturdukları algı operasyonları ile Türkiye’yi DAEŞ’in destekçisi gösterip; bölge üzerinde nüfuzunu kırmak istediler. Halbuki, kendileri DAEŞ’le göstermelik dövüşürken, gerçek mücadeleyi  Türkiye tek başına yürüttü ve el-an da yürütmeye devam ediyor.
İslam âleminde fitneyi ateşleyen hançeri, âdeta bir manivela gibi kullanıp, mahut ülkeleri boyun eğmeleri için zorlamaktadırlar.
Düne kadar ABD’nin borusunu çalan Suudi Arabistan, yeni Kral’ı ile birlikte, biraz silkinip kendine gelmeye başlayınca; DAEŞ’le te’dibe yeltenip; Medine de dahil olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde bombalar patlatmaya başladılar.
Tüm İslam ülkeleri akıllarını başlarına devşirip; içlerinde urlaşan DAEŞ örgütü ile gerekli mücadeleyi yapmalı ve kalplerine saplanan bu hançeri söküp atmalılar. Aksi hâlde, kısa sürede ateş bacayı saracak ve eyvah para etmeyecektir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.