Bayrak rüzgâr, millet lider bekler!

A -
A +
Evet; milletçe büyük bir badire atlattık. Aziz milletimize geçmiş olsun. Bir büyük veliye; Rabbini nasıl bilirsin diye sorduklarında, şu manidar cevabı verir: "Rabbimi zıtları bir arada bulunduran olarak bilirim!" Milletimiz, büyüklüğü oranında alçak ve soysuzları da bünyesinde taşıyor!
15 Temmuz 2016 akşamı ülkemiz; dünyada emsali görülmemiş bir alçaklığa sahne oldu. Ancak cinnet kelimesi ile izah edilebilecek bu denli alçaklığı; dilimize tüy bitercesine anlatmaya çalıştığımız mahut Paralel Yapı sergiledi.
Askerî darbeye teşebbüs olarak sergilenen bu cinnet hâli; şimdiye kadar olanların aksine; emir-komuta hiyerarşisine uymadan yapıldı. Gözleri kararmış bu satılmışlar güruhunun hedefinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vardı.
Üç helikopterle Cumhurbaşkanı’nın kaldığı, Marmaris’teki oteline bomba yağdırıldı ve ardından; yüzleri maskeli kişilerce operasyon düzenlendi. Maksatları belliydi; Tayyip Erdoğan’ı ölü veya diri ele geçirmek… 
Allah saklasın, bunu başarmış olsalardı; ülke iç savaşa sürüklenecek ve kardeş kardeşe kırdırılacaktı. O vakit, şimdiki gibi onlarca şehitten bahsedemeyecek; topyekûn milletle güvenlik güçleri karşı karşıya gelecek ve ayrıca mahut güçler kendi aralarında bölünüp birbirini boğazlayacaktı.
Böylesi bir durumun galibi olmazdı ve bu aziz millet onlarca sene belini doğrultamazdı.
Cumhurbaşkanı, durumu istihbar ediyor ve her şeyi göze alarak; helikopterle çok tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. Çıkmadan önce de; televizyonlara canlı bağlanarak; "…Ölümü göze alarak, bu kutlu yola çıktık... Milleti, darbeye karşı koymaları için sokağa davet ediyorum" diyor.
Bayrak, nasıl ki dalgalanmak için rüzgâr beklerse; millet de gürlemek için liderini bekler. Milletimiz, bir asır boyu aradığı liderini bulmuş ve onu başına taç etmişti. On dört seneden beri, kurmuş olduğu siyasi partiyi tek başına iktidara getiriyor ve bizzat kendisini oyları ile seçerek Cumhurbaşkanlığı makamına seçiyordu.
Artık, milleti için ölümü göze almış bir liderle birlikte; lideri için ölümü göze alan bir millet söz konusu idi. "Üst akıl"ın ve onun içimizdeki satılmış soysuzlarının göremedikleri ve anlayamadıkları bu idi.
Onların hesabı varsa, elbette Cenab-ı Hakk’ın da bir hesabı vardı. Ne demişler? Niyet hayır, akıbet hayır!
Bu aziz millet, yüz yıldır beklediği ve bulduğu liderine layık olduğunu gösterdi ve sokaklara döküldü. Yanında çakı bıçağı dahi olmadan, sıralanan tankların üzerine çıktı. Lideri öyle talimat vermişti: Bayrağını al, meydanlara koş!
Ellerdeki bayraklarla ve göğüslerdeki iman gücü ile silahlı çapulcu güçleri darmadağın edildi.
Başta Özel Harekât olmak üzere polisimiz ve hainlerin eylemine iştirak etmeyen askerî güçlerimizin gayreti ve fedakârlıkları, her türlü takdirin üstündedir. Devlet-millet birlikteliğinin en güzel örneği sergilendi. Allahü teala hepsinden razı olsun!
Aziz şehitlerimize rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyoruz.
Bu arada; merhum Özal’ı da hayırla yâd edelim ki; darbecilerin susturamadığı özel televizyonları açtı ve bu aziz milleti TRT’nin silah zoru ile yayınlanan bildirilerine mahkûm etmedi!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.