Pazar yazıları -50-

A -
A +
Aşağıdaki satırlar; Muhyiddin İbn-i Arabi hazretlerinin (kuddise sirruh) Fütuhat-ı Mekkiyye kitabının 7. cilt, 310 ve 311. Sahifelerinden alınmıştır:
"Bu ciltte bu bölümün başında sayı ve sayılanlar konusuna ulaşınca uyudum. Rüyamda sevgili Peygamber efendimizi (aleyhisselam) gördüm. Önündeydim. Birisi -kendisi de duyacak şekilde- bana ‘sayıda çokluğun en azı kaçtır?’ diye sorunca ben de ‘Nahivcilere göre üç, fakihlere göre ikidir’ dedim. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) ‘Onlar da yanılmış, ötekiler de’ buyurdu. Ben de ‘Nasıl söylemeliyim?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Sayı çift ve tektir. Allahü teala mealen şöyle buyurur: (Çifte ve teke yemin olsun) Fecr suresi 3. Âyet meali. Hepsi sayı olduğu hâlde, onları ayırmıştır.’ Sonra mübarek eliyle beş dirhem çıkarıp üzerinde oturduğumuz hasırın üzerine attı. İki dirhem ayrı, üç dirhem ayrı düştü. Bana ‘Soru sorana hangi sayıyı sorduğunu sormak gerekir: Çift mi, tek mi?’ buyurdu. Sonra mübarek elini ikinin üzerine koyarak ‘Bu çift sayılarda çokluğun en azıdır.’ Sonra mübarek elini üçün üzerine koyarak ‘Bu da tek sayılarda çokluğun en azıdır’ buyurdu. Sonra şöyle ekledi: ‘Bu meseleyi sorana böyle cevap vermek gerekir. Gerçek bizce böyledir.’ Uyandım. Uyandığımda rüyayı gördüğüm gibi buraya kaydettim…
…Bir varlığı olmasa bile, sayının hüküm ve gücünün bir yönü ‘Üç kişi yoktur ki, dördüncüsü O olmasın, beş kişi yoktur ki altıncısı O olmasın veya daha azı’ (Mücadele suresi 7. Âyet meali) âyetinde dile getirilir.  ‘Daha azı’ iki demektir ki, bu da zikredilen rüyamızı destekler. Mealen; ‘Ya da daha çoğu yoktur ki, her nerede olurlarsa olsunlar, Allahü teala onlarla birlikte olmasın.’ Kastedilen ise, sayı mertebeleridir. Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) ‘Allahü tealanın doksan dokuz ismi vardır’ buyurur. Bu da sayının hükmüdür.
Allahü teala şöyle buyurur (mealen): ‘Allah üçün üçüncüsü diyenler kâfir oldu.’ Maide suresi 73. Âyet meali. Halbuki ‘üçün dördüncüsü’ diyenleri tekfir etmedi. Çünkü Allahü teala ‘üçün üçüncüsü’ ya da -dil bilginlerinin kullandığı anlamda- ‘dördün dördüncüsü’ olsaydı, mümkünlerden biri olurdu. Allahü teala ise, mümkün cinsinden değildir. Dolayısıyla O’nun hakkında ‘mümkün’ denilemez. Allahü teala her toplam ve çoğul için tektir ve onlarla aynı cins altına girmez. Binaenaleyh Allahü teala ‘üçün dördüncüsü’, ‘dördün beşincisi’dir. Her iki durumda da Allahü teala birdir, tektir, yeganedir..."
           ***
Hazret-i Ömer efendimiz (Allahü teala ondan razı olsun) şöyle buyurmuştur: "Allahü tealadan bana ulaşan her musibette, Cenab-ı Hakk’ın üç nimeti olduğunu gördüm. Birinci nimet, musibetin dindarlığımda meydana gelmeyişi idi. İkincisi, daha fazla olmayışıydı. Üçüncüsü ise, Allahü tealanın o musibete karşı vadettiği ödüldür. Ben de ona bakıyordum."
           ***
Onun bunun hakkını yiyen zamanın valisi, gösterişli ve pek pahalı elbiseler içinde rastladığı bir Allah adamına; "Ey Şeyh! Giymiş olduğum bu elbise ile namaz kılmam caiz midir?" diye sormuş. Şeyh gülmüş; "Niçin gülüyorsun?" diye sorulunca şöyle cevap vermiş: "Aklının kıtlığına ve kendinden bihaber oluşuna gülüyorum" demiş ve eklemiş: "Sen, leşin kanında düşüp kalkan ve onu yiyen, küçük abdesti geldiğinde ise, üzerine değmesin diye ayağını kaldıran köpeğe benziyorsun. Sen haramla tıka basa dolu bir kapsın. Bunca kulun hakkı boynunda iken gelmiş, bana giydiğin elbiseyi soruyorsun!"
Bu yakıcı cevap üzerine vali ağlamış, yöneticiliği bırakmış, tövbe edip Şeyh’in hizmetine girmiş. Şeyh ise, onu üç gün hizmetinde tutmuş, sonra bir ip getirerek şöyle demiştir: "Hükümdarım! Misafirlik bitti, sıra geldi odun toplamaya!" Adamcağız, başının üzerinde odun taşır, onlarla çarşıya girer, insanlar ona bakar ve ağlarlardı. Sonra odunları satar, yiyeceğini satın alır, kalanını sadaka olarak dağıtırdı. Ölünceye kadar böyle yaşadı, ölünce Şeyh’inin türbesinin yanına defnedildi. Kabri şimdi ziyaret edilir. İnsanlar Şeyh’e ziyarete gelip dua istediklerinde, şöyle derdi: "Duayı Yahya’dan isteyiniz, çünkü o hükümdardı, zahid oldu. Ben onun gibi hükümdarlıkla sınansaydım, belki de zahid olamazdım."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.