Pazar yazıları -52-

A -
A +

Meşhur hikâyedir: Halilullah (Allahü tealanın dostu) olan İbrahim aleyhisselam, sevgili Peygamberimiz aleyhisselamdan sonra en üstün Peygamberdir. Misafirsiz yemek yemezdi. Kendi dininden olmayan birisini misafir ettiğinde, ona; "Allahü tealanın birliğini tasdik et ki, sana ikramda bulunayım" demiş. Adam; "Bir lokma yemek uğruna mı dinimi ve atalarımın dinini terk edeceğim?" diyerek ayrılıp gitmiş.

Bunun üzerine Allahü teala İbrahim aleyhisselam şöyle vahyetmiş: "Ey İbrahim! Adam doğru söyledi! Adam yetmiş senedir bana şirk koşuyor iken ben onu rızıklandırdım ve asla rızıksız bırakmadım. Sen ise, yalnızca bir lokma uğruna dinini ve atalarının dinini terk etmesini istiyorsun!" Yanlış yaptığını anlayan yüce Peygamber aleyhisselam, adamın peşinden koşmuş ve yetiştiği gibi kendisinden özür dilemiş ve yemek yedirmek üzere geri dönmesini rica etmiş.
Müşrik "Sana ne oldu?" diye sorunca; İbrahim aleyhisselam şu karşılığı verdi: ‘Rabbim beni senden dolayı azarladı ve bana şöyle buyurdu: (O şahıs beni yetmiş senedir inkâr etmesine rağmen kendisini rızıklandırıyorum; sen ise, bir lokma uğruna dinini ve atalarının dinini terk etmesini istiyorsun.’ Bunun üzerine müşrik şöyle demiş: "Benim gibi bir adam için mi bütün bunlar oldu? Öyle biri gerçek ilahtır ve ibadete layıktır."  Sonra Müslüman olarak İbrahim aleyhisselamla birlikte geri dönmüş.
İbrahim aleyhisselam çok cömertti; bu konuda kendisine soru soranlara şöyle buyururdu: "Ben cömertliği Rabbimden öğrendim; gördüm ki, Rabbim düşmanlarını bile zayi etmiyor, ben de onları zayi etmedim." Bunun üzerine Allahü teala İbrahim aleyhisselama; "Sen benim gerçek dostumsun" diye vahyetti.
Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam; "Kişi dostunun dini üzeredir (Kişinin dini dostunun dini gibidir), her biriniz kiminle dostluk yaptığına baksın (dikkat etsin)" buyurur.
              ***
Bayezid-i Bistami hazretleri (kuddise sirruh) Hakk’ı aramak uğruna Bistam’dan ilk kez çıktığında, bir adam karşısına çıkarak; "Ne arıyorsun?" demiş. Ona, "Allahü tealayı arıyorum" deyince, adam "Aradığını Bistam’da bırakmışsın!" demiş. Bunun üzerine Bayezid-i Bistami hazretleri, O’nu nasıl arayacağının farkına varmış. Zira bu durum "Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir" (el-Hadid suresi 4. âyet-i kerime meali) âyetinde dile getirilir.
              ***
Üç çeşit rüya vardır: Bir kısmı müjdeli rüyalardır. İkincisi ise, kişinin uyanıkken yapıp hayaline nakşedilmiş iç konuşmalarıdır. Üçüncü rüya türü ise, şeytandandır.
Tirmizi’de bulunan bir hadis-i şerifte sevgili Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyurur: "Kıyamet yaklaşınca, mü’minin rüyası yalan çıkmaz. Mü’minlerin içinde rüyası en doğru olanı, sözü en doğru olan kişidir. Müslümanın rüyası, Peygamberliğin kırk altıda birlik parçasıdır. Rüya üçe ayrılır. Salih rüya Allahü tealadan müjdedir. İkincisi şeytanın üzmesinden ibarettir. Üçüncüsü ise, insanın iç konuşması şeklindeki rüyadır. Biriniz hoşlanmadığı bir rüya görünce, kalksın namaz kılsın ve rüyasını kimseye anlatmasın."
              ***
Sevgili Peygamberimize (aleyhisselam) "Allahü tealanın veli kulları kimlerdir?" diye sorulunca; "Görüldüklerinde Allahü tealanın hatırlandığı kimselerdir" buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.