Bahçeli’nin devlet adamlığı

A -
A +
Üst aklın ABD ve CIA olduğu, FETÖ Silahlı Terör Örgütü’ne açılan Çatı davasının iddianamesinde yer aldı. Bu duruma; başta ABD olmak üzere, dost ve müttefik olduğumuz diğer ülkeler inanmayacaklar ama gözüken köy de kılavuz istemez.
NATO ile birlikte içimize giren ABD; oluşturduğu vesayet sistemi ile devlet ve milletimizle; kukla oynatır gibi oynamaktadır. Yapılan onca ihtilallerin ve bunların ürünü olan 61 ve 82 anayasalarının arkasındaki gücün ABD olduğu apaçık bir hakikattir.
Demokrasiye geçmemiz gerektiğini dayattılar ama hiçbir zaman gerçek demokrat olmamıza müsaade etmediler. Seçimle, sözde iktidara gelen partinin boynuna davulu astılar ve lakin tokmağı hep ellerinde tuttular.
Birinci Cihan Savaşı’ndan sonra vasimiz olan İngiltere’den tevarüs ettirdikleri kural: "Türkleri ne oldurmak ve ne de öldürmektir; tek kelime ile SÜRÜNDÜRMEKTİR!"
Necip milletimiz onca feraset gösterip; istikrar için tek parti iktidarlarına imkân tanıyıp; kalkınma hamlelerine her girişildiğinde; ellerinde tuttukları tokmağı, devamlı vurdukları davul yerine, mahut iktidarların kafalarına vurarak süründürme işlemlerine devam ettiler.
Üst akla göre; Türkiye, iç ve dış ticaret yapıp, kalkınmaya girişmemeli: Ya ne yapmalı? Dışarısının (IMF) verdiği harçlıkla geçimini, o da kemerlerini sıkarak temin etmeli. Tıpkı gurbete gönderdiğimiz işçilerimiz gibi; aç kalıp para biriktirsek ve onunla yatırım yapmaya kalksak bile müsaade etmezler.
Bize reva gördükleri siyasi sisteme bakın; bununla kurabildiğimiz hükümetlerin ortalama ömrü on sekiz ay. Bir buçuk senede bakan; daha bakanlığını tanıyamadan gidiyor.
Böyle bir sitemin yürüyemeyeceğini; iktidara gelen ve iktidarsızlıkla malul olan her siyasi lider gördü ve bunu dillendirdi. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alparslan Türkeş ve Recep Tayyip Erdoğan; damdan düşenler olarak, bu acı tabloyu gördü ve kurtuluş reçetesi olarak Başkanlık sistemini önerdiler.
Sorumsuz muhalefetin; "tek adam" ve "despotizm" olur zevzekliklerine kulak asmayın. Asıl mevcut sistemde o dedikleri var; otuz-kırk sene geçiyor; kazanan ve kaybeden tüm liderler, hâlâ siyaset sahnesinde boy gösteriyor. 
Ama yapılması düşünülen sistemde seçilen cumhurbaşkanı ancak iki dönem görev yapabilecek.
Hatırlayın; 367 garabeti ile muhalefet, kendi kazdığı kuyuya düştü. AK Parti, MHP’nin de yardımıyla cumhurbaşkanını halka seçtirmek zorunda kaldılar. Aynı zihniyetin kaleme aldırdığı 82 anayasası ile abartılı yetkilerle donatılan cumhurbaşkanını; üstüne üstlük bir de millet doğrudan seçerse, işte ortaya bugünkü çarpık durum çıkmış oldu.
Yani, sayın Bahçeli’nin işaret ettiği gibi; fiilî durumla mevcut sistem çatışır oldu. Cumhurbaşkanı ile başbakan aynı partiden de pürüz çıkmıyor. Aksi durumda çatışma kaçınılmazdır ve ülke bir anda kaosa sürüklenir.
İktidar partisi, özellikle devlet konusunda ne zaman sıkışsa; devlet adamlığı kumaşına sahip sayın Bahçeli ve MHP, basit siyasi mülahazaları derhal bir kenara bırakıp imdada yetişiyor.
Milletin takdirini kazanan bu özverili ve sorumlu hâlin, daha ilk seçimlerde sandığa yansıyacağından ve sayın Bahçeli’nin ve MHP’nin milletimizin teveccühlerine mazhar olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.