Taksi mağduriyeti

A -
A +
Çeşitli televizyon kuruluşları, programlarında konuk olarak ağırlamak üzere davet ediyorlar bizi, takip ediyorsunuzdur. Bulunduğumuz yere de bir araç gönderiyorlar. Şirket aracı. Arabaya binmek üzere arka kapısını açar açmaz şoförün melûl bir ifade eşliğindeki yakarışını işitiyorsunuz:
"Beyefendi acaba öne oturabilir misiniz?
"O niye?"
"Trafikte sorun oluyor bize"
"İyi de neden?"
"Taksi şoförleri plakalarımızı trafiğe bildiriyor, polis de bizim önümüzü kesip kaçak taşıma yaptığımız gerekçesiyle ceza kesiyor ve bazen ehliyetimizi alıyorlar"
Konuşmalar aşağı yukarı bu minvalde hep.
Şoför yanına oturmak da hiç sevmediğim bir şey. Arka koltukta gazete, kitap okuyup, yazı yazabiliyor ve daha rahat telefon konuşması yaparak pek çok işinizi halledebiliyorsunuz. Ama ekmek parasını kazanmaktan başka işi olmayan birine zarar gelmesin diye mecburen öne oturuyorum.
Şunu merak ediyorum:
Taksilere tanınan sınırsız özgürlüğün sonu ne zaman gelecek? Yol adres bilmeden trafiğe çıkan, adam dolaştırıp fazla para alan, içi leş gibi sigara kokan, kir pastan geçilmeyen, canı istemediğinde yolcu almayan, işaret eden müşterilere "nere gideceksiniz" diye soran, kötü havalarda toz olan taksi şoförlerinin plakalarını bildirdiğimizde trafik polisi neden işlem yapmıyor mesela?
Bu kriterlere bakıldığında İstanbul'da ruhsatlı kaç taksi kalır bir düşünelim.

CHP'nin kentsel dönüşüm stratejisi:
KARŞIYIM AMA İSTİFADE EDERİM

CHP kentsel dönüşüme "Biz muhalefet partisiyiz" diye karşı çıkıyor. Oysa deprem tehlikesiyle burun buruna yaşayan bir şehir için muhalefet partisinden daha kreatif ve yapıcı eleştiriler gelmesi beklenir. Çünkü sonuçta kentsel dönüşümden en çok istifade edenlerin başında CHP geliyor.
Bunu CHP'li seçmenlerin çok yoğun olarak yaşadığı Kadıköy yakasında binlerce apartman sakininin kentsel dönüşüm yasasının sağladığı olanaklardan, devlet yardımından ve emsal artışından istifade etmesiyle kolaylıkla anlayabiliyoruz.
Malum apartman sakinlerinin üçte ikisi karar verip müteahhitlerle anlaştığında 18 ay boyunca daire başına 650 lira kira yardımı, kirada oturanlara 1300 lira taşınma parası ödeniyor. Faiz destekli kentsel dönüşüm kredileri de önemli bir katkı sağlıyor bu dönüşüme. Nitekim Bağdat Caddesi ve civarında müteahhitlere verilen binaların haddi hesabı yok.
Ancak CHP'li Kadıköy Belediyesi olan biteni izlemekle yetiniyor sadece. Aslında Kadıköy yakası "nasıl olsa laikçilikten oylar cepte" diyen anlayış yüzünden yakında harabeye dönecek eğer böyle giderse. Ne yollar yenileniyor, ne toplu taşıma konusunda adım atılıyor. Bağdat'a uyduruk bir bisiklet yolu yapıldı o da kenar süsü gibi duruyor artık.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk şu anda "topal ördek" statüsünde olduğu için ona sormuyorum, çünkü o yapamadıklarının hesabını vermek durumunda. Ancak bu seçimde görev yapacak belediye başkanının ilk işi Kadıköy içinde tramvay ve tahsisli yollarla toplu taşımayı geliştirmek ve Kurbağalıdere'nin ıslahı olmalı.

GELECEĞİN EN BÜYÜK İLÇESİ SARIYER'DE NE OLACAK?

Perşembe günkü yazımda "Ne olacak bu Sarıyer'in hâli" diye sormuş, ilçe seçim kuruluna geç teslim edilen listeler yüzünden CHP adayı Şükrü Genç'in seçime katılamama tehlikesini yazmıştım. Zaten tüm basın da bu konuyla ilgiliydi. Sonuçta İl Seçim Kurulu seçime girebileceğine karar verdi. İyi de oldu.
Ama Ak Parti adayı Sedat Özsoy bu arada büyük bir fırsatı kaçırdı. Bir basın toplantısıyla "Biz yapılan hatadan istifade etmek niyetinde değiliz, rakibimiz seçime girebilmeli, biz sandıkta yeneceğiz" mealinden sözler söyleseydi en azından takdir toplardı.
Sedat Özsoy'a birkaç öneri daha: Bence projeleriyle öne çıkmalı. Çankırılı, Giresunlu, Tokatlı ve Sivaslıları ikna etmek için de yeni projelere ve vaatlere ihtiyaç var. Şükrü Genç Sarıyer'de taş üstüne taş koymadı. Eski Başkan Yusuf Tülün ona bir asfalt fabrikası bıraktı ama o Sarıyer'de yol bile asfaltlamadı doğru dürüst. Üçüncü köprü ve üçüncü havalimanıyla birlikte İstanbul'un en büyük ilçesi olacak Sarıyer için daha geniş bir vizyon gerektiği açık.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.