Duyduk ki mevzu derinmiş, geldik usta!

A -
A +
Miting alanına girerken.
Fotoğraftaki delikanlının elinde tuttuğu pankartta yazılı olan bu sözler aslında her şeyi özetliyor:
Duyduk ki mevzu derinmiş, geldik usta!
Mevzu derin, kurulan tuzaklar da.
Ne müttefik belliydi, ne de sığınakların yeri.
Pusuları kuranlar saf değiştirmişti. İhanet kol geziyordu.
Yine bir pankarta geçelim:
"Çakalların saltanatı aslan kükreyene kadardır."
Bir başkası daha:
"İzindeyiz Adam"
Daha neler yok ki? "Al ömrümü senin olsun Uzun Adam" diyeninden, "Hoca bu ceket kaç beden" sorusuna kadar. Yanına bir de ceket çizmiş.
Halkımız ne güzel anlatıyor, kimileri anlamakta zorlansa da.
 

 

MİTİNGE GELİP DE KATILAMAYANLAR

ATV Avrupa'daki programımı bitirdikten sonra saat 15.00'de Levent'ten metroya bindim. Baktım ortalık gayet sakin. Öyle ya 16.00'da başlayacak bir miting için insanların akın akın gelmeleri gerekmez miydi? Sonra tren yavaş yavaş dolmaya başladı. Yenikapı'da ilk inen bendim ve yürüyen merdivenlerden aşağıya baktığımda bir ordu geliyordu âdeta.
İlk kez katıldığım bir mitingde böyle bir olay yaşadım.
Yenikapı metro istasyonundan miting alanına giden yolda yürürken binlerce insan da akın akın geri dönüyordu. Saat 15.40 civarıydı. Ne olduğunu merak edip sordum birkaç kişiye. Biri "Gözümüz korktu abi, çok kalabalık alan. Mitingin sonunda biz buradan ancak 3-4 saatte çıkarız. En iyisi evde TV'den seyretmek diye geri dönüyoruz" dedi.
Miting alanına zar zor girebildim. Biraz dolaştıktan sonra ben de halkımız gibi mitingi evden izlemek üzere saat 17.00'ye doğru alandan ayrılmak istedim. Ama ne mümkün. Binlerce insan benim gibi gidiyor, binlercesi de karşıdan miting alanına geliyor. Bir ara koca cadde sıkıştı. Durdu yani. Alandan anonslar yapılıyordu "Gelmeyin, meydan doldu" diye.
Zaten alanın dışında bir o kadar büyük bir saha vardı ve orası da tıklım tıklım doluydu.
Özetle söylemek istediğim şu. Mitinge gelip de katılamayanların sayısı neredeyse alanı doldurup mitinge katılanların sayısı kadardı.

"Aydınlar"ın maratonu ve satisfaction

Eşim Japon yazar Haruki Murakami'nin kitaplarına daldı son zamanlarda. Bazen birtakım pasajlar okuyor bana.
Murakami "Koşmasaydım yazamazdım" adlı kitabında koşmakla yazmak arasındaki ilişkiyi çok çarpıcı biçimde anlatıyor. Ve koşmanın aslında bir aydının hayat yolculuğuyla en uyumlu spor olduğunu anlıyoruz sözlerinden. Çünkü tek başına yapılan bir spor, takım işi değil ve ekipmana ihtiyaç yok.
Evet, koşarak yazabildiğini ve hatta maraton bile koştuğunu anlatıyor Murakami.
Markar Esayan Yeni Şafak'ta dün çıkan "Aydın'ın mahallesi Cihangir değil, hakikattir" başlıklı yazısında bir okurunun mektubuna yer veriyor. Denk düştü:
"Milletçe yarı yolu geçtik büyük ihtimalle ama aydın bilip peşine takıldıklarımızdan maraton koşabilecek çok azı kaldı yanımızda. Gördük ki aydınlarımızın pek çoğu maratoncu değil 100 metre koşucusu, bazıları da anca 400 metreciymiş. Nefesleri yetmedi, tıkanıp kaldılar. Daha gidecek çok yol olduğunu görenler cepheden esen her rüzgârda, adımlarını yavaşlatan her yokuşta, yolu uzatan her virajda bir bahane bulup kendilerini yolun kenarına atmaya başladılar."
Ne hoş metafor.
Yine Murakami'den bir hatırlatma.
Efsanevi Rolling Stones'un lokomotifi ve solisti Mick Jagger bir keresinde "45'ime geldiğimde Satisfaction'u söylemeye devam ediyorsam ölürüm daha iyi" demişti. Ama 65'ine geldiğinde hâlâ aynı şarkıyı söylüyordu.
Laf lafı açıyor. Markar Esayan'ın makalesinde sözünü ettiği hakikatin dışına düşen (Siz bunu maratonun dışına düşen diye okuyun) ve Cihangir esnafına dönüşen vadesini doldurmuş bu aydın takımı; Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Murat Belge, Mehmet Altan Orhan Pamuk vb.leri, Ertuğrul Özkök başta olmak üzere eskiden kavga ettiği tüm isimlerle Nazlı Ilıcak'ın Beyaz Köşkü'nde bir araya gelmişlerdi hatırlarsınız. Yaş ortalaması 60'a yakın malum. Bilin bakalım ne çalınıyor gecenin DJ'i Yavuz Baydar tarafından bu anlamlı buluşmada?
Bildiniz, Satisfaction!
Şarkının asıl adı "I can't get no satisfaction" bu arada.
Durum umutsuz anlayacağınız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.