Davutoğlu başlarken güncel bir ders

A -
A +

Bugün itibariyle Cumhurbaşkanı'nın Tayyip Erdoğan, Başbakanı'nın Ahmet Davutoğlu olduğu yeni bir Türkiye'ye uyandık.
Başbakan Ahmet Davutoğlu büyük bir sorumluluk aldı omuzlarına. Ama aynı zamanda şanslı da. Çünkü, kendi gözlerinin önünde yaşanan büyük bir deneyim var ortada. Bir bakıma Erdoğan'ın çıraklık ve kalfalık döneminin ağır handikapları, onun için bir yol haritası olacak. Üstelik, Cumhurbaşkanlığı makamında canlı bir pusula var.
Eminim, önümüzdeki günlerde yeni Başbakan'ın siyasi ufku ve hayat perspektifi bol bol sorgulanacak. Eserleri ve yüzlerce makalesi didik didik edilerek, etki alanı Balkanlardan Ortadoğu'ya ve Ortaasya steplerine kadar uzanan hedefin "arka plânı" keşfedilmeye çalışılacak.
ABD-Britanya arasındaki ortak çıkarlara dayalı"Anglo-Sakson" ittifakından ya da İsrail, Fransa ve Almanya'nın malûm "aktiviteleri"nden zerrece rahatsız olmayanların, Büyük Türkiye fikrini mercek altına alacakları muhakkak. Zaten bunu dinlemelerden, darbe plânlarından, kalkışmalardan anlıyoruz.
Aslında iyi de oluyor. Sürekli teyakkuz halinde ve hazırlıklı kalabilmeyi öğrendik. Rehavetin ülkemize nasıl bir fatura çıkaracağını da.
Ama yeni Başbakan'ın "Güçlü Türkiye" hedefini realize ederken, güçlü ülkelerin politik pratiklerinden yararlanması gerektiği de çok açık.
Güncel bir örnekle sebebini açıklayayım.
Geçtiğimiz hafta Almanya'da NSU(Nasyonal Sosyalist Yer altı Örgütü) cinayetlerini inceleyen araştırma komisyonunun yaklaşık 2 bin sayfalık raporu açıklandı.
Thüringen Eyalet Meclisi Başkanı Birgit Diezel, üzgün bir ses tonuyla neo nazilerce öldürülenlerin ailelerinden özür diledi.
Bu özür ilk değil.
Şansölye Angela Merkel de, kendi istihbarat teşkilatları ve güdümlerindeki medya organları aracılığıyla "dönerci cinayetleri" diye kamuoyuna yutturdukları neo-nazi cinayetleri bir rezaletle ortaya dökülünce "özür" dileyerek Almanya parlamentosunda mumlar yakarak dramatik törenler düzenlemişti.
ÖZÜR DİLE, OLSUN BİTSİN!
Show mükemmeldi. Tabii, özür dilendikten sonra daha da kolaydı her şey. Kimi göstermelik görevden almalar, tiyatro gibi yargılamalar, ölenlerin ailelerine gülünç bir tazminat ve olayın üstünü kapamaca.
Raporda "ürkütücü yanlışlar"dan, polis ve istihbarat teşkilatının yaptığı vahim hatalardan sözediliyor.
İnandık hemen! Meğer hepsi hata ve yanlışlıkmış.
Oysa olan biten hiçbir şey tesadüfî değildi. Bu rapor, Alman derin devleti ve istihbaratının, neo-nazilere işlettirdiği taammüden cinayetlerin üstünün örtülmesiydi.
Nitekim asıl sorumlular yerine bizim medyanın komik bir şekilde "Nazi Gelini" diye adlandırdığı Beate Szchaepe yargıç önüne çıkarılıp onun mahkeme heyetinin engin hoşgörüsüyle, utanmazca, sırıtarak gösteri yapmasına izin verildi.
Almanya'daki Türk kamuoyu da bu olayı aval aval izledi. Duruşmaların yapıldığı mahkemenin önünde anlamlı bir kalabalık bile toplanmadı bugüne dek.
Özür diledi ya Almanlar, bu onlara yetti.
Şimdi hâlâ canlı tutulan bir örnekle Türkiye'ye dönelim.
ROBOSKİ'Yİ HATIRLAYALIM
Malum, Türkiye Roboski'de(Uludere) büyük bir kumpasla karşı karşıya kaldı. Hani, 28 Aralık 2011 gecesi, hava kuvvetlerinin Şırnak'ın Roboski ilçesi yakınlarındaki Irak topraklarında F-16 uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 35 Kürt vatandaşın hayatını kaybettiği olayda.
Korkunç bir faciaydı.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan birçok bakanla birlikte Roboski'ye gidip ailelerin acılarını paylaştı, gözyaşları içinde onları dinledi. Başbakan Erdoğan olayın çok üzücü olduğunu söyleyerek ailelerin tüm mağduriyetlerinin karşılanacağını ve yüklü miktarlarda tazminat ödeneceğini açıkladı.
Yargı süreci de işlemeye başlamıştı.
Bu yaklaşımı ilk başta olumlu bulan aileler bir süre sonra "özür" beklediklerini açıkladılar.
Roboski işte bu özre kilitlendi uzun süre. Muhalefet de kullanıp durdu.
Hülasa...
Almanya'dan öğrenilecek çok şey var. Diğerlerinden de...
Erdoğan'ın Ermeni büyük felaketinin yıldönümündeki taziyesinin oluşturduğu hava bile bu konuda gerekli fikri veriyor.
Davutoğlu'na başarılar dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.