Erdoğan'ın liderliği; gücü keşfet!

A -
A +
Alim olmakla arif olmanın arasında hangi farklar bulunduğuna, ferasetin ve liderliğin ne anlama geldiğine dair bir örnek bu.
Pazartesi günü, TÜSİAD'cıların ele geçirmek için binbir entrika çevirdikleri ama buna rağmen organizasyonu Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne(TİM) kalan Dünya Ekonomik Forumu yapıldı biliyorsunuz.
TİM, bu toplantı çerçevesinde, kendini marka podyumunda yeni slogan ve logo ile tanıtma kararı alan Türkiye için aylar öncesinden bir çalışma başlattı. Şimdi anlatacağım evveliyatını bildiğim bir konu, onun için açık açık yazıyorum. TİM bir İngiliz firmasına bunun için milyon Dolarlar ödedi. Ortaya çıkan logo ayrı bir tartışma konusu ama slogan şuydu:
"Turkey, Discover the Potential"
Yani;
"Türkiye'nin potansiyelini keşfet"
Slogan henüz şekillenmeye başladığı sırada bazı dostları TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'yi uyardılar. Onlardan biri Sabah Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz'du. Ben bu konuşmadan o vakit de haberdardım. Şeref Oğuz, Sayın Büyükekşi'ye "Bu slogan geri kalmış ülkeleri çağrıştıran ve acz içeren bir slogan. Mauritus yıllardır Financial Times gazetesine yarım sayfa tam da bu deyimle ilan veriyor. Dahası bu sloganı ABD'de Mormon tarikatı da kullanıyor" dedi. Mehmet Büyükekşi çok şaşırdı ve hemen bu konuda girişimde bulunacağını söyledi ama geçen Pazartesi, Dünya Ekonomik Forumu'nda bu slogan aynen karşımıza çıktı. Üstelik Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açılırken.
İşte orada bir kez daha anlaşıldı. Geçmişlerinde bilmem ne kadar diploma, dünya kadar sayfa ve akademik kariyer bulunan âlimler, entelektüellerin yanında arif olmanın, liderliğin ve liderlik ferasetinin eşsiz bir örneğini daha sergiledi Erdoğan. Türkiye'nin Markası olarak lanse edilen "Türkiye'nin potansiyelini keşfedin" sloganına bakar bakmaz şaşırdı ve hemen şöyle dedi:
"Bu sloganı GÜCÜ KEŞFEDİN diye değiştirin"
Çünkü, kendine güvenen ülkeler "Güç" ile yatırımcılara güvence verirler. Siyasal ve ekonomik istikrarları, her türlü saldırıya dayanıklılıkları, yakaladıkları başarılar ve dünyada aldıkları rolle verimlilik, huzur, kârlılık ve büyüme vaat ederler.
Sonuçta dünya kadar paraya "keşfedilen" bu slogan, Türkiye'yi resmedemiyordu. Keşke sadece Erdoğan değil, herkes bu olgunun farkına varabilseydi.
Ama biz olmasak da yabancılar farkında.
Almanya'nın Türkiye karşıtı gazetelerinden Die Welt'in iki hafta önce "Türkiye atom bombası yaptı" diye bir haber patlatmasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Yapmıştır ya da yapmamıştır. Atom bombası aslında bir simge. Uzun zamandır diğer refikleriyle birlikte "Türkiye IŞİD'i destekliyor" kara propagandası yapan Die Welt, aslında "Bak güçlenen bir Türkiye var ve üstelik atom bombası da yapmakta" mesajı veriyor.
Gayeleri, Türkiye'yi dört bir yandan kuşatıp Ortadoğu'ya asker etmek ve gücünü yeniden sıfırlamak.
Acı veren tarihi bir bilgi. Sultan Abdülhamid'i deviren İttihatçı Enver ve şürekâsı ülkeyi Almanlara sattı ve onlar için Osmanlı'yı savaşa soktu. Bu uğurda ülke bir milyon evladını kaybetti. Tüm entelektüel sermayesi yok olup gitti. Koskoca imparatorluk bitti, bitirildi.
Sultan Abdülhamid'den bu yana değişmedi hevesleri.
Türkiye son hükümetiyle sadece yakın değil uzak geçmişten de yeterli dersleri almış bir devlet. Bir güç; sakin güç, siyasal güç, ekonomik güç, askeri güç... Ne derseniz deyin. Sonunda tüm saydıklarımızın bir toplamı.
Yabancılar iktidarı ve muhalefetiyle, STK'ları ve akademisyenleriyle ülkelerinin çıkarlarını kolluyorlar. İçlerinde tutarlılar.
Asıl mühim mesele Türkiye'nin bu odaklara bağlı olan sermayesi, medyası ve siyasal oluşumlarının vatansever olamaması ve memleketini sevememesi. Bu yüzden de verilen her emri üstleniyorlar.
Emir altında hareket eden insanların en dehşet verici görevleri yerine getirmeye muktedir oldukları bilinir. O nedenle bu çevreler emir kaynakları engellendiğinde sudan çıkmış balığa döner ve geriye dönüp baktıklarında kendilerini tanıyamazlar. Hatta öyle büyük bir utanç duyarlar ki tüm geçmişlerini inkâr ederler.
Şimdilerde bu sürecin başlangıcındayız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.