Sizin için hangi öldürme yöntemi ahlâkîdir Sayın Demirtaş?

Aradan bir ay geçmiş şimdi konuşuyor.

Yaşananlardan tedirgin olmuş.

"Savaşın bile bir hukuku ve ahlâkı var" diyor.

Ahlâk kavramından epey uzaklaşmış ve hukuk dışılığı savunmayı şiar edinmiş birinden savaşın ahlâkı ve hukuku üzerine söylev dinlemek de varmış kaderimizde.

6-7 Ekim katliamlarına "savaş" demek ise cinayetlerin sırtınızdaki yükünü azaltmıyor. Ellerinize kan bulaştı.

Bu sözlerim size Sayın Selahattin Demirtaş.

Hani, İmralı'yı ziyaretinizde Öcalan size "çocukların nasıl" diye sormuştu ya... Hatırladınız mı?

Herkesin çocuğu kıymetlidir. Kıllarına zarar geleceğine onlar için ölürüz.

16 yaşındaki Yasin Börü ve onlarca genç çocuk, sizin ayaklanmaya çağırdığınız azgın PKK'lılar tarafından işkence edilerek, vahşice katledildi.

Onlar da çocuktu. Tıpkı sizin çocuklarınız gibi...

Ne hissettiniz, merak ediyorum. Bir an bile, kendi çocuklarınızı o çocukların yerine koyup üzüldüğünüz oldu mu?

Keşke söyleseniz; "Çok üzüldüm, işin bu noktaya geleceğini bilemedim" diye ve ben de "İşte, insan Demirtaş" desem.

Ve kreşendo! Şu sözleriniz:

"Diyarbakır'da eşinin yanında infaz edilen astsubay. Yapanlar her kimse son derece çirkin bir şekilde, ahlaksızca bir yöntem seçmişler."

Çirkin ve ahlâksızca bir yöntem seçmişler ha?

Soruyorum o hâlde:

Size göre, hangi öldürme yöntemi daha münasip ve ahlâki olurdu Sayın Demirtaş?

CHP'DE YENİ SÖYLEM: "MEZHEP DE ALEVİLİK DE YANLIŞTIR"

"Dış güçler son zamanlarda Aleviliği kaşımaya başladı. PKK'yı kurarak bizi kızdırmak isteyenler, yakında Alevi-Sünni kargaşası çıkarmaya çalışacak. Cemevleri önceden yoktu. Aleviler camilerde ibadetlerini yapardı. İzzettin Doğan'a 'Cemevleri kurmakla bölücülük yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz' dedim. Bu ülkede Alevilik mutlaka gündeme gelecek. Mezhep de yanlıştır, Alevilik de. Alevilik İslam'ın değişik bir yorumudur."

28 Şubat sürecinin haşmetli generallerinden eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, 15 Nisan 2003 tarihinde Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği'nde düzenlenen bir toplantıya konuşmacı olarak katılmış ve böyle konuşmuştu.

Aynı Tuncer Kılınç, önceki gün törenle CHP'ye katıldı.

Tuncer Kılınç, o toplantıda dindarları yobazlar diye nitelemiş, dinleyicilerden gelen itirazlar ve bağırış çağırışlar üzerine salonu terk etmeye kalkmış. Sonra da CHP'lilere çok ilginç gelecek şu konuşmayı yapmış:

"PKK örgütü AB'nin gerçekleştirdiği bir örgüttür. 33 bin insanımızın ölmesine AB sebep olmuştur. AB, Türkiye'deki terör örgütlerini gizli ve açık desteklemiştir. AB, TC'nin yeniden palazlanıp Osmanlı gibi olma korkusunu yaşamaktadır."

Aslında Kılınç'ın bu sözlerinin altına imza atacak epey ulusalcı CHP'li ve AK Partili vardır.

Malum, Ergenekon davasında da yargılandı, yattı ve tahliye edildi Tuncer Kılınç. CHP'ye katıldığını duyuran Tuncay Özkan'ın da dava arkadaşıdır kendisi.

Anlaşılan o ki CHP lideri, şimdi Tuncer Kılınç gibi Alevi ve Kürt düşmanlarını da partiye doldurarak benzersiz bir karışım oluşturma peşinde.

CHP'de yeni bir döneme girildiği muhakkak. Kemal Kılıçdaroğlu, yandan çark ettiği Dersim özrünü Sezgin Tanrıkulu'na havale etti geçende ama o da elinde patladı. Teamül, partisinin iktidar olduğu dönemde işlenen cinayetler ve yapılan katliamlar için CHP Genel Başkanı olarak kendisinin özür dilemesi ve hesap vermesi yönünde.

Ama bu arada atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni Alevi paketini Dersim'de bir Cemevini ziyaret ettikten sonra açıklayacak. Sızan bilgilere göre içinde çok ileri maddeler var.

Kemal bey ise keşke Davutoğlu'nun "Dersim modern bir Kerbelâ'dır" sözlerinin travmasını üstünden atamadan konuşmasaydı. Ve alelacele "Sen önce Maraş katliamını, Madımak katliamını soruştur" derken, iki katliamın da CHP ve SHP'nin iktidar olduğu dönemde yaşandığını unutmuş olmasaydı.

Ne hazin bir tablo.

Kemal beye son bir öneri. Davutoğlu ile Aleviliği tartışmayı tasarlıyorsa eğer, en azından 12 İmam'ın beşinin adını öğrenmesi.

Aleviler umurunda olmasa da bu kozu kaybedeceği için Sayın Kılıçdaroğlu'nun işi artık bundan sonra çok zor.