ŞUURSUZ MODERNLER VE AMERİKA'NIN KEŞFİ

A -
A +
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Latin Zirvesi'nde Amerika kıtasına ilk gidenlerin 1178 yılında Müslüman denizciler olduğunu söylemeseydi, bu eğlenceli tartışma ortaya çıkmayacaktı.
İslamiyetle ilgili her şeye alerji duyan ve Rönesansın aydınlattığı Beyaz Türkler ayaklandı. Gezi'de kullandıkları ithal espriler tükendiğinden kaba, vülger alaylarla idare ettiler. Cumhurbaşkanı'nın "Cristophe Kolomb'un hatıralarında, Küba kıyılarında, dağın tepesinde bir caminin varlığından bahsedilmektedir" demesiyle iyice zıvanadan çıktılar. Aslında anlaşılabilir, Kâbe yerine ikame ettikleri Küba'da cami yapılabileceği fikri, onlar için yeterince çıldırtıcı. Erdoğan Küba'nın Latin Zirvesi'ndeki temsilcisi Yahya beyin (Yahya Pedro) daveti üzerine 2015 yılı başında Havana'ya yapacakları ziyarette eminim Raul Castro'ya söyleyecektir bu önerisini. Olur mu olur. Raul Castro'nun pragmatist bir lider olduğunu unutmayalım.
Zaten, Amerika'ya ilk gidenlerin Müslüman denizciler olduğunu söyleyen de dünya çapında bir bilim insanı Prof. Dr. Fuat Sezgin'miş ve bu konuda kitap bile yazmış.
Bu bilgi bana yıllardır merak ettiğim bir konu hakkında ipuçları verdiği için çok ilginç geldi. Bir zamanlar dünyayı sallayan, Türkiye'ye de gelip konser veren Bueno Vista Social Club grubunun kurucusu, Grammy ödüllü Kübalı müzisyen İbrahim Ferrer'in adını o kadar çok merak ederdim ki, kökenini öğrenebilmek için epey çırpındığımı hatırlıyorum. Birileri dedelerinin Lübnan'dan geldiğinin tahmin edildiğini söylemişti ama hepsi o kadar. İyi de kökeni nereye kadar gidiyordu? Meçhul.
İbrahim Ferrer dünya çapında ün kazandığında 73 yaşındaydı ve Chan Chan adlı şarkısı milyonların dilindeydi. Compay Segundo albümü ise milyonlar sattı. İbrahim Ferrer'i geldiğinde ne yazık ki izleyememiştim. Zaten 2005 yılında hayata veda etti. Ama grup arkadaşı 84 yaşındaki Omara Portuondo Sepetçiler Kasrı'nda konser verdiğinde gidip dinledim. Müthişti.
İslamiyeti gelişmenin önünde bir engel olarak gören zihniyet, bu "tespit"lerine zarar verecek hiçbir fikre tahammül edemiyor. Misal, Endülüs sözcüğü bile onlar için bir tarihî bariyer.
İlk Fas seyahatimizde Endülüs medeniyetinin çarpıcı bir sonucuyla karşılaşmıştık. Dostum Omar Filali ve eşi Meltem, bizi arabalarıyla dağ taş demeden gezdirdiklerinde tanıdığımız Berberilerin (Onlar Berber diyorlar), en yoksul köylerinde bile lokantada, evde, iş yerinde ne kadar temiz olduklarını görüp şaşırmıştık. Oturduğumuz lokantalarda inanmayacaksınız, masamıza mis kokulu kumaş peçeteler geliyordu. Masa örtüleri bembeyazdı. Tuvaletleri tertemizdi. Omar, Berberilerin Endülüs medeniyetinin kurucuları olduğunu söyledi bana. Tarık bin Ziyad'ın bir Berberi olması zaten yeterince açıklayıcı. Alışkanlıklar kültürel olarak nesilden nesile aktarılıyordu. Avrupalılar pislik nedeniyle vebadan kırılırken Endülüs'te merkezî su ve kanalizasyon sistemi, evlerde tuvaletler vardı çünkü.

ASLINDA TÜRKİYE'Yİ SEVMİYORLAR

Keyfi gıcır olduğu hâlde iyi olan her şeye karşı çıkan, memnuniyetsiz, İslamiyet ve cami denildiğinde tüyleri diken diken olan insanlar için neden şuursuz modern tanımını kullandığıma gelince.
Aslında bunu ben söylemiyorum.
İpsos araştırma şirketinin iki yılda bir hazırladığı "Türkiye'yi Anlama Kılavuzu"ndan çıkan bir sonuç bu. 34 ilde 15 bin 854 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçlarına göre "tepkili modern" de denilen bu kitle bakın nasıl tanımlanıyor:
"Onlara göre her şey berbat. Bu da iyi şeyleri göz ardı ettiklerini gösteriyor. Aslında Türkiye sahip değiştiriyor diye her şeye karşılar. Bir süre sonra onlarınki şuursuz tepki oluyor. Mantıklı değiller. Kısaca Türkiye'den memnun değiller. Ama öte yandan ifade özgürlüğüyle ilgili temel kavramlarla da başları hoş değil. Kürtçe eğitime de, demokratik açılıma da, türbana da karşılar. Ordunun siyasal etkisini yitirmesinden memnun değiller. Ağırlıklı olarak Marmara, Ege ve Akdeniz'de yaşıyorlar. Sayıları da yüzde 12-13 bandında."
Eski solcular beğenmedikleri fikirlere karşı çıkmak için "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, Lenin der ki..." diye laf kalabalığına başlarlardı.
Değişen bir şey yok, "Her şey sabit kalsın" diyenler için şaşırmamak gerek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.