Cemaat, CHP ve HDP medyasından turizme darbe

A -
A +

Güney sahillerinde geziyoruz bir haftadır. Ramazan nedeniyle yerli turist zaten çok az ama yabancı turist de yok. Açıklamalara bakılırsa turist sayısında yüzde 30'a varan oranlarda azalma var. Turizm tam anlamıyla alarm veriyor.

Bunun en önemli sebeplerinden biri, şüphesiz Batı ambargosu altındaki Rusya'dan gelenlerin sayısında yaşanan düşüş.

Ama öte yandan Batı'dan gelen turist sayısındaki azalma da hiç yabana atılacak gibi değil. İngiliz basını "Türkiye'de IŞİD tehlikesi var" diye alçakça yayın yapıyor. Alman basını bu koroya eklenirse şaşırmayalım. Tek merkezden gelen talimatla Türkiye aleyhtarı propaganda aracına dönüşen Batı basınının turizmimizi baltalaması anlaşılır. Kendi çıkarlarını koruyorlar.

Cemaat medyası ve onun güdümündeki gazetelerin ihanet boyutundaki yayınları varken onlara kızmaya hakkımız var mı? Her gün Türkiye'nin IŞİD ile iş birliği yaptığı yalanını Batı'ya servis eden Cemaat basını değil mi? Hâlâ da İngilizce gazetelerinde bunu en ahlaksızca yöntemlerle sürdürüyorlar. Tabii HDP-PKK medyasını, Figen Yüksekdağ'ın artık çığırından çıkan şizofrenik açıklamalarını buna ilave etmezsek noksan kalır.

Hadi Cemaat "Ben yoksam ülke de batsın" mottosuyla hareket ediyor. Turizm bölgelerinde işsiz kalacak Kürt gençleri HDP'nin zaten umurunda değil. Nasıl olsa bölgeye dönerler. PKK'ya adam lazım dağda.

Ama CHP medyasına; örneğin Hürriyet ve Sözcü'ye, Kanal D Anchor'ı Cüneyt Özdemir'e, Fox tv Anchor'ı Fatih Portakal'a ne demeli? Yaptıkları yayınların Türkiye'ye milyarlarca dolar kaybettireceğini, en başta CHP'ye oy verip de sadece turizmden ekmek kazanan kendi okurlarını, izleyicilerini perişan edeceğini idrak edemiyorlar mı?

Bir lafım da Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik'e. Bu kötü gidişi yavaşlatmak, Batı medyasının ürettiği çarpık algıyı durdurmak için bir girişiminiz var mı?

Yoksa yeni hükümetin kurulmasını mı bekliyorsunuz?


DÜNYA GÖMLEK DEĞİŞTİRECEĞİ VAKİT...

Tatile çıkarken Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unu aldım yanıma.
Huzur'u okurken haberler huzursuzluk veriyor.
Türkiye adım adım Suriye ile ilgili kararlar alma noktasına itiliyor.

Tanpınar'ın ünlü Fransız düşünürü Albert Sorel'e ait ve geçmiş yıllarda okuduğumda nedense hatırımda kalmayan atıfları dikkatimi çekiyor birden:

"Dünya gömlek değiştireceği vakit hadiseler sakınılmaz olur."

Sorel Yahya Kemal'in Sorbonne'da hocasıymış. Bir dersinde söylediği "Tarihte keşfolunmamış iki meçhul vardır: Bunlardan biri coğrafyada kutuplar, diğeri tarihte Türk'tür..." lafının kendisinde önemli bir zihinsel dönüşüme sebep olduğunu şöyle anlatıyor anılarında:
"Paris'te talebe mitinglerine gidiyordum. Balkan Harbi arifesinde bizim ekalliyetler Rumlar, Bulgarlar... büyük mitingler tertip ediyorlardı. O sırada bizim Jön Türkler de Abdülhamid'i yıkmakla meşguldüler. Yoksa Türk Milleti'nden falan haberleri yoktu. Baktım, bunların yıkmak istedikleri Abdülhamid değil, başka şey. Bunlar Türk Milleti'ni yıkmak istiyorlar."

Yurt dışında Erdoğan ile uğraşanların asıl amacının da aslında Türkiye'yi yıkmak olduğunu anlamayanlara laf anlatmak için Yahya Kemal'in sözleri bir şeyler ifade eder mi bilemiyorum.

Neyse ben de Tanpınar'a atıfta bulunarak bitireyim:
Tarih bazı felaketleri o şekilde hazırlar ki  ortada kabahatli kimseyi bulamazsınız bazen.


BU ODALARI KAPATACAKTINIZ...

AK Parti hükümetinin, bilmiyorum hangi saikle halledemediği meselelerden biri bu.
TMMOB, Yani Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası dahil bilumum odaların kapatılması ve yeni bir hukuki norma sokulması için bir fırsat vardı. Ama ellerinden fırsatı kaçırdılar. Geçmiş olsun. Üstelik o kadar da yazılıp çizildi.

Bu odalar sivil toplum kuruluşu falan değil dedik, yasayla kurulmuş STK olamaz diye hançeremizi yırttık ama kimse tınmadı. Tabii oda deyince işin içinde sadece TMMOB yok ki, İTO'su, TOBB'u da var. Onlar malum dokunulmazlar.

Sonuçta yönetime gelen düdüğü çalıyor. Mimarlar Odası da bilmem kaç yüz tane dava açıp onlarca yatırımı engellemiş. E yapar tabii. Görev vermişsin adama ta 1954 yılında yayınlanan kuruluş yasasının (6235 sayılı yasa) amaç bölümünde  "...ülkenin çıkarlarının, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak" diye, o da durumdan vazife çıkarır haliyle. Cibilliyeti de elverişli değilse bol bol dava açarlar böyle. Hele sahibinin sesi de devreye girince Üçüncü Havalimanı da durur, Kuzey Marmara otoyolu ve tünel inşaatları da.

Yapıp ettiklerini de her gün binlerce satın alarak sponsor oldukları Birgün gazetesinde yayınlatırlar.

Onun için şimdi hiç şaşırmayın Saray'daki iftara attıkları iftiralara. Olacağı budur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.