Suriyeli yetimler çocuk mafyasının eline düşmesin

O üç yaşındaki bebeğin; Aylan Kürdi'nin Bodrum sahiline vurmuş ve yüzükoyun yatan cansız bedeni perişan etti hepimizi.

"Seçimi kazanırsak Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz" diyen CHP liderini candan destekleyen ahali, Suriyeli dövmek için fırsat kollayanlar dâhil toplumun her kesiminde duyarlık tavan yaptı.

Sinema oyuncusu Hande Ataizi bile "Suriyeli bir çocuğu evlat edinerek acısını dindirmek istiyorum. Ama prosedürleri bilmiyorum, araştıracağım" dedi.

Aslında Hande Ataizi belki bilmeden çok önemli bir soruna parmak bastı.

Sahada çalışan ve on binlerce Suriyeliye yardım eden İHH'nın yetim birimi başkanı Murat Yılmaz açıklıyor bu rakamı.

Peki, bu çocukları evlat edinebilmek için bir sistem var mı Türkiye'de?

Hemen söyleyelim yok.

Çünkü çocuklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil. Evlat edinilebilmeleri ya da koruyucu ailelere verilebilmeleri için öncelikle sisteme dâhil edilmeleri, yani TC vatandaşı olmaları gerekiyor.

Devlet bu çocuklara kamplarda destek oluyor, İHH gibi yardım kuruluşları ve vakıfları onlara eğitim ve maddi destek veriyorlar.

Kilis'teki iki kampta yaptığım inceleme gezisinde çocuklarla ilgili olarak öğretmenlerine "Yaşadıkları travmaları atlatabildiler mi?" diye sordum. Söyledikleri şuydu:

Ama bu, madalyonun görünen yüzü. Öte yanda başıboş dolaşan ya da akrabaları tarafından bakılan on binlerce yetim çocuk var.

Şimdi...

Önümüzdeki süreçte seçim var ve işbaşında da bir seçim hükümeti.

Biliyorum yasa çıkarmak şu anda mümkün değil ama çeşitli düzenlemeler yapılabilir ve kararlar alınabilir.

Örneğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu işe el atıp bir formül bulması, Suriyeli yetim çocuklara Türkiye'den uzman koruyucu aile kampanyası başlatmasında özellikle yarar var. Uzman koruyucu aile yöntemi Türkiye'de son yıllarda uygulamaya konulmuş çok başarılı bir örnek. Evlat edinme prosedürleri çok uzun ve yılları alabiliyor bazen. Ama koruyucu aile çok daha pratik bir çözüm. Çünkü koruyucu aileye verilen çocuk, aslında devletin çocuğu olarak kalmaya devam ediyor ve kurum yetkilileri düzenli olarak aileyi ziyaret edip çocuk hakkında bilgi aldıkları için herhangi bir sorun çıktığında müdahale edilebilmesi imkânı oluyor. Dahası çocuğun varsa ailesinden kişiler, periyodik olarak görebilme hakkına sahip.

İşin en tehlikeli yanı da çocuk mafyasının pıtrak gibi türemesi. Yasal takibata uğruyor ve tespit edilenler kapatılıyor ama peş peşe "Suriyeli çocuk evlat edinme" web siteleri açılıyor. Parayla çocuk satılıyor bu siteler aracılığıyla. Organ mafyası şayiası da almış başını gitmiş durumda.

Eski Bakan Ayşenur İslam geçen yıl, bu konuda bir araştırma yaptıklarını söylemişti ama o çalışma ne durumda bilmiyoruz. Eğer bu tür acil meseleler bürokrasinin acımasız çarkları ve dişlilerinin arasına girerse sorun kangren olarak karşımıza çıktığında bir travma da biz yaşarız. Çünkü o çocuklar büyüyecekler ve Suriye'de savaş bitse bile bu ülkede kalmaya devam edecekler.

İpe un sermeye gerek yok.

Bakın Aylan ile birlikte sırf Manisa'da onlarca aile Suriyeli çocuklara koruyucu aile olmak için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne başvurdu.

Kurum Başkanı Murat Konan, Manisa'da TC vatandaşı olan çocuklardan 117'sini koruyucu aileye verdiklerini, kurum yuvasında neredeyse 5-6 çocuk kaldığını söylüyor. Büyük başarı gerçekten. Neredeyse yuvalar boşalmış ve bu durum Suriyeli yetim çocuklar için değerlendirilebilir.

Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Prof. Dr. Ayşen Gürcan için bunu yapmak, hayata geçirmek kısa dönemde yetim çocuklara güzel bir armağan olacaktır.

Aslında sadece çocuklara değil, insanlığa bir armağan.