Cemaat(CHP+MHP+HDP)+1/4TSK Cemaat Fraksiyonu=?

A -
A +
Başlıktaki matematik denklemi gibi görünebilir ama hedefi darbe olan bir formül aynı zamanda.
Çünkü en acımasız darbeler bile yanlarında-arkalarında bir kitlesel taban bulmayı isterler.
Evvelden CHP yetiyordu darbecilere. 2006’dan itibaren yüzde 25’lik destekle bile darbe yapılacağını söyleyip durdu açık sözlü askerî vesayetçiler.
Ancak AK Parti oyların yüzde 50’sini almaya başladığından beri “darbe meşruiyeti”ni daha geniş bir kitlesel tabanla sağlama yolları aranmaya başlandı.
Misal, General Sisi, Mısır’da Mursî iktidarını devirirken arkasına beş benzemez gibi görünse de laikleri, solcuları, liberalleri ile Selefileri almıştı.
Gezi olaylarında Küresel Merkez’in hesap ettiği ama hayata geçiremediği tam da buydu.
Ancak Gezi’ye katılanların Yüzde 90’ı CHP’li, kalanı DHKP-C ve benzeri terör gruplarıydı. HDP, Öcalan’ın talimatıyla mesafeli durmuş, hatta Demirtaş CNNTürk’teki bir konuşmasında “Hükümeti devirecek, darbeye doğru götürecek bir halk hareketini çıkarabilir miyiz anlayışı vardı. Bu kısmına şiddetle karşı çıktık. Gezi’ye mesafe koyduk” demişti. MHP zaten DHKP-C’lileri ve ortalığı yıkıp yakan Gezicileri görünce heyheyleniyordu. Cemaatin polise şiddet kullandırarak olayları tırmandırması sonuçta bir işe yaramadı.
Dolayısıyla Gezi fiyaskoyla sonuçlandı darbeciler açısından.
17-25 Aralık darbesiyle ilk kez CHP-MHP-HDP arasında ortak bir fikir birliği yakalandı. Bundan sonraki tüm seçimlerde bu ittifak devam etti. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ile MHP ortak aday çıkardı. 7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrasında MHP ile HDP bile saldırmazlık anlaşması imzaladılar.
Bahçeli esip gürlüyor, HDP’ye tek laf etmiyordu. PKK’nın adını bile ağzına almıyordu. Cemaat tüm partilere bol bol “belge” veriyor, çakma telefon kayıtları Meclis grup toplantılarında dinletiliyordu.
Ancak Küresel Merkez’in tetikçisi ve oyuncu piyonu Cemaat HDP ve CHP’yi tam anlamıyla kontrol altında tutmasına karşın MHP’de hâlâ bir problem vardı. Bahçeli şimdiye dek bir arıza çıkarmamıştı ama bir türlü Kemal bey gibi kulak memesi kıvamına getirememişlerdi. Kılıçdaroğlu Cemaat ne isterse yapıyordu. Yok, merak etmesin kendisi gibi “önüne yatıyordu” demeyeceğim.
MHP’ye operasyonun temelleri zaten atılmıştı. Yetişmiş şakirtleri vardı Sinan Oğan örneği. Ümit Özdağ gibi Cemaat ile ilişkilerini gizlemeye çalışan ama bir türlü beceremeyen bir isim de ortaya atılmıştı. Meral Akşener ise “Cemaatçi olsaydım gururla söylerdim” diyerek Cemaatle dolaylı yoldan ilişkisini ortaya koymaktaydı.
Küresel Merkez’in istediği “kitlesel taban” işte bu formülle sağlanacaktı. MHP de ele geçirilirse darbe seçeneği devreye girecekti.
MHP’ye kayyum operasyonunu böyle okuduğunuzda karşımıza çıkan tabloya bir kere de bu gözlükle bakmalıyız.
Cemaat güdümündeki CHP+MHP+HDP, bir darbe girişimine destek verir mi vermez mi?
 
 
YAŞASIN BİZİM HÂKİM YERİNDE KALDI
 
Tarih 25 Mart 2016.
MHP Sivas eski İl Başkanı Ragıp Özkan Face Book’ta Meral Akşener ve Sinan Oğan’la çektirdiği fotoğrafları yayınlamış ve altına da şu yorumu yazıp paylaşmış:
“Az önce Hâkimler Kararnamesi yayınlandı ve korktuğumuz olmadı. 12. Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimi görevine devam edecek. Kongre artık kaçınılmaz, camiamıza hayırlı olsun.
İmza: Ragıp Özkan. MHP Sivas eski(seçilmiş) İl Başkanı…”
HSYK’ya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Adalet Bakanı’na soruyorum.
Yukarıdaki sözlerden siz de benim anladığımı anladıysanız ortada ciddi bir problem var demektir.
12. Sulh Hukuk Hâkiminin isminin yanına kocaman bir soru işareti koymak herkesin hakkı.
Sivas eski il başkanının sosyal medyadaki paylaşımıyla yargıdaki paralel devlet meselesinin hararetini hiç kaybetmediğini böylece bir kez daha idrak etmiş bulunuyoruz.
 
 
AKŞENER AHLAKI BU POLİSLER İÇİN GEÇERLİ Mİ?
 
MHP’nin genel başkan adayı olacağını söyleyen Meral Akşener fena havaya girmiş durumda. Ya başbakan olacak ya da babaanne. Bence ikincisine daha çok yakışıyor ama neyse. Paralelin verdiği gazla görevden alınan tüm Fethullahçı polislerin görevlerine iade edileceğini söyledi.
Meral hanıma soruyorum:
Hani şu yasa dışı dinlemeler yaparak insanların özel hayatlarına giren polisleri mi?
Hani şu insanlar hakkında düzmece belgeler hazırlayıp hayatlarını karartanları mı?
Hani şu “Askerî Casusluk Davası” adıyla dünyanın en ahmakça davasını hazırlayıp 400 askerin hayatını “casusluk”la suçlayarak karartan polisleri mi?
Hani şu Ergenekon ve Balyoz davalarında düzmece bilgisayar çıktıları ve CD’lerle mahkemeleri yönlendiren, insanlara iftira atan polisleri mi?
Sayayım mı daha Meral hanım?
Çok şerefli bir tablo doğrusu.
Cemaat sizinle gurur duyuyor!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.