Türkiye’nin Sayın Başbakanı Ahmet Davutoğlu

A -
A +
Sayın Başbakanımız, size bir mektup var. Gönderen kişi de Marius Reikeras. Kendisi Norveç’in ünlü bir insan hakları savunucusu avukat. Çünkü Norveç “Demokrasi cenneti” olarak bilinen, ama hayatı ailelerle çocuklara cehennem eden bir ülke.
Reikeras, Barnavernet adı verilen Çocuk Koruma Hizmetleri (ÇKH) kurumunun çocuklar üzerinden rant sağlamaya yönelik, aileleri parçalayan uygulamalarına karşı canını dişine takmış mücadele eden bir hukukçu. Bu kurum ile mücadele ettiği için başına gelmeyen kalmadı Marius Reikeras’ın. Onları aşağıda anlatıyorum ama önce mektubun tam metnine yer verelim.

Türkiye’nin Sayın Başbakanı Ahmet Davutoğlu
 
Türkiye’nin Sayın Başbakanı Ahmet Davutoğlu,
Öncelikle bu mektubu Xxxxx hanım ve ailesi adına yazıyorum.
Norveç’te yaşayan Türk vatandaşlarının başına gelen ciddi insan hakları ihlallerini bu fırsatla aktarma niyetindeyim.
Xxxxx Türkiye’de doğmuş fakat hayatının son 33 yılını Norveç’te geçirmiş.
2014 yılının Ağustos ayında Norveç’ten Türkiye’ye kaçmak zorunda kalmış. Çünkü Norveç’teki Çocuk Koruma Hizmetleri (ÇKH) (Barnavernet) tarafından iki oğlunun elinden alınıp gözetime konulacaklarından korkmuş.
ÇKH çocuklarını alamadan kaçmayı başarmış.
Bu hanımefendi bir yıldır Ankara’da yaşıyor fakat aynı zamanda vatandaşı olduğu Norveç’e geri gelmeye cesaret edemiyor. Çünkü tutuklanacağından ve iki oğlunun elinden alınacağından korkuyor.
Üstelik böyle durumda olan tek kişi o değil.
O da, ben de aynı durumda olan aileler tanıyoruz.
Xxxxx hanımın kocası ve 18 yaşından büyük olan iki çocuğu Norveç’in Stavanger şehrinde yaşıyor.
Bir de kız torunu var fakat daha görememiş.
Eğer Norveç devleti Barnavernet yüzünden insanların ülkeden kaçmasına neden olursa biz bu sisteme karşı savaşı kaybetmişiz demektir.
Bundan dolayı Türk hükümetini, böyle bir olayın Norveç’te yaşandığının farkında olmaya çağırıyorum.
Norveç’teki birçok ailenin yaşadığı bu korkunç olaylarla ilgili hükümetinizi daha detaylı olarak bilgilendirmekten mutluluk duyarım.
İlginiz için teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Av. Marius Reikerås
Bergen, Norveç
 
Dediğimiz gibi Reikeras bu işe kendini adamış idealist bir hukukçu. Çeşitli tehditler altında. Bir keresinde hiçbir nedene dayalı olmadan polis tarafından tutuklanıp 30 gün hapsedildi ve avukatlık belgesine el konuldu. Hukuki yoldan mücadeleyle beraat edip belgesini yeniden aldı ama tehditlerin devam ettiğini söylüyor.
Norveç hükümetinin 1961 tarihli Viyana Konvansiyonunu imzalamasına rağmen zorla el koyduğu çocukların etnisitesi hakkında ilgili ülkelere bilgi vermek zorunda olduğunu ama bunu umursamadığını anlatan Reikeras "Eğer Norveç’te insan hakları için çalışırsanız başınıza her an bir şeyler gelebilir" diyor. Bu yüzden Norveç devletini ailelere ve çocuklara karşı “Nazi yöntemleri kullanmakla” ağır bir şekilde eleştiren Çek Başbakanı ona vatandaşlık teklif etmiş. Reikeras sürekli tehdit edilen ve avukatlık belgesi de elinden alınan insan hakları avukatı Tor Bertelsen’in esrarengiz ölümünü hatırlatarak şöyle bitiriyor:
“Diğer ülkeler “demokrasi cenneti” Norveç’e baskı uygulamadıkça ve bu ülke teşhir edilmedikçe bu barbarlık sona ermeyecek.”
Düşünün, Norveç’te 18 yaşın altında 1 milyon çocuk var ve bunların 60 bini kurumun elinde. Kurum tam bir ekonomik çark ve çocuk öğütme makinesine dönmüş durumda. Bunun sebebi de ortada dönen para. Çünkü devlet Barnavernet’ye çocuk başına 300 bin Euro (2,5 milyon Kron) para ödüyor. Dolayısıyla kurumdaki binlerce çalışanın maaşını el konulan çocuklar ödüyor. Buna bir de çocuğa el koyan sosyal daire yetkilisinin her çocuk başına 150 bin kron prim (Yaklaşık 20 bin Euro) aldığını eklersek çocukların ne kadar "cazip" hâle geldiğini anlayabilirsiniz. Nitekim her çocuk alınışında Barnavernet görevlilerinin pasta kesip kutlamaları bunun bir göstergesi.
Barnavernet’nin çocuk sömürüsüne dayalı acımasız uygulamalarının örnekleri saymakla bitmeyecek kadar çok.
Bu yüzden dünyanın 50 kentinde, bu cumartesi günü (16 Nisan 2016) Norveç elçilikleri ve konsolosluklarının önünde protesto gösterileri var.
 
BARNAVERNET’NİN BİR VUKUATI DAHA; CHARLOTTE’UN DRAMI
Charlotte Jasmine Froya şu anda 16 yaşında henüz yetişkinliğe geçmekte olan bir kız çocuğu.
2010 yılında 10 yaşındayken babası intihar edince onu ilk bulan Charlotte yetkililere haber verir. Barnavernet o vakit 10 yaşında olan Charlotte’u annesinin elinden alıp önce yurtlarından birine yerleştirir, ardından da Egersund’da yaşayan bir koruyucu aileye verir. Charlotte Jasmine koruyucu ailede mutlu olur. 25 yıl güzel bir hayatı olur. Ancak annesi kızını alabilmek için ne kadar mücadele ederse etsin verilmez.

Türkiye’nin Sayın Başbakanı Ahmet Davutoğlu

 
Charlotte geçen aylarda sebepsiz bir şekilde koruyucu aileden alınıp tek kişilik eve yerleştirildi. Burada psikolojik sorunları olduğu gerekçesiyle sürekli gözetim altında tutuldu ve odasından dışarı çıkmaması sağlandı. Charlotte yeniden kuruma alınmanın ortaya çıkardığı sıkıntılar, sevgisizlik, ilgisizlik, özlem ve yaşadığı travma yüzünden gün geçtikçe daha da kötüye gitmekte.
Annesi Charlotte’u almak istiyor ama kurum yetkilileri Charlotte’un bunu istemediği yalanıyla bunu engelliyorlar.
İşte bu yüzden Charlotte kendine zarar vermeye ve bıçaklamaya başladı. Kız çocuğu kurumun kendisini kapattığı evi iki kere yakmaya teşebbüs etti ve intihar girişiminde bulundu.

Türkiye’nin Sayın Başbakanı Ahmet Davutoğlu

 
Charlotte aslında çığlık atıp sesini duyurmaya çalışıyor. Tek istediği birilerinin onu anlaması ve annesiyle yaşamasına izin vermesi. Çünkü iyi bir koruyucu aileye düşmüştü ve çok normal bir yaşam sürüyordu. Kurum onu yeniden alıncaya dek hiç sorunları olmamıştı.
Barnavernet’nin Charlotte’u bir eve kapatıp sözde psikolojik tedavi altına almasının tek bir sebebi vardı aslında. O acımasız ekonomik çarklarının dönmesi için devletin Charlotte adına Barnavernet’ye günlük 10 bin kron para vermesi.
İşte böyle bir kurum Barnavernet.
Aralarında Türklerin de bulunduğu binlerce çocuğu ailelerinden zorla koparmakta, acımasızca onların sırtından para kazanmakta.
Tekrar hatırlatalım, Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milos Zeman Çek vatandaşı bir aileye yaptıklarından dolayı Norveç elçisini sınır dışı etti.
Marius Reikeras bu acımasız çocuk sömürüsüne dayalı sistemi yıkabilmek için mücadele eden bir hukukçu ve insan hakları savunucusu. Onun ve arkadaşlarının öncülüğünde 16 Nisan 2016 Cumartesi günü, dünyanın 50 kentinde Barnavernet adlı acımasız kurumu protesto için Norveç elçilikleri ve konsolosluklarının önünde gösteriler var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.