Yüzbaşı Ersel Ezen sizi utandırır mı Sayın Akşener?

A -
A +
Tanımazsınız onu Meral hanım.
O yüzden hatırlatayım. Hani şu “gurur duyduğunuz” Cemaat var ya, onların binbir entrika, yalan-dolan, sahte belge, iftira, fuhuşçuluk gibi alçakça suçlamalarla paralel yargı önüne çıkarttığı “400 Askerî Casus”tan biri O.
Dünyanın son yüzyıllık tarihinde 400 askerî casus yoktu ama sizin mensubu olmaktan gurur duyduğunuz Cemaat, adını “Askerî Casusluk Davası” diye koydu ve 400 subayı bu davanın içine doldurdu. Türkiye değil, dünya böyle bir ihaneti ve alçaklığı görmedi.
İşte o davada yargılanan isimlerden biriydi Yüzbaşı Ersel Ezen. Davanın tüm duruşmalarına katılmış, beraatle sonuçlandıktan sonra da Hani’deki İl Jandarma Komutanlığı görevini aksatmamak için işinin başına dönmüştü.
Sayın Meral Akşener, işte o gurur duyduğunuz Cemaat’in hayatlarını zindan ettiği subaylardan biri olan Yüzbaşı Ersel Ezen, önceki gün PKK’nın bombalı saldırısı sonucu eşi ve 5 yaşındaki çocuğuyla birlikte yaralandı.
Çok şükür eşinin ve çocuğunun durumu iyi. Ama kendisi ağır yaralı ve tek gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Mutlu musunuz Meral hanım? Cemaatin desteğini alarak MHP’nin genel başkanlığına aday oluyorsunuz. Soruyorum size, eğer seçimli kongre olabilirse nasıl o delegelerin karşısına çıkacaksınız? Gurur duyduğunuz Cemaat’in hayatını kararttığı bir subayın PKK saldırısında gözünü kaybettiğigerçeğiyle sizin gibi bir babaanne nasıl başedecek?
İkbal için Türkiye’ye kötülük etmiş bir paralel devlet yapılanmasıyla gurur duymak ne demek Sayın Akşener?
Aslında merak içindeyim. Paralelin desteğini almak için “Cemaatle bir mensubiyetim yok, olsa gururla söylerdim” demekle zaten pek de ahım şahım olmayan siyasi kariyerinize ağır bir darbe vurmadınız mı?
Düşünün, Türkiye Cumhuriyeti’ne kumpas üzerine kumpas kurmuş bir çetenin mensubu olmakla gurur duymak. Bu sözün “PKK’lı değilim ama olsam gurur duyarak söylerdim” demekle arasında bir fark var mı?
 
MERAL AKŞENER’İN DANIŞMANLIK ŞİRKETİ!
 
Kim diyeceksiniz.
Amerikalı strateji kurumu, danışmanlık şirketi Benenson Strategy Group yine Türkiye'de. Malum şirket Meral Aksener'e destek için sahnede.
Bu şirket 7 Haziran seçimleri öncesinde de CHP için çalışmıştı. CHP kaybetti.
Ardından 1 Kasım’da HDP için çalıştı. HDP hezimete uğradı.
Onları güzel ülkemize hizmetlerinden dolayı kutluyorum.
Sanki kaybedenler kulübünün şirketi gibi.
Doyamadılar demek ki kaybetmelere.
Meral hanım Cemaatle gurur duymakta haklı! Bakın, kendisine strateji şirketi bile yolladılar.
 
PARALELCİ ADAYLARIN KOZU VE HAKİKATLER
 
Paralelci adayların en büyük kozu şu:
“Bahçeli 7 Haziran seçimlerinden sonra partiye oy kaybettirdi.”
Evet kaybettirdi.
Ama Cemaatin dümen suyuna gittiği, 7 Haziran’dan sonra uzlaşmaz bir tutum takınıp koalisyonu reddettiği ve ülkenin sorumluluğunu tamamen AK Parti’nin omuzlarına yıktığı için kaybettirdi.
MHP’deki ülkücülerin hatırı sayılır bir kısmı da 1 Kasım’da AK Parti’ye oy vererek Bahçeli’nin paralelcilerin ekmeğine yağ süren bu siyasetineprim vermedi.
Ne tuhaftır ki şimdi aynı Paralel Çete, bu yanlışından ders çıkarıp siyasetini değiştiren Devlet Bahçeli’yi “MHP’ye oy kaybettirdin” gerekçesiyle indirmek istiyor.
Asıl gerekçeyi herkes biliyor. Paralel Yapı’nın MHP’nin sırtından siyasallaşıp partiyi ele geçirerek Türkiye’yi kaosa sürüklemek istemesi.
Şimdi bu muhaliflerin cemaatçi olduğu alenen belli olunca Hürriyet’e görev verdiler. Bu malum operasyon gazetesi, yazarları vasıtasıyla (Ahmet Hakan ve Mehmet Yılmaz) muhalif adayların cemaatçi ve paralelci olmadığını ispat etme gayretine girdiler.
Ama bu zavallı çabaları hakikati örtmeye yetmiyor.
 
 
Holdinglere kampanya çağrısı
 
PKK’nın hendek saldırılarıyla evlerinden yurtlarından ettiği on binlerce insanı düşünüyorum.
Bu terör yuvaları tamamen temizlenince hepsi evlerine, yıkılanların yerine yenisi yapılınca yeni evlerine dönecekler bir gün. O gün de çok yakın.
Peki, her şeyi devletten mi bekleyelim?
Bu insanlar teröre destek vermediler ve PKK’yı yalnız bıraktılar. Her türlü oyunu boşa çıkardılar.
Hayal edelim. Türkiye’nin buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, perdelik kumaş, yatak, dolap üreten onlarca şirketi var. Süt, peynir, bisküvi, et, yumurta gibi gıda üretenler de keza.
Aklıma hepsi gelmiyor ama; Koçlar, Sabancılar, Zorlular, Boydaklar, Ülkerler, Migroslar, BİM’ler, Bosch’lar, Eti’ler ve diğerleri.
Bu insanlara yapacağınız yardımlar yıllık cirolarınızın ne kadarından götürür?
Bu dayanışma ülkemizde Batı ile Doğu arasındaki bağları, Türk-Kürt kardeşliğini daha da pekiştirmez mi?
Bir düşünün derim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.