Kılıçdaroğlu yasa teklifine destek için kimden işaret aldı?

A -
A +
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki PKK yandaşlarının karşı çıkıp “Biz hayır oyu vereceğiz” demelerine, “Kardeş HDP” eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Aşk olsun, bunu size hiç yakıştıramadık” sitemlerine rağmen cansiperane direnişle kararını açıkladı:
“CHP evet oyu verecektir.”
Bugüne dek hiçbir yapıcı teklife destek vermeyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhataralı geçmişine bakıldığında hakikaten üzerinde düşünülmesi gereken bir tutum.
Hazırlanan Anayasa değişikliği teklifi ile Adalet Bakanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı ve Karma Komisyon’da hakkında fezleke bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılacak.
Milletvekilleri yargı yolu açıldıktan sonra tutuklanabilecek ve iptal yolu da kapalı olacak.
Herkes teröre destek veren, canlı bombanın evine taziye ziyaretine giden, PKK’ya aracının bagajında silah taşıyan HDP’li milletvekillerineodaklandı ama mesele bu kadar basit değil.
Muhalif yazarlar “CHP kendi kalesine gol attı” diyorlar.
Rahat olsunlar.
Bizim bildiğimiz Kemal Kılıçdaroğlu bir yerden “işaret!” almadan destek vermez. O işaretinnereden geldiğini tahmin etmek güç değil.
Olası sonuçlarına bakarak tahmin edelim o vakit:
1-Başkanlık meselesi ve yeni anayasa engellenir.
2-Yeni bir seçimin yolu açılır.
3-Meclisin itibarı sıfırlanmış olur.
Artık kimin işine yarayacağını anlamak da sizin ferasetinize kalmış.
Nasıl yapılacak peki?
Yargıdaki deşifre olmamış kripto paraleller ne güne duruyor?
Bu mesele “Teröre destek veren HDP’li vekiller”den çıkıp nasıl buraya geldi insan gerçekten hayret ediyor!
Mart 2016 tarihi itibariyle Meclis’te 112 milletvekili hakkında 506 fezleke var. En yüksek HDP’de, ardından CHP’de ve daha sonra da AK Parti ve MHP’de.
Artık istediğin kadar yasa değişikliğini “Milletvekilleri sadece bu dosyalardaki suç isnatları kapsamında yargılanabilecek” diye değiştirerek tedbir al.
Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu tüm bu sonuçları görebilecek kadar tecrübeli bir siyasetçi kuşkusuz.
Ama bazen düşünüyorum da görüyor olması daha da endişe verici geliyor bana.
 
 
PKK terörist bir örgüt müdür?
 
Cemaatçiler bu soruya artık “Hayır terörist örgüt değildir” diye cevap veriyorlar.
Hani ne oldu, hükümeti PKK’ya karşı yumuşak davranmakla ve teröristleri yüreklendirmekle suçlayıp KCK operasyonları yapan siz değil miydiniz?” diye soracak olursanız cevap hazır.
Size çözüm sürecinin yanlışlığından başlayıp, yolsuzluk iddialarıyla devam eden, iktidarın dış politikasını yerden yere vuran bir tiradla karşılık veriyorlar.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Haşhaşi tanımı öyle yerindeydi ki afyonlanmış beyinleriyle Pensilvanya ne emrediyorsa öyle konuşmaktalar.
Tüm bunları kafadan yazmıyorum.
Paralelci yayın organlarına kayyım atanmasından sonra bunlardan birinin dergi ve eklerine yönetici olarak atanan bir gazeteci arkadaşımız anlattı.
“Abi, dergi grubunun ilk yayın kurulu toplantısında tam iki saat ‘PKK’ya terörist denmeli mi, yoksa denmemeli mi’yi tartıştık. Olacak şey değil. Bu adamlar tümüyle balataları sıyırmış.”
Anlıyoruz ki bunlara Fethullahçı Terör Örgütü denmesi de yerinde olmuş. Akdeniz Üniversitesi’nde doçentlik seviyesine kadar yükselebilmiş meczubun öğrencilere yaptığı o korkunç konuşma nedeniyle tutuklanmasından sonra daha iyi anladık ki bu adamlar PKK ile silah arkadaşı olabilmek için gün sayıyorlar.
 
 
Suriyeli çocuklar için artık koruyucu aile olma yolu açık
 
Daha önce yazmıştım. Yetim-öksüz ya da yoksul Suriyeli ailelerin çocukları Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarına alınabilir ya da ailelerin rızasıyla koruyucu ailelere verilebilirlerdi.
Bu mümkün olamıyordu çünkü Suriyeliler T.C. vatandaşı değillerdi.
Ama yine de “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir çare bulabilir” demiştim.
Sonuçta Bakanlık’tan ismini vermek istemeyen bir yetkiliyle konuştum.
Artık Suriyelilere bir kimlik numarası verildiğini ve bunun Bakanlık için yeterli veri olduğunu belirterek açıktaki çocukların kurum yurtlarına yerleştirildiğini anlattı. Zaten alınamayan çocuklar için de sosyal ekonomik destek (SED) programı uyguladıklarını anlatarak şu bilgileri verdi:
“İnsanlarda belki de sokak ve caddelerdeki dilenci çocukların bıraktığı izlenim nedeniyle olsa gerek, Suriyeli çocukların sahipsiz olduğu algısı var. Oysa gerçek bu değil. Suriyeli aileler ne kadar yoksul ve zor durumda bile olsalar çocuklarını vermiyorlar. Yetim çocuklar var. Akrabaları bakıyor. Korkuyorlar çünkü. Bu sebeple yurtlarımızda kalan Suriyeli çocuk sayısı çok az. Biz de ailelere sosyal ve ekonomik destek veriyoruz. Ancak artık koruyucu aile yolu da kurumumuz aracılığıyla açık durumda...”
Sonuçta bu iyi haber. Bakanlığı kutluyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.