Artık Davutoğlu’nu bırakın sisteme bakın

A -
A +
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklaması ve AK Parti’nin olağanüstü kongreye gidecek olması üzerine yayınlanan yazıların pek çoğu kıyısından köşesinden bir gerçeği yansıtıyor kuşkusuz.
Ama artık bu saatten sonra Davutoğlu’nu kritize etmenin, “Nerede hata yaptı, uyuşmazlık noktaları nelerdi?” benzeri sorulara cevap arayan analizler yapmanın bir faydası yok.
Şimdi çok yakın bir zamanda AK Parti’ye bir başka isim başkanlık etmeye başlayacak ve o isim Başbakan olarak atanacak.
Yeni Başbakan’ın özelliklerini sıralamak gerekirse;
1-AK Parti kültürünü içselleştirmiş, partinin vazgeçilmez kuralı istişare mekanizmasını hayata geçirmiş olmalı.
2-Yol arkadaşlarını teşkilatla istişare ederek seçmeli.
3-Adımlarını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu Türkiye hedefi doğrultusunda atmalı.
4-Güçlü ama aynı zamanda da uyumlu bir başbakan olmalı.
5-Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi hedefini öncelemeli.
 
MESELE SİSTEMLE İLGİLİ
 
Sonuncu madde çok önemli çünkü ne kadar uyumlu bir başbakan olsa da aslında sistemde bir problem var. Erdoğan sorunun Başkanlık sistemine geçerek aşılabileceğini söylüyor. Dolayısıyla 22 Mayıs’taki kongrenin ardından atanacak Başbakan’da yukarıda sıraladığımız özellikler bulunsa da sistem bir noktada error verecek, bu kaçınılmaz.
O hâlde yeni Başbakan’ın tümüyle yeni anayasa ve başkanlık sistemine odaklanmasından başka bir çözüm görünmüyor.
Bu aşamada, mevcut meclis aritmetiği dikkate alınarak bu nasıl olacak?
 

MHP DESTEK VERECEK Mİ?

Cumhurbaşkanı’nın beklentisi yeni Anayasa ve Başkanlık sistemine MHP’lilerden destek gelmesi ve referanduma gidilebilmesinin yolunun açılması doğrultusunda. Bu, ya parti üst yönetiminin kararıyla olur ya da serbest bırakılacak kimi milletvekillerinin vereceği destekle.

Peki, MHP bunu yapacak mı?

Partideki durum ortada. İki yıldan beri kumpaslarına alet olduğu Paralel Yapı’nın kuşatması altındaki MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu konuda adım atmak durumunda. Muhalif olarak nitelenen Cemaat destekli adaylar yine malum Kayyım heyetinin yaptığı çağrı uyarınca 15 Mayıs’ta kongreyi toplayacaklarını belirtiyorlar. Bahçeli bu kongreyi tanımayacaklarını ve Yargıtay’dan bir karar çıkmadan hiçbir adım atılmayacağını söylüyor.

İyi de Yargıtay’dan ne zaman ve nasıl bir karar çıkacak?

Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.

Kısacası MHP’nin yeni anayasaya ve başkanlık sistemine doğrudan ya da dolaylı bir desteği olmadığı takdirde her an tıkanması muhtemel olan bu sistemi dönüştürebilecek tek bir yol kalıyor geriye ki onun telaffuzu bile bugün sakıncalı.

Bu yaz sıcak geçecek yine.

 
Erdoğan Merkez Bankası başkanı ile ne konuştu?
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan faiz meselesinde çok hassas bilindiği gibi. Uzun dönemde faiz oranı ile enflasyon arasında pozitif yönlü net bir ilişki olduğu kanısını taşıyor. Yani yüksek faiz yüksek enflasyonu tetikliyor bize dayatılan görüşün aksine. Bu yüzden şimdiye dek Türkiye’de uygulanan faiz politikası sebebiyle 10 bin dolar civarında asılı kalan kişi başına gelirin bir türlü sıçrama yapamadığını, Merkez Bankası’nın önceliğinin de “büyüme ve ekonomik istikrar hedefli” olması gerektiğini düşünüyor.
Bu durumda Merkez Bankası Kanunu’nundeğişmesi de gündemde.
İşte yine Başkanlık sisteminin gelip dayandığı yer burası.
Cumhurbaşkanı önceki gün yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı kabul ederken bunları konuşmuşlar mıdır bilemiyorum ama eminim kendisine Merkez Bankası’nın ekonomik istikrar hedefli çalışması gerektiğini söylemiştir. Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın bile “Başkan olur olmaz FED Başkanı Yellen’i değiştireceğim” demesi konunun dünyada da ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
 
BÜROKRASİ EKONOMİNİN TIKACI
 
Erdoğan’ın sık sık dert yandığı bürokratik oligarşi de sistemin en büyük tıkaçlarından biri.
Geçtiğimiz günlerde üst düzey bir isim Türkiye’ye neredeyse 15 milyar dolara yakın yatırımgetiren, PETKİM’i satın alan Azerbaycan şirketi SOCAR’ın patronu Kenan Yavuz’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylediklerini aktardı. Yavuz “Siz ve Aliyev olmasaydınız şayet ve SOCAR rasyonel ekonomik sebeplerle Türkiye’ye gelmiş olsaydı, bir yılda geri çekilmiştik. Bürokrasi akıl almaz zorluklar çıkardı bize. Zaman zaman geri dönmeyi düşündüğümüz bile oldu. Bir bina yapıyoruz, adamlar yıkıyorlar,  o derece” dedi.
Kısacası sistemin tıkandığı noktada o tıkaçları teker teker açarak enerjiyi tüketmek yerine sistemi değiştirmek daha pratik ve sonuç alıcı gibi görünüyor Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a.
.....
Not:Dünkü yazım nedeniyle Büyük Birlik Partisi mensuplarının bolca hakaretine ve küfürlü saldırısına uğradım. Gazete yönetiminden öğrendiğime göre açıklama yapmak istiyorlarmış. Buyursunlar yapsınlar. Açıklamalarını yayınlarız. Hiç olmazsa hakaret etmeden yazmanın da mümkün olduğu ortaya çıkar bu vesileyle.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.