Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…

A -
A +
Kadınlar, eşit ve hür yurttaş olarak toplumdaki ağırlığını her geçen gün daha da çok hissettirmekte.
Şükür ki kadınlar şiirimizin büyük ustalarından Nazım Hikmet’in bir vakitler söylediği gibi “Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen” canlılar değil artık.
Lâkin, pek çok hedeflerine ulaşmada henüz emekleme aşamasındalar. Siyasette de öyle. Kadınların siyasete getireceği zarafet, incelik ve derinlik inkâr edilemez. Bu yüzden onların siyasette var olma çabalarına erkeklerin hem toplumsal hayatta hem de aile içinde destek vermelerinin ülkemize sunacağı katkı ölçülemez.
Ama kadınların siyaset yapma adına hayattaki gayeleri kimi erkeklerle yarışırcasına öküzlerin yerini almak da olmamalı!
Kemal Kılıçdaroğlu bu haftaki grup toplantısında konuşurken dinleyici sıralarını dolduran çoğu sarı saçlı, makyajlı, son derece şık kıyafetler giyinmiş ve sol kolları havada (solcular zahir) CHP’li kadınları slogan atarken işitince aklıma ilk gelen bu oldu. Çünkü dillerindeki sloganlar insanları kulaklarına kadar kızartacak cinstendi. Tek başınayken ya da en yakın dostunla birlikteyken bile kullanmaktan imtina edeceğiniz galiz küfürleri hançerelerini yırtarcasına, yanlarındaki erkek kalabalığıyla birlikte haykırmaları ibretlikti.
Sloganların hedefi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dı.
 
Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…
 
Bu “çağdaş görüntü” için belli ki epey saç boyatmış ve suratlarına kat kat fon de tein sürmüşlerdi. Ama boyaların altındaki çirkef, dillerinden ortalığa saçıldı.
Gayler (eşcinseller) için küfür niyetine kullanılan o ağır kelimeyle slogan attılar.  Sorsan eşcinsellerden ne kadar çok arkadaşlarının olduğundan başlarlar, Türkiye’de ne denli ezildiklerine dair bir dolu ezber laf sıralarlar onlar hakkında.
Ama ikiyüzlülükleri böyle zamanlarda ortaya çıkar hep. Bu hoşgörülü beyaz Türk paçozlar, eşcinselleri aşağılamak için sarf edilen o ağır küfrü Türkiye’nin Cumhurbaşkanı için kullanmaktan çekinmezler.
Onlara bakınca geçmiş yıllarda İzmir’e gelen Kürt milletvekillerine taş atan sarışın İzmirli genç kız geldi aklıma.
 
Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…
 
Başörtülü kadınlara saldıran, bir kadının çarşafını parçalayan CHP’li “çağdaş-laik” kadınları da atlamayalım. Onlar Meclis’te ağız dolusu küfredenlerin anaları, teyzeleri.
Genellikle CHP seçmeni ya da solcu olan bu “modern sarışınlar”ın ruhen ve fikren ne kadar sefil durumda olduklarını her vesileyle görebilme imkânı bulduğumuz için aslında şanslı sayılmalıyız.
Onlar sadece CHP’nin değil, Türkiye’de -bir daha Allah göstermesin- olası faşist-darbeci rejimlerin de kitlesel tabanı aynı zamanda.
İşin tuhaf yanı Kılıçdaroğlu’nun hakaret yüklü sloganları gülümseyerek dinlemesiydi.
“İşin tuhaf yanı” demem lafın gelişi inanın. İçinden muhtemelen “İyi yetiştirmişim bunları, benden daha iyi küfrediyorlar” diye geçiriyor olmalıydı.
Hatırlarsanız Baykal’a düzenlenen porno kaset skandalıyla ilgili 27 Mart’ta “Arkadaşlar kaseti getirdi, ben de görüntüleri izledim” diye bir açıklama yapmıştı. Sözleri epey konuşuldu. Çünkü Baykal’a yönelik komploya Kemal beyin de dâhil olduğuna dair zaten yaygın bir kanaat vardı, böylece pekişmiş oldu.
Kılıçdaroğlu’nun karakterini (Bu kelimenin bir de olumsuz manada kullanılışı var, isteyen onu tercih edebilir) artık hepimiz biliyoruz ve kaset komplosuna dâhil olduğu fikri kimseyi şaşırtmıyor nedense. Kendi de bu açıklamasıyla komplonun içinde yer aldığının ortaya çıktığını düşünmüş olmalı ki 26 Mayıs’ta “arkadaşlar”ı aniden unutup demans moduna geçti ve “Kaseti kimin, ne zaman getirdiğini hatırlamıyorum” deyiverdi.
Ne hoş. Biz de inandık.
Tarih, konuşmalarında başkaları için sık sık “şerefsiz, komplocu, sahtekâr, karaktersiz, alçak, namussuz” gibi hakaretleri kullanan bir siyasetçinin hep kendini ihbar ve işaret ettiğini, aslında yine kendisi için yardım istediğini yazacak ileride. Keşke yukarıda tarif ettiğimiz güruhtan müteşekkil olmadığını hâlâ umduğumuz CHP’liler, Kemal beye yardım edebilseler ve onu genel başkanlıktan azat edip bir rehabilitasyon merkezinde tedaviye alsalar.
Yoksa kendilerine de yazık olacak bu gidişle.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.