Cemaat fiyaskosunun sebebi bu iki hikâyede saklı

A -
A +
Hatırlıyor musunuz, 7 Haziran seçimlerinden önce Paralelciler “Yüzde 15 oyumuz var, Ak Parti’nin oyu yüzde 30’a düşecek” diyorlardı. Kamuoyunu da buna inandırmışlardı. Çünkü medyaları, savcıları, hâkimleri ve polis içindeki güçlerinin bir kitlesel karşılığı mutlaka vardır diye düşünülüyordu.
7 Haziran seçimlerinde hakikaten Ak Parti yüzde 41 oy alınca iyice ayranları kabardı ve malum süreç başladı.
Sonra 1 Kasım’da boylarının ölçüsünü aldılar. Bir bakıldı ki Paralel Yapı’nın oyu, hesaplamalara göre en çok yüzde 0,8-1 civarında.
Peki, bu Cemaat denilen Paralel zamazingo nasıl oldu da ortaya koyduğu etkiyle doğru orantılı bir kitlesel tabanla buluşamadı?
Sebebi darbe girişimleri, Batılı karanlık odaklar ve PKK ile işbirliği, yolsuzluklar, hırsızlıklar, KPSS sorularının çalınması, vakıf, zekât, himmet paralarının yurt dışına kaçırılması ve vatana ihanet diyeceksiniz.
Bir ölçüde doğru ama asıl sebep, şimdi size anlatacağım yaşanmış iki hikâyede saklı. Üstelik binlercesinden yalnızca ikisi.
 
HAYDAR EMMİ’NİN DİLİNDEN PARALEL VİCDANSIZLIK
Erzurum Narman ilçesinin Koçkaya köyünden Haydar Altay.
Haydar emmi Paralel Yapı’nın “hizmet” diye Anadolu’nun dört bir yanını sardığı, çocukları yurtlarına çekip himmet adı altında paralar toplamaya başladığı ve yeni kuracakları kolejlerin temelini attığı yıllarda; 1995’te tanışıyor “Hizmet hareketi”yle. Şöyle anlatıyor o günleri:
“Eşim ağır şeker hastası. Bir çocuğum yüzde 100 engelli. Bir diğer çocuğum sağlam çok şükür ve hafız olsun diye İmam Hatip Lisesi’nde okutuyorum. Eşime baktığım için fazla çalışamıyorum ve ciddi bir gelirim yok. Geçimimi köy ve civar ilçelerin köylerinde duvar ustalığı yaparak sağlamaya çalışıyorum. O vakitler bugünkü gibi engellilere aylık para yardımı yok. Hastane, ilaç paralı, yetiştiremiyorum. Oğlum Fethullah Gülen’in yurtlarından birinde kalıyor ilçede. Ama bir süre sonra taksitleri ödeyemez hâle geldim. Yurt yetkililerinden kolaylık istedim. Belki merhamet ederlerdi. Ama yurt müdürü bana abilerden talimat olduğunu herkesten gözünün yaşına bakılmadan ücret alınacağını söyledi. Ya ödeyecektim ya da çocuğum kapının önüne konulacaktı. Ve konuldu da. O günü, yurt müdürünün bana kapıyı gösterdiği günü unutmadım hiç. Bunlar nasıl dine imana hizmet ediyordu o vakit anlamıştım”
Haydar Emmi’nin oğlu Erdal, arkadaşlarının yanında kalarak, zorluklar içinde okulunu bitirdi ve imam oldu.
Aradan yıllar geçti. Haydar Emmi’nin eşi ne yazık ki vefat etti. Şimdi yüzde 100 engelli oğluna kendi bakıyor. Devlet ona hem engelli oğlu için hem de bakıcılığını yaptığı için maaş veriyor. Haydar Emmi hayatından çok memnun ve Tayyip Erdoğan’a dua ediyor.
 
ÇANKIRILI RAMAZAN MATEMATİK ÖĞRETMENİ OLACAKTI…
Yıl 2012. Çankırılı fırın işçisinin oğlu olan Ramazan Çalışkan Erzurum Atatürk Üniversitesi’ni kazanmıştı. Okulu bitirince matematik öğretmeni olacaktı. Ramazan yurtlarda yer bulamayınca Cemaat’in yurduna yerleşti. Babası yurt ücretlerinin taksitlerini zorlanarak da olsa ödüyordu. Ancak baba sıcağın etkisiyle fırında kalp krizi geçirip çalışamaz hâle gelince Ramazan yurt müdüründen kolaylık istedi. Müdür kapıyı gösterdi. Yemekhane işçileri Ramazan’ı çok seviyordu ve yurt müdürüne “Biz ödeyelim aramızda para toplayarak, çocuğu atmayın” dediler. Yurt müdürü, “Bugün ödeyeceksiniz yarın ne olacak” diye sordu. İşçiler “Hani fakire yardım, hizmet, himmet” diyecek oldular ama müdürün tehditleriyle vazgeçmek zorunda kaldılar.
“Ramazan Çalışkan’a ne oldu?” diyeceksiniz.
Çankırı’ya döndü, babasının çalıştığı fırına girdi. Hâlen orada çalışıyor.
Evet, Cemaat kelimesinin bile adını kirleten Paralel Yapı’nın yenilgisinin sebebi buna benzer yüzlerce, binlerce hikâyeden ibaret.
 
İNEK MESELESİ, KAPIYA GELEN İCRA VE HÜSEYİN ÇELİK
Vatandaş öylesine ciğerini biliyor ki onların. Hiç ummadıkları biçimde onlara derslerini verdi Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetin yanında durarak.
Tayyip Erdoğan bir kabine toplantısında “Millete ineğini sattırıp paralarını gasbettiler” deyince eski Bakan Hüseyin Çelik âdeta cemaatçileri savunarak “İneği satmazlarsa çocukları o inekleri güdecek” demişti. Oysa himmet adı altında topladıkları paralarla yaptıkları propaganda Cemaat’in vatandaşa ineğini sattırmaması üzerine bina edilmişti.
Yukarıdaki iki yaşanmış olayı bana gönderen Ümit Akdemir Erzurumlu, biliyorsunuz. Bu sütunda çok sık konuk ediyorum. Olaylarla ilgili bilgi alırken “Ağabey, bunlar o kadar merhametsiz insanlar ki parasını ödeyemeyen binlerce insanın kapısına icra gitti. Sırf bizim Oltu ilçesinde 73 eve icra gitti. Millet onun için unutmuyor bunların yaptıklarını” dedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.