Hedef Rusya, parola “Türk Baharı”

A -
A +
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sözleri dikkatinizi çekiyor mu?
Kırgızistan Başbakanı ile Dışişleri Bakanı’na ülkelerindeki FETÖ’cülerin listesini gönderdiklerini ve onlara “Eğer tedbir almazsanız ülkenizde bir FETÖ’cü kalkışma olabilir” dediklerini anlatıyor sürekli.
Çünkü en yoğun tehlike orada.
Çünkü Kırgızistan, ABD’nin, Ukrayna’dan sonra Rusya’nın bağrına saplayacağı ikinci hançer.
Sadece orası değil, Azerbaycan ve Türkmenistan da sırada.
Kısacası, eğer Türkiye’de FETÖ’cü darbe girişimi başarıya ulaşsaydı, teker teker oralara da sıçrayacak ve bir “Türk Baharı”na dönüşecekti olay.
FETÖ’cü çetenin darbe hazırlığını öğrendiğim ve sık sık bu köşede onun adına atıfta bulunarak yazdığım kişiyi tanıyorsunuz; Ümit Akdemir.
Ümit Akdemir Cemaat mensubu olduğu yıllarda Nahçıvan’da bu örgütün yurtlarında müdürlük yapmış ve bölgeyi çok yakından tanıyan, nabzını elinde tutan bir isim aynı zamanda.
Akdemir, Nahçıvan’daki görevi sırasında Türkiye’den gelen paralel çetecilerin toplantılarında sık sık Azerbaycan’daki sızıntıyı konuştuklarını, hatta bir keresinde Kocaeli bölge sorumluları ve imamının “Azerbaycan artık yeterli kıvama gelmek üzere” dediklerini anlatıyor. Yıl 2006 o sırada, gerisini siz düşünün.
Şimdi buradan hem Türkiye’deki hem de Azerbaycan’daki yetkilileri uyaralım:
Azerbaycan’da yıllardır faaliyet gösteren Paralel Çete’nin Bakü’de yoğunluklu olmak üzere üç bin civarında (3000) IŞIK EVİ, Türkiye’deki milyarlarca dolarlık yatırımlarıyla tanınmış devasa büyüklükteki SOCAR şirketine devredilmiş gibi gösterilen kolejleri var. Bu çete yıllardır Azerbaycan devlet bürokrasisine, Askeriye’ye, Dahili İşler Nazırlığı (İçişleri Bakanlığı-DİN)ndaki birimlere elemanlarını yerleştiriyor. Eğer Türkiye’deki darbe başarılı olsaydı bu kurumlardaki uyuyan ajanlar da aktifleşeceklerdi.
Özeti şu:
ABD Türkiye üzerinden Türk Cumhuriyetlerini dizayn etmek istedi. Amacı FETÖ aracılığıyla ABD’ye bağımlı cumhuriyetler oluşturarak Rusya’yı dağıtmaktı.
Bir yandan Suriye özelinde Rusya ile anlaşırken öte yandan Rusya ile aramıza uçak krizi soktu. Şimdi o uçakları kullanan pilotlar gözaltında ve FETÖ’cü olma ihtimalleri üzerinde duruluyor. Önceki gün Takvim Yayın Yönetmeni Ergün Diler yazdı. Emri veren de 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, aynı emir için destek verip onaylayan da Tuğgeneral Recep Ünal. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da bugün nasıl Hakan Fidan’a sahip çıkıyorsa o vakit de o meseleye sahip çıkmış “Emri ben verdim” demişti. Tuhaf ama kenarda dursun.
Konumuza dönelim.
15 Temmuz darbe girişiminden önce Rusya ile yeniden yakınlaşan Türkiye gerçeği gördü, oyunu bozdu. Türkiye’deki darbe girişiminin başarısız olması ise ABD’nin tüm planını suya düşürdü.
Diler’in “Gerçek Plân” adlı yazısını mutlaka okumanızı öneririm. Orada da belirtildiği gibi:
“Tek aktör bizdik... Sınırların dışına taşan bir KOPUŞ yaşanmalıydı. Hem Rusya'nın dağılmasında ROL alacaktık, hem de Çin'in kontrolü için gereken güç olacaktık.”
15 Temmuz bunun startını verdi.
Şimdi fiyaskoyu nasıl toparlayacaklarını konuşuyorlar.

 
MÜSİAD ve darbe karşısındaki duyarlılığı
 
Geçen salı günkü yazımda bir TÜSİAD -MÜSİAD mukayesesi yapıldığını belirtmiş, twitter ve sosyal medyada darbeye karşı tepki ya da tavır koyma konusunda TÜSİAD’ın MÜSİAD’daniki buçuk saat önce davrandığını yazmıştım. Bu arada TÜSİAD’ın dört ülkede gazetelere ilanlar verdiğini de eklemiştim.
MÜSİAD’ın darbe karşısındaki duyarlılığından şüphemiz yok ancak bu tür anlarda refleks göstermenin önemli olduğuna da işaret etmiştik.
Bunun üzerine MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak bir açıklama göndermiş:
PDF dosyasıyla yolladıkları için açıklamayı özetleyerek buraya aktarıyorum. Sayın Olpak bilgi eksiği olduğunu, cuma gecesi tüm üyelerine 00.30’da SMS yöntemiyle bilgilendirmede bulunduklarını, eş zamanlı olarak “Askerî kalkışma açıklaması” başlıklı kınamayı basına gönderdiklerini, yani ilk kurumsal açıklamayı yapan kurum olduklarını kaydederek şöyle diyor:
“Twitter’da geç kalmış olabiliriz. Tabii bu bir yarış değil. MÜSİAD olarak 15 Temmuz itibariyle geçen süre zarfında gerek STK bilinciyle yaptığımız kamuoyu açıklamaları gerekse tuttuğumuz demokrasi nöbetiyle ülkemize ve demokrasimize sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz...”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.