Jandarma’nın içi sizi, dışı bizi yakar

A -
A +
Bizim meslekte duyarlı olmak çok önemlidir ama duygusallık başa beladır. Bu durumda istismar edilmenize de kapı aralamış olursunuz. Esasında pek çok meslek için geçerlidir bu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ’cü alçakların yaptığı tahribatı yaşayıp gördük. Şimdi on binlercesi hapiste, on binlercesi de kamudan ihraç edildi.
Bu arada haksızlığa uğrayanlar da oldu. Onlardan birkaçını yazdım. Bu yüzden epey mektup geldi mağduriyetle ilgili. Tıpkıbasım FETÖ mektuplarını artık tanır olduk. Onları bir kenara ayırdık. Ama bazıları da kimi haksızlıkların ipuçlarını vermekteydi.
Onların arasında bir ilimizin Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan Jandarma Astsubay S.B. de vardı. Daha darbenin hemen sonrasındaki günlerde meslekten ihraç edildi ve 2,5 ay kadar uzak kaldı. Bu süre içinde sürekli yazıştık onunla.
Hak yerini geç de olsa bulur. S.B, FETÖ ile bağlantısı olmadığını ispatlayarak görevine döndü. Bu bilgiyi geçmiş yazılarımda vermiştim. Dahası ona iftira atan jandarma komutanı Kurmay Yüzbaşı’nın FETÖ ile irtibatı ortaya çıktı.
S.B. bana sorunun nerede olduğuna dair ilginç detaylar aktardı çeşitli kereler yazdığı mektuplarla. O mektuplarından bir derlemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Ben 2,5 aylık soruşturma sonucunda aklandım. Devletimizin bundan sonra iftira atanlar ile yetkili makamları yanlış yönlendirenler hakkında inşallah bir bakışı olacaktır. Vatanımı ve Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum. Başıma gelenlerden dolayı devletime zerre kadar kırgınlığım yok. Vatansever zor zamanlarda belli olur. Devletimin yedi düvele karşı savaş verdiği bir ortamda omurgasızlık yapamam.
Bana iftira atan Kurmay Yüzbaşı ise ihraç edildi. ByLock kullanıcısı olduğu anlaşıldı ve şu anda kaçıyor. Acı olan şu. Bu yüzbaşı ihraçtan önce ve sonra hep korundu. Koruyan kişiler albay ve yarbay rütbesindeler. Bu insanlar bürokratları yanlış yönlendirmeye devam ediyorlar.
Zaten bana göre darbe 2-3 sene öncesinden başladı. Yeni TSK Disiplin Yasası ile TSK ve Jandarma içerisinde baskı artırıldı. Bu yasa sayesinde astsubaylar Askerî Şûra yerine 12-18 ceza puanı ile generaller ve subaylar tarafından ihraç edilebilir duruma getirildiler. Ekmeğinin derdinde olan personel korkutuldu ve sindirildi. Kanunsuz her emre açık hâle getirildi. Üstelik mevcut TSK İç Hizmet Yasası’na göre bu puanları almak çok kolaydır. Askerlik yapan herkes bunu bilir. Allah aşkına, bir sivil yetkili bu yasayı irdelemedi mi? Allah muhafaza, darbe olsaydı hükûmetin çıkarttığı yasa ile bütün dürüst, namuslu personel kolayca temizlenecekti.
Yıllardır Jandarmanın sivilleşmesi hep konuşuldu ama bu musibet olmadan hayata geçirilmedi. Ayak direyenler tespit edilmeli. Yeni jandarma tüzük ve yönetmeliklerinin hazırlanması bu zihniyete bırakılmamalı.
Efendim, bana inanın, bu FETÖ soysuzları Jandarma’da hâlâ çok aktifler. Jandarma darbenin taşralardaki bel kemiği. Darbeciler her ilin sorumlu sıkıyönetim darbe komutanı ve ona destek olacakları belirlemişlerdi. Taşra ve küçük illerde jandarmadan başkası bunu yapamaz. Düşünün bana iftira atan FETÖ’cü yüzbaşı kurmaydı ve Burdur’un tarihinde ilk kez oluyordu bir kurmay ataması.
Canım abim! Şehit Ömer Halisdemir kardeşimiz de benim gibi astsubaydı. İnsanların kıymeti ölünce anlaşılıyor. Ordunun ve Jandarmanın içerisinde çok değerli insanlar da var. Lakin sistem doğru söyleyeni eziyor, sistem dışına itiyor. Bu düzen, böl parçala yönet şeklinde personel üzerinde baskı kurmak için bilinçli bir şekilde işletiliyor.
Tehlike bitmiş değil inanın bana. Bukalemunlar renk değiştirecekleri uygun zamanı bekliyorlar.
Abi 20 senelik jandarma astsubayıyım. Güneydoğu'da üç kez karakol komutanı olarak görev yaptım. Çatışmalara girdim. Teşkilatımı ve orduyu yeterince tanıyacak kadar tecrübe sahibiyim. Bizim gibi insanları daha iyi dinleyecek, kulak verecek bir sistemin de olabilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
S.B’nin mektubu böyle.
Tehlikenin devam ettiğini içeriden bilgilerle aktarıyor bize.
Ve karşımızda ahlaksız bir örgüt var.
Hele bazı mektuplarda anlatılanlar insana pes dedirtiyor.
Alihan Güçlü adlı vatandaş yazmış:
“Fuat Bey, 15 Temmuz’dan önce sarraflık yapan birisine emanete 55,14 g bilezik verdim. Fakat şahıs şu anda FETÖ’den tutuklu. Bu mağduriyetimin giderilmesi için hangi merciye başvurmalıyım”
Sinop Ayancık’tan Halil İbrahim Aydoğan gibi FETÖ’cü derneğe sahte imzayla üye kaydedilip meslekten atılanlar da var.
Acı acı gülüyorsunuz değil mi?
Bu yüzden bu devlet temizlenecek ve yenilenecek. Başka yolu yok.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.