Erdoğan neden bu alçak adamın gündeminde?

A -
A +
Açıkçası bir Fransız gazeteci olduğu söylenen Jean Paul Ney isminden, Fransa’daki önümüzdeki haziranda yapılacak milletvekili seçimlerine katılan Türklerin öncülüğündeki göçmenler partisi PEJ’in Kurucu Başkanı Ali Gedikoğlu’nun mesajıyla haberdar oldum.
PEJ, milletvekili seçimlerine 68 bölgede katılıyor ve adaylarını da belirledi. O adaylardan biri olan Nadia Omani’nin afişi Jean Paul Ney adlı bu “gazeteci”nin Twitter hesabından aşağıdaki gibi paylaşılmıştı.
 
Erdoğan neden bu alçak adamın gündeminde?
 
Ney, şöyle yazmıştı:
“Türk diktatörü Erdoğan’ın partisi usulca ve sakin bir şekilde piyonlarını Fransa’ya yerleştiriyor”
Afişin yanına 15 Temmuz darbe gecesi gözaltına alınan darbecilerin fotoğraflarını da ülkemizde işkence yapılıyor algısını vermek üzere yerleştirmişti.
Twitter hesabına baktım, aşağılık ve ırkçı paylaşımlarla dolu.
Kimdi bu adam? Nasıl bir gazeteci böylesine bir ırkçı yazılar yayınlardı? Bir refleksle 15 Temmuz gecesi hayatlarını kaybeden şehitlerin fotoğraflarını gönderip “Bu insanları tanıyor musun? Tanıyorsun tabii. Bu insanlar senin o işkence görüyor diye fotoğraflarını yayınladığın darbeci alçakların katlettiği şehitler” diye yazdım.
Bana “Tanıyorum tabii, çöp tenekesini boyladılar. En iyi Müslüman ölü Müslümandır” diye yanıt verdi. Belli ki provokatörlükten öte bir şeydi bu rezil adam. Sonuçta hak ettiği dilden cevabını verince beni engelledi. Ama yazışmayı gören Türkiye kökenli Hayati Karakaya blogunda bu adamla ilgili yayınladığı inanılmaz, müthiş bir araştırmayla kaleme alınmış makalesini gönderdi bana. Blogunun linki aşağıda.(*) Mutlaka okumanızı öneririm ama özetle söylemek gerekirse Jean Paul Ney adlı ahlaksız saldırgan esasında hiç de boş bir adam değil. Arkasında acayip karanlık ilişkiler ağı var. Ve bu ilişkiler ağının 15 Temmuz darbesinden hiç de memnun kalmadığını ve bir piyon olarak bunu kullandığını anlıyoruz.
Jean Paul Ney, daha önce de Gaziantep’te gözaltına alınan bir Fransız gazeteci nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a saldırmış Twitter hesabından “AB uyarı amacıyla Erdoğan’ın sarayını bombalamalı ve bu pislikten kurtulmalı” diye yazmıştı. Bu Tweet’e Türkler büyük tepki gösterince de “Erdoğan’a diktatör dedim diye beni Türkler linç ediyor” diye ağlamıştı gazeteciliğini ileri sürerek.
Periscope hesabının üzerinde Erdoğan’a çok ağır hakaretlerde bulunmuştu bu rezil.
Daha çok çok vukuatı var ama yer yok. Sadece birini anlatayım.
Bir keresinde Fildişi sahillerinde yapılacak darbeden üç-dört gün önce haberdar olmuş, bu yüzden de darbeden önce oraya giderek darbenin lideri olacak generalle de sanki darbe olmuş da başarılmış gibi bir röportaj yapıp da hazırlamıştı bile. Ancak dediğimiz gibi narsistik yanı ağır basıp olayı bir trol hesap üzerinden faş edince istihbarat meselenin üzerine gidip darbeyi önlemişti. Bu da darbecilerle iş birliği yapmaktan dolayı hapse atılmış, lâkin 20 yıl yatması gerekirken nasıl olduysa 5 ayla kurtarmış ve yine nasıl olduysa bu konudaki tüm haber ve videolar Fransız haber sitelerinden teker teker silinmişti. Neymiş, telif haklarıymış.
Peki, deyim yerindeyse tam bir ruh hastası olan bu adam kimler tarafından korunuyor?
Çünkü defalarca hapse girip çıkmış, tuhaftır ki Müslümanlara habire hakaret ettiği hâlde El Cezire televizyonunda “uzman” olarak ağırlanan, Fransa’da Canal Plus ve Itele için programlar üretebilen bu adamın ilişkiler ağına bakmak gerekiyor. Onu mahkemelerde savunan avukat, Ermeni lobisinin çok iyi tanıdığı, bildiği, aynı zamanda da Fransa’daki Ermenistan Büyükelçiliğinin avukatı olan Sevag Torossian. Zenginlerin avukatı ama beş parasız bir serseri başıbozuğu savunuyor.
Ama durun, hemen “İşte Ermeni lobisi” diye atlamayın. Devamı var.
Jean Paul Ney’in aleni olarak bilinen ve Fransızların cohabitation dedikleri biçimde birlikte yaşadığı bir kadın var. Adı Frédérique Romano-Scialom. Yine Fransızların “Suçluyu bulmak istiyorsan kadını takip et” dediği gibi bu ismin izini sürmek gerekiyor. Hâlâ eski kocasının soyadını taşıyan Frédérique Romano-Scialom, avukat Sevag Torossian’ın ailesiyle çok yakın dost ve sık sık yemeklere gidiyorlar.
O halde Frédérique Romano-Scialom’un ailesine bakalım.
Babası Dominique Romano bir Yahudi. Pek çok alanda çalışması var, çok zengin. Fransa-İsrail Vakfı’nın da kurucusu. bundan sonrası daha da önemli. Baba Romano’nun İsrail’e gidip savaşan Fransa vatandaşı Yahudi gençler için açtığı bir fonu var. Öte yandan dünyanın vergi cenneti olarak bilinen pek çok ülkesinde de şirketleri.
Baba Romano, damadı Jean Paul Ney’i Fransızca-Arapça-İngilizce yayın yapan I24 isimli kanala sık sık çıkarıyor. Bu televizyon İsrail’in ve siyonizmin en önemli kanallarından biri. Romano’nun İbranice “Savaşçı” anlamına gelen ve Ariel Şaron’un lakabı olan “Guibor” adlı da bir şirketi var. Bu şirket hacker’lar vasıtasıyla bol bol insider trading yapıyor ve bazen bir gecede 5 milyon dolar kazanabiliyor. Bu tespit edildiği için FBI peşlerine düşmüş durumda. Jean Paul Ney de yargılandığı ve defalarca hapse girdiği Fransa’dan kaçıp Çin’e yerleşti. Ama yaşadığı yerden çıldırmış gibi Erdoğan, Türkiye ve İslam düşmanı yayınları yapıyor.
O hâlde asıl soru şu. Kendi başına hareket edemeyen bu pisliğin Erdoğan’a saldırmasını nasıl anlamlandırmak gerekir? Özellikle de arkasındaki destek hakkında az çok ipucu elde edebilmişken.
 
(*) Hayati Karakaya blogu:
http://gundemfransa.blogspot.com.tr/2016/12/kotu-adama-bicilen-rol-turkiyeye-saldr.html
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.