YÖK’ten Haliç Üniversitesine orman kanunu mu?

A -
A +
Biliyorsunuz YÖK tarafından Haliç Üniversitesine el konulması ile ilgili bir yazı yazdım ve bunun âdeta bir FETÖ operasyonunu andırdığını anlattım.
Kıyamet koptu. Tüm bu el koyma işlemlerinde imzası bulunan Prof. Dr. Yavuz Atar uzun bir açıklama gönderdi, ben ona sorular sordum. Sorularıma yanıt vermek yerine beni yargı önünde hesaplaşmakla tehdit etti.
Oysa on sorumdan biri de şuydu:
“Mimoza adlı FETÖ iltisaklı şirkette ortak görünüyorsunuz. Ortaklarınız arasında FETÖ firarisi Prof. Dr. Sami Karahan da var. Bu ilişkiyi nasıl açıklayabilmek mümkün”
Tabii cevap yok.
Bir avukat bana bazı bilgiler gönderdi. Şimdi onları sizle paylaşıyorum:
Yavuz Atar’ın da ortağı olarak göründüğü Mimoza şirketinin ortaklarından Prof. Dr. Ömer Ulukapı tutuklu ve FETÖ yöneticisi olarak sanık.
Prof. İbrahim Arslan tutuklu ve FETÖ yöneticisi olarak sanık.
Prof. Mehmet Ayan FETÖ yöneticisi olarak sanık. Ayan, tutuksuz sanık ve örgüte bilerek ve isteyerek yardımcı olmaktan, eski deyimle yardım ve yataklıktan suçlanıyor.
Prof. Dr. Sami Karahan firari FETÖ sanığı. Ortaklarından Cafer Canbaz ve Ramazan Arı da FETÖ avukat yapılanması sanıkları.
Sami Karahan’ın yeğeni Nihat Karahan ile kayınbiraderi Kırgızistan askerî ataşesi Albay Nebi Gazneli de 15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’nün işgali sırasındaki komutan. Nebi Gazneli Konya’da diğer FETÖ’cü Albay Müslüm Kaya ile bir fuhuş evinde ele geçirildi.
 
Evet, bilgiler böyle. Yavuz Atar YÖK yönetim Kurulu üyeliğinin yanısıra Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak da görev yapıyor. En azından bir açıklama ve bizi aydınlatma borcu var diye düşünüyorum.
Yavuz Atar bana bu arada Haliç Üniversitesinde YÖK denetçilerinin yaptığı denetimin raporunu gönderdi. Bir sürü iddia var. Bir kişinin tanıklığına dayalı iddialar vb.
Israrla belge ve somut delil diye soruyorum söylenen sadece dedikoduya dayalı iddialar:
Mansur Topçuoğlu şu kadar lira üniversiteyi zarara uğratmış, şu kadar borca sokmuş, arabasında çuvalla para ve senetle yakalanmış.
 
Eee peki tüm bu iddialarınızın delilleri var mı? Yok. Hep mış ve miş ile biten laflar.
O vakit dava açın adama.
Evet, bu denetim raporunun üzerinden bir yıl geçmiş, üniversiteye el koymuşsunuz ve Mansur Topçuoğlu’na inanılmaz suçlamalarda bulunuyorsunuz ama savcılığa bile suç duyurusunda bulunmamışsınız.
Neden?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
İşte ben buna kızıyorum.
Tipik FETÖ yöntemi dediğim bu. Çamur at izi kalsın.
Üniversitenin 200 milyon lira borcu olduğu söyleniyor. Mansur Topçuoğlu da “Olabilir, ama 100 milyon liradan fazla değil, çünkü çok büyük yatırımlar yaptım ve hepsi ortada. Tek bir banka kredisi kullanmadan öz kaynaklarımla yaptım ve borca girdiğim doğrudur. Ancak borca girmeden kim yatırım yapmış onu söylesinler. Kaldı ki yıllık 100 milyon liraya yakın gelirimle borçları ödüyordum” diyor.
Şimdi insan ister istemez düşünüyor.
Yüz milyonlarca borca giren ve usulsüzlüklerin diz boyu olduğu THK Üniversitesine neden el konulmadı? Haliç’in başına garantör olarak getirilen Mahmut Ak’ın başında olduğu İstanbul Üniversitesinin 750 milyon lira borcu olduğu belirtiliyor. Ona da el konulacak mı?
Bence YÖK en iyisi tüm üniversitelerin borçlarını açıklasın. Bakalım ne çıkacak ortaya? Bunun için üniversiteye el mi konulur?
Mansur Topçuoğlu ise onlarla ilgili sürekli suç duyurusunda bulunduğunu ve suç duyurularının Millî Eğitim Bakanlığında neredeyse bir yıldır bekletildiğini belirtiyor. Kim ve neden bekletiyor bilinmiyor.
Bu durumu dillendirip ortadaki saçma sapan durumun açıklığa kavuşturulması için yazıyorum ya, bana da garip garip tehdit içeren mailler atılıyor.
Demem o ki bunu yapacaklarına YÖK’ün elinde varsa belgeleri ve kanıtları, hakkında bir sürü suçlamada bulundukları Mansur Topçuoğlu hakkında suç duyurusunda bulunur, olay mahkemeye intikal eder. Yoksa fasaryadan sebeplerle üniversiteye el koydukları ortaya çıkacak diye mi korkuyorlar onu merak ediyorum.
Ama onun yerine Mansur Topçuoğlu hakkında Haliç Üniversitesinin fiili yönetimi tarafından “ilginç” hukuk davaları açılıyor.
Bilinen şu ki Haliç’e el koyan yönetim gelir gelmez 150 kişiyi işten çıkardı. Onların arasında Prof. Dr. Atilla Yayla da var. Bu isim de kimlerden hoşlanmadıklarının göstergelerinden biri.
Mansur Topçuoğlu bu el konulma işleminden dolayı şimdi yeni bir suç duyurusunda daha bulunmuş. Haliç Üniversitesinin Kağıthane kampüsü ve Kağıthane Tıp Fakültesi kampüslerinden çıkıp boşaltmaları nedeniyle oluşan 50 milyon liralık zarardan dolayı YÖK ve kararda imzası olanlar hakkında da maddi ve manevi tazminat davası açmış durumda.
Bakalım bu süreç nasıl sonuçlanacak.
Prof. Dr. Ömer Anayurt’a bugün de yer kalmadı. Bazı ilginç belgeler var hakkında. Onları da bilahare konuşacağız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.