Das kapital-bas kapital, sol yumruk-rezidans

A -
A +
Bakın hareket şu:
Sağ eli şöyle kalbin üstüne doğru götürüyorsun, sonra yüzüne mahcup bir “tebessüm” kondurup sol yumruğunu havaya kaldırıyorsun.
Tam bir “devrimci bacı” oldun demektir.
Sanırsınız Meclis kürsüsündeki Atatürk ilke ve inkılâpları üzerine and içen bir milletvekili değil, Ulrike Meinhoff’un ta kendisi. Alman Kızılordu fraksiyonu Baader-Meinhof’un lideri. Cezaevinde intihar etti deniyor ama Alman derin devleti öldürdü onları.
Gamze Akkuş İlgezdi’yi Meclis’teki yemin töreninde böyle sol yumruk havada görünce “Bu kadında iş var” demiştim ta o vakit.
Geçmişte uluslararası komünist hareketin tepesindeki örgüt olan Komintern’e bağlı komünist partiler, bu türden “sol yumruk havaya” modelindeki akımları “sol sapma veya sapkınlık” anlamına gelen “goşist” sözcüğüyle tanımlardı. Hâlâ da söylenir aslında. Fransızca Gauche (sol) kelimesinden geliyor. Türkiye’de de Devrimci Yol ve ondan türeyen Dev-Sol (Şimdinin DHKP-C’si) vb. fraksiyon mensupları için kullanılırdı. Ancak komünistler, sosyalistler ve sosyal demokratlar,  goşistlerin tam tersine sağ yumruklarını havaya kaldırırlar temsil ettiklerini söyledikleri emekçilerin kol gücünü temsilen.
Gamze Akkuş İlgezdi’nin mesleki kariyeri aslında hayli güçlü. Bir kere diş hekimi. Bu konuda master bile yapmış. Sonra Ruhi Su korosunda solist olmuş ve iki de türkü albümü ve klibi var. Başhekim yardımcılığı gibi görevlerde bulunduğu kamu hayatı da bulunuyor ayrıca. Doğum tarihi 1969, yani şu an 48 yaşında. Battal Beyle 2009’da, 40 yaşındayken evlenmiş ve Allah bağışlasın iki çocukları olmuş. Battal Bey ise 58 yaşında. O da evlendiğinde 50 yaşındaymış demek ki.
Ne diyelim, geç olsun güç olmasın demiş atalarımız. Onlar da geç evlenmiş ama evlilikte keramet vardır misali işler almış yürümüş. Üstüne “Her çocuk kendi rızkını beraberinde getirir” deyişinden midir bilemiyorum Battal Bey belediye başkanı olmasın mı?
Şimdi biraz da bu tarihten sonrası için bir sıralama yapalım...
Battal İlgezdi 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkanı seçiliyor.
Aradan daha iki ay geçmeden 10 Temmuz 2014 tarihinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevgili kızı Zeynep Kılıçdaroğlu’nun bir dairesi oluveriyor. Battal Beyin Buz Rezidansının 17. katındaki 87 numaralı daire.
Ardından kooperatifler, istimlâk edilen arsalar, kapatılan yeşil alanlar, imar düzenlemeleri, peş peşe dikilen gökdelenler ve yüz binlerce dolara kiraya verilen binalar. Aktıkça akar. Bu durumda ne yapacaksın? Hep kendine olmaz. Seninle birlikte eşinin, çocuklarının, kayınvalidenin, kayınpederinin, eniştelerinin, baldızlarının, kız kardeşlerinin, erkek kardeşlerinin, bacanaklarının, yakın dostlarının, ortaklarının, hatta sana dostluklarını ispat etmiş bazı gazetecilerin de hakkı yok mudur yani?
Ben sadece aile kısmının totalini söyleyeyim; 49 daire, bir villa, arsalar, hisseler, banka hesapları vd.
Devam edelim. 30 Mart 2014’te başkan olup Kemal Beyin kızını 10 Temmuz 2014’te daire sahibi yapan Battal Bey eşi Gamze Hanımın da milletvekili olmasının çok yerinde bir adım olacağına karar veriyor ve Kemal Bey de bunu bittabi “seve seve” kabul ediyor. 7 Haziran 2015, ardından 1 Kasım 2015 seçimlerinde milletvekili olarak Meclis’te Ulrike edasıyla boy gösteriyor Gamze Hanım.
 
CHP’Lİ VEKİL BARIŞ YARKADAŞ ANLATSIN ONLARI
 
Aslında onları ve diğer belediye başkanlarını şu günlerde “sessizlik grevi"ne giren CHP milletvekili Barış Yarkadaş anlatsa çok daha iyi olur. Kendisi aynı zamanda CHP’nin en hakiki milletvekili Gürsel Tekin’in has adamı. İşte bizim Barış, Milletvekili olmadan altı ay önce, 5 Kasım 2014 tarihinde Gerçek Gündem adlı kendi yönettiği internet sitesinde “CHP’li belediyelere biri dur desin” başlığıyla yazmış küçük de olsa yolsuzlukların bir bölümünü. Sonra hoop milletvekili yapılmış Kemal Bey tarafından ve birden dut yemiş bülbüle dönmüş.
Neyse, sağ eli göğsüne koyup sol yumruğu havaya kaldırınca demek ki kısmetin de açılıyor. Karı-koca “solculuk” yapıyor ve aniden rezidans koleksiyoneri oluyor. Çocuklarının bile dörder dubleksi ve villası var şimdiden, düşünün.
Bizim İsviçre’deki Sabah Avrupa muhabiri Mehmet Çek geçen gün söyledi:
“Biz 30 yıl yaptık şu solculuğu. Sonuç, 8 yıl hapis, kaçaklık, sürgün mürgün de cabası. Rahmetli annemin bir evi vardı, onu da davalarda tuttuğumuz avukatlarla kaybettik. Ulan ya biz bu solculuğu yanlış kitaptan okuduk diyorum ya da şu hareketleri doğru dürüst çözemedik!”
Mehmet’in bilmediği şu:
Aradan geçen zaman içinde Karl Marx’ın DAS KAPİTAL adlı baş eserinin adı Türkiye’nin türedi solcularının nezdinde çoktan BAS KAPİTAL oldu.
Sonra Gamze Hanım onun gibi değil, DHKP-C’li dostlarını gücendirmiyor ve “şehit olan” PKK’lı yoldaşların cenazelerine gidip gözyaşı akıtmayı ihmal etmiyor.
Her şeyin bir şeyi var Mehmetciğim, öyle kolay değil.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.