Köpükçü Faruk FETÖ’nün Özbekistan’a “darbe” hicretini böyle anlattı

A -
A +
İki hafta önce “Özbekistan darbecisi FETÖ’cüler gelecek yıl serbest” diye yazmıştım. 16 Şubat 1999 yılında o zamanki Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’a suikast yaparak yönetimi devirmek üzere planlanıp uygulamaya konulan ve âdeta 15 Temmuz darbe girişiminin bir provası niteliğinde olan bu darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ülkedeki Gülen Cemaati okulları ve kuruluşları tek tek kapatılmış 70 öğretmen, 60’a yakın “iş adamı” tutuklanmıştı.
Özbekistanlıların yanı sıra Türkiye kökenli Gülen örgütü mensuplarının da bulunduğu yüzlerce kişi yargılanmış, 10 ila 21 yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmışlardı.
Bu yazımda o iş adamlarından bazılarının gelecek yıl cezalarının biteceğini ve onların Türkiye’ye iade edilmeleri gerektiğini yazmıştım.
Ama ne ilginçtir ki bu iş adamlarından Memduh Yılmaz’ın ardından Zeki Obuz’dan da mektup aldım. Meğer, şimdiki Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev 2700 mahkûm için bir afname çıkarmış, Zeki Obuz da yararlanıp tahliye edilmiş, üç ay önce de Türkiye’ye gelmiş.
Ben gelecek yıl cezasının biteceğini ve tahliye edileceğini yazmıştım, demek ki afname ile çıkmış erkenden. Zeki Obuz mektubunda 1997 yılında Sündüs adlı şirketiyle çalışmaya başladığını 1999 yılındaki o “kötü olaylara” karışmadığını, kendisine 20 Nisan 2007 yılında Gümrük imtiyazına dair nedenlerden dolayı haksız olarak ceza (11 yıl) verildiğini yazmış. Tahliye edildikten sonra Türkiye Büyükelçiliğinin bilgisi dâhilinde ülkeye döndüğünü belirterek “Kendisini FETÖ’cü olarak gösteren alçakça yalan ve iftiraların” düzeltilmesini istemiş. FETÖ ile uzaktan yakından hiçbir ilgisinin bulunmadığını da sözlerine eklemiş tabii.
Zeki Obuz bu arada “Size başka şekilde, sizin her zaman duymaya alışkın olduğunuz hitaplarda bulunabilirdim fakat buna terbiyem ve ahlakım müsaade etmiyor!” demeyi de unutmamış. 
Bunu da bir not olarak düştükten sonra bir bakalım FETÖ’nün Kanada İmamı olarak bildiğimiz ama en çok “Köpükçü Faruk” namıyla tanınan Faruk Arslan neler demiş. Kendisini hatırlayacaksınız. Bir teknede yarı çıplak kadınlarla ve erkeklerle köpük partisine katılan ve “fiziki estetiği”yle erkekleri kıskançlıktan çatlatan (!) Faruk Arslan’dan söz ediyorum.(*) Gazeteci, yazar ve Orta Asya’da FETÖ faaliyetlerinin bir numaralı yürütücüsü olan Faruk Arslan’ın (**) 12 Şubat 2018 tarihinde yayınladığı bir videodaki konuşması Zeki Obuz için “sürpriz”lerle dolu.(***) Misal, Fetullah Gülen’in talimatıyla Özbekistan’a hicretini ve olayların gelişimini bakın nasıl anlatıyor. (01,41-4,35 ve 21.10-22.00 zaman dilimleri arasında):
Zeki Obuz abimiz hâlâ içeride darbecilikten. Ve Cezası 2 seneye bitiyor. Cezası 20 seneyi geçiyor. 21 sene vermişlerdi. Zeki abi esnaf. Eflak Holding diye Merter’de kurdurduğumuz Tekstil şirketinin CEO’suydu bizim. 140 tane ordudan atılan havacı astsubayla holding kurmuştuk sermayeyi denkleştirerek. Şimdi holding kurduk ama Hoca efendi bir gün “Haydaaa Orta Asya’ya” dedi. Bizim havacı kardeşler deli, ben en az delisiyim, siz hesap edin yani. Hepsi Orta Asya’ya gitti. Kimse kalmayınca Zeki abi “Ben de gideyim o zaman” dedi. Yani biz bu holdingi boş yere mi kurduk kardeşler? Bizim böyle zengin olmak, para kazanmak gibi bir derdimiz olmadığı için, Zeki abi de gitti, holdingi kardeşi Uğur’a bıraktı. Zeki abi, “Tekstil işini de madem öyle Özbekistan’da kuralım. Hoca efendi Orta Asya demiş madem, Orta Asya” dedi. Zeki abi ile Hoca efendi HAFTALIK İSTİŞARE yapıyorlardı İstanbul’dayken. Düşünebiliyor musunuz, bir anda bırakıp gitti… Ben Zeki abimi nasıl hapiste bırakırım. Oğluyla geçenlerde görüştüm, Kırgızistan’da öğretmenlik yapıyor. Bir nesil büyüdü, 20 sene, dile kolay, babası hapiste. Düşünebiliyor musunuz?..”
Faruk Arslan’ın bir blogu da var. Red Book adını taşıyor. Şimdi de bu blogdan 29 Aralık 2017 tarihli “Silinen Türkiye-Büyük Süfyan ve Süfi” başlıklı “başyapıtı”nın 5. Bölümünde (****) bakın Zeki Obuz’u nasıl anlatıyor:
Hoca efendi, 1991 yazında Zeki Obuz abiye Sovyet ülkelerine gidecek 19 hicret delisi lazım demişti! Zeki abi deliler nerede biliyordu, geldi yazdı o delileri hemen, 30 saniyede... Özbek hapishanesinde çile çeken Zeki abimiz, “Kadıköy sohbet grubumuzda gidip hapse düşmek, işkence görmek var” demişti ve dediği de oldu! Kadıköy grubumuzda en genç olandım. Zeki abi ve 19 deli 3 saniyede elini kaldırınca, bana baktı “Ama sen gelmiyorsun” dedi. Neden dedim. "Ölmek var, geri dönmemek var, çok gençsin, işkencelere dayanamazsın" dedi. Beni hiç tanımıyordu veya tanıyamamıştı anlaşılan. Sınırlı görüşmelerimiz olmuştu. Eflak Holdingden paramı çektiğim için bana kızgındı. Çamlıca’da Hizmet’ten burs almamak için biriktirdiğim 5 bin Mark’ı talebe hizmetine harcamaya karar vermiştim ve Zeki abinin CEO olduğu şirketimize elveda demiştim. Muaz abi dışında sırrımı bilen yoktu. Ağlayarak Çamlıca'ya dönmüştüm...
Sonrasını uzun uzun anlatıyor Faruk Arslan, FETÖ elebaşının sağ kolu Mustafa Özcan ile karşılaşıyor ona durumu anlatıyor ve sonunda “belletmen” olarak “hicret”le Orta Asya’ya gitme iznini koparıyor. Cebinden çıkarıp bir de ona 1300 dolar para veriyor. Para o vakit de bol tabii.
Evet, 13 Mart 2018 tarihli yazımızı kafadan atarak yazmadık. Bu itiraflar ortada her şeyi kabak gibi gösteriyor. “Alçakça yalan ve iftiralar”ın kaynağı kim, ilişkiler nasılmış görülsün istedim. Tabii kötü söz sahibinindir kaydıyla.
Bu arada bir not:
Viedo görüntülerinin ve blogdaki yazıların tamamını indirdik.
.....
(*) https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/01/29/iste-faruk-aslanin-yalanladigi-o-goruntuler
(**)http://www.biyografya.com/biyografi/19292
(***)https://www.youtube.com/watch?v=1wfdXITuwXA&feature=youtu.be
(****)https://siyasetin-pusulasi.blogspot.com.tr/2017/12/silinen-turkiye-buyuk-sufyan-ve-sufi_15.html
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.