Davutoğlu’nun aklı "Pelikan"da kalmış

A -
A +
Açık konuşalım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile çalışmayı bırakmaya karar verdiğinde ilk olarak MKYK kararı alındı.
Kararın özü şuydu:
Teşkilat yapısıyla ilgili tüm yetkiler Başbakan’ın elinden alındı. 2016 yılının Nisan ayı sonlarıydı. Şöyle deniyordu:
“Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti MKYK toplantısında teşkilat başkanı tarafından kullanılan il, ilçe başkanlarının atama yetkisini MKYK'ya devretti.”
İstikamet belliydi, Davutoğlu istifa etti.
Tam o sırada sosyal medya üzerinden “Pelikan Dosyası” adıyla kimliği belli olmayan kişi ya da kişiler tarafından Ahmet Davutoğlu’nun neden istenmediğine dair gerekçeler sıralayan bir yazı yayınlandı.
Nedense o yazı MKYK kararından daha çok ilgi topladı ve ortalığı karıştırdı.
Kim hazırlamış bilemiyorum o dosyayı. Hatta pek çok kişiye sordum, bazı isimler verip ağız yoklayarak. Net cevap alamadım. Ama bana göre ahım şahım bir dosya değildi. Malumun ilâmı gibiydi. Davutoğlu ve ekibi o paylaşımı çok abarttılar çünkü MKYK kararını unutturarak bu dosyanın üzerinden mağduriyet üretmek daha işlerine geldi.
Davutoğlu önceki gün Karabük Millî Türk Talebe Birliği öğrenci merkezinde yaptığı konuşmada Pelikan Dosyası’na değinmiş. Besbelli kendisini hâlâ acıtıyor olmalı ki “Çete, şahsiyetsizler, troller” filan gibi epey bir hakaret döktürmüş o dosyayı hazırlayanlara.
Sayın Davutoğlu bence karanlıkta yumruk sallıyor.
Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim kendisinin diğer sözleriyle ilgili. Demokrat bir fotoğraf veriyor da ondan. Diyor ki:
“Çık ortaya, eleştireceğin şeyi eleştir, söyleyeceğin sözü söyle, vereceğin kavgayı ver.”  
Duralım biraz.
Ben Pelikanı melikanı bilmem.
Ama böyle demokrat edalarla “Çık ortaya, eleştireceğin şeyi eleştir, söyleyeceğin sözü söyle, vereceğin kavgayı ver” demekle olmuyor bu işler. Söylendiğinde, eleştirildiğinde, tartışıldığında da tahammül etmeyi bileceksin. Beni tanıyanlar, dinleyenler, okuyanlar bilir. Sözüm varsa esirgemem, doğrudan, pat diye söylerim. Nitekim Davutoğlu için de ta başından beri, daha ortada Pelikan hikâyeleri yokken tavrım buydu. Ama kendisi ne yaptı? Hakkında yazdığım her yazının ardından, bazen yanındaki elemanları vasıtasıyla, bazen bizzat, beni defalarca şikâyet etti.
Onun tek lafıyla işten çıkarıldığını ileri süren gazeteciler ve yazarlardan söz etmiyorum bile.
Kısaca lafla demokratlık gemisi yürümüyor.
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Gideceksen sen git!
 
 

 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.