FETÖ’cülerin kritik sorusu: “Bizi kim affeder?”

A -
A +
Beklentileri muhtemel CHP-İYİ Parti-HDP ittifakı.
Bu konuda dışarıdakiler vasıtasıyla cezaevindekileri hâlâ domine etmeyi başaran Pensilvanya’daki elebaşı umut dağıtmayı sürdürmekte:
“Mart'ın sonu bahar.”
Gerçi bu lafı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da söylüyor ama kendisi FETÖ elebaşının ortaya attığı “kontrollü darbe” pespayeliğinin de takipçisi olduğu için artık şaşırmıyoruz.
Müthiş planları şöyle:
31 Mart yerel seçimleriyle Cumhur İttifakı geriletilecek, sonra onlara “Millet sizden desteğini çekti, bir an önce seçimlere gidin” denecek, eğer gitmezlerse Gezi benzeri olaylar tetiklenecek ve kaos planları devreye sokulacak, seçime giderlerse de Cumhur İttifakı ve Tayyip Erdoğan seçimi kaybedeceği için (çok eminler) gelecek CHP-İYİ Parti-HDP ittifakının adayı olan Başkan hepsini cezaevlerinden tahliye ettirecek, KHK ile ihraç edilenler geri alınacak ve eski “güzel günlerine” kavuşacaklar.
Hoca Nasreddin fıkrası gibi.
Kuzular büyüyüp koyun olacak, çalılara tüyleri takılacak, o tüyler yün yapılıp satılacak, parasıyla da borçlar ödenecek...
Cezaevindekiler, dışarıdakiler, ihraç edilenler buna inandırılmak isteniyor.
Mart’ın sonu bahar!..
Soruyorum o vakit:
“Aşk her şeyi affeder mi?”
Anlatacağım olay geçen yıl yaşandı. Bir gazeteci dostumun polis olan bacanağı FETÖ’cü’ymüş ve şu anda içeride. Karısına aile bakıyor. Gazeteci arkadaşım “Eğer dışarıdan himmet mimmet almıyorsa şayet çoluk çocuk sıkıntı çekmesin diye yardım ediyoruz” diyor. Ama ne gariptir ki FETÖ’cü bacanağın karısı birdenbire villa bakmaya başlıyor. Hobi olsun diye değil. Satın almak için. Cezaevindeki eşi görüşlerde ona “Yakında çıkıyoruz ve çok yüksek tazminatlar alacağız. Sen villa bakmaya başla bizim için” demiş, sebebi o.
Onlara bu kafayı yaptıran yukarıda söylediğim gibi CHP, İYİ Parti ve HDP’ye bel bağlamış olmaları ve duydukları derin aşk.
Akıntıya karşı kürek çektiklerinin farkında değiller. Gelmesini düşledikleri yalancı bahar, onları yine hayal kırıklıklarına sürükleyecek, yine dibe vurduracak ve yine Pensilvanya’dan fabrikasyon rüyalar gelmeye başlayacak:
“Hoca efendi dün gece Peygamber efendimizi rüyasında görmüş, büyük bir meydanda toplanmış kalabalığın onu beklediğini işaret ederek gel gel diyormuş.”
Gel, gel!
FETÖ’cüleri 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden 4 ay önce uyarmış ve yazının başlığını da “Cemaatçi askerlere son uyarı; tavuk tarda sayılır” diye atmıştım. O yazıda mealen “Biliyoruz, darbe hazırlığı içindesiniz ama gelin bu memlekete yazık etmeyin. Devlete itaat edin ve iş birliği yapın. Sizi ifşa etmekle tehdit de ediyor olabilirler. Korkmayın, cesaret gösterin, devlet size şefkatli kollarını açacaktır” dedim. Ama dinlemediler. Kaymak tabakası paçayı kurtardı, hepsi yurt dışında keyif içinde. Kalanlar cefasını, gidenler sefasını sürüyor.
Şimdi yine uyarıyorum. Belirsizliğe yüz vermeyin!
Kemalistleri bir kez daha kandırıp kazık atabileceğinizi sanmanız
 ise en iyimser tanımla safdillik. Öylesine öfke dolular ki CHP-İYİ Parti-HDP ittifakına verilen destek sizi kurtarmayacak.
Aklıma geldi, Mehmet Altan’ın tahliyesine karşı çıkan bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri kimler biliyor musunuz?
Ahmet Necdet Sezer’in atadığı üyeler.
Gerçek şu:
Bilinebilirlik her halükârda bilinmezliğe tercih edilir.
Ama önce cezalarını çekip örgütten koptuklarını ispatlamalılar. Yapılacak en iyi şey teslim olup, örgütün artık marjinalize olmuş saplantılı çelik çekirdeğinden kendilerini ayırmak olmalı. Devlete kafa tutulamayacağını anlamaları gerekir. Bir Amerikan projesinin piyonu olduklarını itiraf edip devletle iş birliği yapmaları en doğrusu.
Çünkü sonuçta elini uzatan yine bu devlet ve iktidar.
Uzatılan eli geri çevirenlerin ne hâle geldiğini PKK örneğindeki gibi herkesin görmüş olması gerek.
 
 
 
FETÖ içindeki tartışma ve kılıçtan keskin eleştiriler
 
FETÖ’cülerin “Cemaat” ya da “Hizmet” adını verdiği örgütün mensuplarına hitap eden bir internet sitesi var. Adını yazmıyorum reklamı olmasın diye. Bu sitede sıkça yazıları çıkan A. K adlı bir “Cemaat” mensubu çarpıcı tespitler yapıp örgütün üst yapılanmasına okkalı eleştiriler yöneltiyor.
Öncelikle şunu söylüyor:
“Örgüt üst düzey yöneticileri mevcut yapıyı lağvetmek yerine defalarca başarısızlıkla sonuçlanmış muhalefet yöntemlerine devam etmekte. Bu tavırlar Erdoğan’ı zayıflatmak şöyle dursun, onun kurduğu siyasi koalisyonunun devamına katkı sağlamaktadır.”
A.K. bu önerisini “Eğer Cemaat yapısı lağvedilirse Türkiye’deki mensuplarına yönelen nefret ve duyulan korku azalabilir” diye güçlendiriyor. Sonra da şöyle devam ediyor:
“Cemaat’in mevcut yapısı ile devam etmesi hâlinde takipçilerine faydadan çok zarar vereceği görülmekte. Fetullah Gülen’in Cemaat içindeki liderlik tarzı da dıştan bakanlar için bir güvensizlik hatta endişe kaynağı oldu. Gülen, otoritesini kim ile paylaştığı bilinmeyen ve kimseye hesap vermeyen bir liderlik ortaya koydu. Bu tutum güven problemini daha da derinleştirdi.”
Bu arada yazıda Türk toplumunun neden FETÖ’cülerin başına gelenlere karşı kayıtsız kaldığı da sorgulanıyor. Yazı uzun, çok ilginç. İsteyen bulur okur. Sonra da yukarıda yazdıklarımı bir daha değerlendirir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.