İstanbul Yenikapı’nın hakkını yine verdi

A -
A +
Programdan çıkıp hazırlanayım derken saat ikiye geliyordu. Levent istasyonundan metroya bindiğimde gördüğüm kalabalık bana ilk fikri verdi. Yenikapı büyük bir ihtimalle çok kalabalıktı. Ve yanılmadığımı anladım. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan katılım sayısını açıkladı:
1 milyon 600 bin. Mahşerî bir kalabalık.
İnanır mısınız, Erdoğan bu sayıyı verdiğinde gözüm alıştığı için olsa gerek, meydandaki kalabalığın o kadar da fazla olamayacağını düşündüm ilk başta. Fakat Cumhurbaşkanı’nın zikrettiği rakamın ne kadar doğru olduğunu yazımı yetiştirmek için erken çıktığımda şaşkınlıkla idrak ettim. İnstagramda da paylaştım, daha Erdoğan konuşmasına başlamış, 20 dakika geçmiş geçmemişti. Belli ki ertesi gün pazartesi, iş günü, yolda ya da trafikte sıkışıklığa kalmama telaşıyla insanlar alandan akın akın çıkıyordu. Metroya giden o uzun ve geniş cadde boyunca gördüğüm insan seli işte bu rakamı, yani 1 milyon 600 bini zihnimde net biçimde doğrulattı. 
Erken çıkmamın nedenlerinden biri de basın tribününden meydana geçişe izin verilmemesiydi. Nasılsa tanıyanlar da oluyor, en azından rastgele birkaç kişiyle konuşmaktı amacım. 
Beş kelime belirledim. Onlar da bu sözcüklerin kendilerine ne hatırlattığını söyledi. 
Aralarından en usturuplu olanlarından üçünü sizinle paylaşayım.
Serdar A. hırdavatçıymış. İşler nasıl diye sordum. “Piyasada sıkıntı var ama bana dokunmuyor. Hırdavatçı her dönemde daha rahattır” dedi. O hâlde soralım.
CHP: Yazık.
Kılıçdaroğlu: Yalan.
Akşener: Habis, FETÖ. 
Binali: Yapar.
Ekrem: Yatar. 

Sevcan Abla. Ev hanımıymış. Ama o ne sevimlilik? Beş dakikada Sevcan Abla muhabbetine nasıl gelebildiğime şaştım kaldım.
CHP: Ne desem boş.
Kılıçdaroğlu: İnsan ziyanı be gardaşım.
Akşener: Bırak Allah aşkına şu 15 Temmuz’cuyu.
Binali: Güven.
Ekrem: Çok soru işareti var.

Kadir Y. gençten bir delikanlı. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce programı mezunuymuş. Yeni iş bulmuş 1,5 yıldan sonra. “Maaşı küçük ama ümidim büyük” dedi. Derinlikli bir genç. Soğuk ama muzip de. Sorulara mesleğiyle ilgili sözcükleri katarak cevap vermesi hoştu. Geçelim.
CHP: İşletme ömrü doldu.
Kılıçdaroğlu: Yalan dolanla bir yere kadar.
Akşener: Aklıma ilk gelen Yurtta Sulh Konseyi. Siyaset defosu.
Binali: Yönetim maestrosu.
Ekrem: Maestro’nun çırağı olabilir.
Mitingdeki konuşmalara gelince. Devlet Bahçeli bu seçim kampanyası boyunca gördüğüm en heyecanlı konuşmasını yaptı. Kalabalığı avcunun içine almasını bildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sert dolar açıklaması bekleniyordu. Seçim öncesi bekledikleri sonucu alamayacaklarını anlayanların hemen döviz operasyonuna başladıkları malum. Erdoğan da buna işaret etti ve “Bedelini ödeteceğiz” dedi. Dünkü Sabah gazetesinde zaten açıklandı Dilek Güngör’ün köşesinden. Döviz operasyonunu yürüten şer odağı J.P. Morgan...
Sonuçta İstanbul Yenikapı’nın yine hakkını verdi. Alan hıncahınç doluydu. Binali Yıldırım’a duyulan güvenin de bunda etkisi var. İşte yukarıda da konuştuğum Serdar A.’nın çok güzel ifade ettiği gibi, Binali Yıldırım denilince akla gelen ilk söz bu:
YAPAR!
Gerisi boş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.