Tokatçılık ve elle taciz siyasetin raconu mu?

A -
A +
Esnafı ziyaret ediyorsun. Adamın mekânındasın. Seninle ilgili bir görüşünü ya da diyelim ki eleştirisini dile getiriyor. Ama tepenin tası atıyor. Sinirlerini zor zapt ediyorsun, bu belli. Genç adamın göğsünü sağ elinle ittire ittire konuşup, güya “ikna” etmeye çalışıyorsun. Esnaf ikna olmuyor işte, zorla mı? O vakit hakaretler devreye giriyor:
“Ukalalık etme”
“Boş beyinlisin, boş”
Gitmeden önce de suratına birkaç kez tokat atıyorsun.
Ne bu?
Mafyacılık mı oynuyorsun? Racon mu kesiyorsun?
Sorsan “Bir Ağabey, baba gibi okşadım” der.
Ama tipik bir kabadayı imitasyonu. Elle temas, göğsünü ittirme, tacizci bir üslupla konuşma ve tokatlayıp giderken de hakaret etme.
Godfather filminden fırlamış bir karakter diyeceğim ama baktım onlara da uymuyor. Filmde görürüz, herkes racon keser, başta Don Corleone. Ama onların bile bir adabımuaşereti vardır.
Kimse “Bu kadarını beklemiyordum” demesin, çünkü formel kabadayılık, yapaylık, hesapçılık ve samimiyetsizlik radarı olanların kolaylıkla teşhis edebileceği bir karakter bu.
Bir ilçenin belediye başkanı olmasına rağmen hakkında tehdit ve hakaretten 5 dava açılmış, adamlarıyla karakol basıp polis dövmüş birinin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması hâlinde neler yaşayacağımıza dair belli belirsiz de olsa ipucu vermesi esasında hepimize bir işaretti.
31 Mart’ta bu işareti, yani ipucunu kavrayamadık tam manasıyla.
Şimdi bize yaptığı iyiliği düşünsenize.
Ekrem Bey, hakkındaki belirsizliği ortadan kaldırmak için İstanbullulara kendi kişiliğiyle ilgili olarak bu tarzda fragmanlar yayınlıyor artık.
Bir süredir yapıyor bunu.
Ekrana çıktığında soruların çalıştığı yerlerden gelmesini istiyor, Deniz Zeyrek tarzı boş beleş sorulara bayılıyor, sevmediği sorular karşısında “Buraya ünlem koy, başka soruya geç” diyor, gazeteci üstelerse “Neymiş o neymiş, söyle bakalım” diye horozlanıyor, karşısındaki kadın gazeteciyse daha kibar oluyor hâliyle ama bu kez de “Bunlar bir programlık sorular başka konuya geçelim” diye topu taca atıyor. Sıkıştığında da yalan söylüyor.
Esnaf gence yaptığı hakaretler, ittirip kaktırmalar ve tokatlamalar da kişiliğinin bir parçası olarak karşımızda duruyor.
31 Mart öncesi vatandaşlara hakareti de aklımızda.
Bu özelliklerine ilave olarak bir de mal varlığını açıklamayan, pek çok şirket ve AVM’de ortaklığı bulunduğunu zaten söyleyen, kazancının kaynağı belirsiz birini belediye başkanı olarak seçmek İstanbul adına yıkım olur.
 
Hedef gösteren Fatih, beğenen Yazgülü
Ekrem İmamoğlu’nun “PKK ve FETÖ’ye bir çağrınız olacak mı?” sorusuna verdiği cevapta “Gelin birlikte yönetelim” demesi ve ardından gafını anlayıp toparlamaya çalışması sosyal medyanın gündemi oldu.
Ama bu cevabın can alıcı kısmının viral hâline gelmesi İmamoğlu ile trollerini çıldırttı. Bunun sorumlusu olarak da AK Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Elif Şahin Keleş adlı kadın siyasetçiyi hedef seçtiler. Böyle çirkef bir linç görülmedi. En ağır hakaretleri ettiler.
Ekrem İmamoğlu taraftarı tüm ahlaksız yaratıklar cibilliyetlerini ortaya döktüler. Elif Şahin Keleş’i hedef gösteren isimlerden biri de Habertürk yazarı Fatih Altaylı’dan başkası değildi.
Videoyu kendisinin paylaşmadığını belirten Elif Şahin Keleş’in bu ağır saldırı ve linç karşısında yayınladığı açıklama İmamoğlu taraftarlarının yaşattığı kepazeliğin sonuçlarını özetliyordu:
“Yaşadığım şeyi şöyle özetleyeyim: Eşimden kardeşime, annemden babama çevremdeki herkes taciz altında. Bu bir şiddet. Yazıları paylaşsam, değil bir daha kadına şiddet konusunda konuşmak, sokağa çıkamazlar. Çok kötüler, çok kötü niyetliler, kalpleri nefret dolu!”
Ve bu ahlaksız saldırılardan birinde kadınlara söylenecek en ağır hakaretlerden biri yazıldı Elif Şahin Keleş için. Bu Tweet’i en çok kim beğendi dersiniz?
Cumhuriyet yazarı Yazgülü Aldoğan.
O da bir kadın ve “kadına şiddet” konusunu ele alan yazarlar arasında üstelik.
Yazıklar olsun.
 
Bu referansla Ekrem Bey’in sırtı yere gelmez
Öğrencilikteki ev arkadaşını öğrenmiştik. Fatih Portakal namlı haber sunucusu.
Her akşam Fox TV’de onun için iç ve dış yağlama ve yıkama yapıyor.
Şimdi de asker arkadaşını da öğrendik.
Çok çok mutlu olduk.
Askerlik hatırası fotoğrafını Twitter’da paylaşıp üstüne de şöyle yazmış:
“Adamı en iyi askerlikte tanırsın. Vatansever mi, dürüst mü, mümin mi, adil mi, cesur mu, paylaşımcı mı, yoldaş mı? Hepsi dökülür. Ben Ekrem’i askerde tanıdım. Saydığı hususlarda tereddütsüz kefilim.”
Takip etmiyorum. Bana da bir arkadaşım gönderdi.
Kabul etmeliyim ki son günlerin en eğlenceli paylaşımıydı.
Çünkü saydığı özelliklerin hiçbirine sahip olmayan, iş arkadaşları dâhil herkesi sırtından hançerleyen, sinsi, danışmanlık yaptığı ebleh televizyon yöneticisini sürekli zehirleyip haber sunucusu kadınlara mobbing uygulayan, birkaç yıl öncesine dek “Tayyip Erdoğan benim halifemdir, ona biat ediyorum” deyip, daha sonra Ahmet Davutoğlu’cu olan, daha evvelki yıllarda; yani cumhuriyet mitingleri sırasında Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün problem hâline getirilen başörtüsü için “Peruk taksın” önerisini(!) getiren, üniversite bitirdiği yalanını söyleyen, darbecilere çanak tutan yazılar yazan bir adam bu.
Evet, şimdi bu karakter, asker arkadaşı Ekrem İmamoğlu’na “kefil” oluyor.
Ekrem Bey’in sırtı yere gelmez böyle bir referansı olduktan sonra gayri.
Artık ne diyeyim bilemedim.
En iyisi Rahmi Karatay'ın hiciv şiirinden o bölüm:
“Tezekten…” diye başlıyor, “…dirhemi” diye bitiyor.
Hayırlı olsun!
FUAT UĞUR'UN İKİNCİ YAZISI
Hedef gösteren Fatih, beğenen Yazgülü
FUAT UĞUR'UN ÜÇÜNCÜ YAZISI
Bu referansla Ekrem Bey’in sırtı yere gelmez
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.