Ali Babacan ile İmamoğlu Palandöken’de gizlice buluştu mu?

A -
A +
Aldığım istihbarat, Ekrem İmamoğlu’nun Elazığ’daki göstermelik depremzede ziyaretinin ardından, alelacele Palandöken’e gittiği, “Tatil benim de hakkım” diye konuşup tüm Türkiye’nin tepkisini çekmeyi başardığı günlere ait. Bilgi Erzurum’daki bir belediye başkan yardımcısından gelmekteydi. Diğer bilgi hangi otelde çalıştığını söyleyemeyeceğim bir aşçıdan. İşinden gücünden olur şimdi adam. İnanmakla inanmamak arasında epey gidip geldim. Ama her ikisi de çok ısrar edince en sonunda araştırmaya karar verdim. Birkaç gün daha sordum soruşturdum. Ali Babacan ortada yoktu. En son Ekrem İmamoğlu Erzurum’dan ayrıldığında Ali Babacan’ın hâlâ Palandöken’de kaldığı bilgisi de sürekli iletiliyordu bana. Kaldığı oteli arayıp malum gazeteci yöntemleriyle Ali Babacan ile konuşmak istediğimi, önemli bir mevzuyu ileteceğimi söyledim. Ama görüştüğüm otel müdürü ilk önce şaşırsa da toparlayıp “Sizi yanlış bilgilendirmişler, Ali Bey burada değil” dedi. Üstünü kapattım meselenin, ama birkaç gün önce bu haber kaynaklarımdan biri yine ısrar edince soruyu ortaya atmaya karar verdim. Eğer her ikisi de aksini iddia ediyorlarsa söylesinler. Örneğin Ali Babacan o günlerde nerede olduğunu kanıtlayabilir. Olduğu gibi yayınlarız. Bu “görüşme”yi yazma ihtiyacı hissetmemin sebebi de zaten Ali Babacan’ın “Deva” adlı partisini kurduğunu açıklamasıydı. Dün epey konuşuldu sosyal medyada. Özellikle kurucular listesiyle. Öyle ahım şahım isimler yoktu gerçi ama epey tanıdık da gördüm. Misal eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün gibi Erdoğan ile çok yakın çalışmış ve yine bizzat Erdoğan tarafından korunup kollanmış isimler orada. Nihat Ergün “vizyon” sahibi bir isim. 2010 yılında yaptığı elektrikli otomobilini yollara çıkaran bir iş adamının “Devlet sahip çıksın, dünyada bir ilki başaralım” teklifine ve sunduğu tanıtıma ilgisiz kalarak Türkiye’nin Ali Babacan’ın öncülüğünde sıcak paraya muhtaç bir ülke olarak “kalkınması”nı sürdürmesinin daha hayırlı olacağını öngörebilmiş bir siyasetçi. Mehmet Emin Ekmen ve Mustafa Yeneroğlu gibi küskün siyasetçileri görüyorum. Bu arada liberal demokrat kimlikleriyle bilinen çoğu kadın Gülay Göktürk, Meltem Gürler, Gülçin Avşar gibi isimler listede yer alıyor. Etyen Mahçupyan’ın olmaması ilginç. Keza Fehmi Koru’nun da.   Liberal demokrat kadrosundan Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Osman Can ise liste açıklanır açıklanmaz istifasını bastı. Listedeki “parametre”leri beğenmemiş. İlahi Osman Can, parametre de nedir yahu? Hangi “Diabolik parametreler” seni caydırdı merak içindeyim. Emekli asker Mehmet Şanver’e ayrı bir başlık açmak gerek. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi sırasında Muharip Hava Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapıyordu ve o gece Moda Deniz Kulübü’nde kızının düğünü vardı. Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal dâhil olmak üzere pek çok komutan da o düğündeydi. O gece ne kadar çok düğün vardı. Nasıl bir ayarlamaydı çok ilginç. FETÖ’cü Semih Terzi’yi alnının çatından vurup geberten 15 Temmuz kahramanı Şehit Ömer Halisdemir’in komutanı Zekai Aksakallı da o gece ısrarla düğüne davet edilmişti. Kim tarafından? Semih Terzi’nin karısı kendi eşini arayıp ısrar ederek. Ama asıl Mehmet Şanver’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otelin üzerinde keşif uçuşu yaptırdığına dair iddialar önemli. Gazeteci Emre Erciş’in yazdıklarına göre Şanver Ankara’ya getirilip iki gün TEM’de sorgulanmıştı. Listede şimdi isimlerini saymayacağım ama geçmişte Cemaat ile yan yana durmuş, yolları kesişmiş ya da iç içe olmuş pek çok isim daha var. Kendisini bilemem de kurucular listesindeki isimlerden AK Parti eski Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut’un oğlu Avukat Serhat Akbulut’un FETÖ Terör Örgütü üyesi olduğu, yardım yaptığı ve himmet topladığı gerekçesiyle tutuklandığını biliyoruz. Metin Gürcan’ı da atlamayalım. Olay yaklaşık on gün önce yaşandı. Pek çok gazeteci ve yazar arkadaşım “Metin Gürcan bizi durup dururken niye engelledi” diye paylaşımda bulunuyordu. Dur, acaba beni de engellemiş mi diye baktım. Bingo! Engellemiş. Yahu hukukumuz yok, atışmamız yok niye yapar bunu dedik, geçtik. Meğer kurucular listesine girecekmiş, şimdiden tedbir almış. Türkiye’de darbe şartlarıyla ilgili günlerce konuştuğumuz şu raporu yayınlayan ABD istihbarat kuruluşu RAND CORPORATİON’ın kendisine ve yazılarına tam 39 kere atıfta bulunmuş olması, görüşlerinden yararlanmasının duyulmasını istemedi diyeceğim ama olamaz. Zaten kendisinin ne olduğu biliniyor. Belki de öğreneceğimiz çok şey vardır, kimbilir? Evet, gelelim zurnanın zırt dediği yere.Kraliçelerinin majestelerini listede nadide bir yerde görmek isterdik ama yok. Dediklerine göre adamları da yokmuş. Çıkarılan dedikodu şu: Güya Ali Babacan ile Sayın Abdullah Gül liste yüzünden sıkı bir tartışmışlar. Babacan da bu yüzden Abdullah Gül’ün önerdiği hiç kimseyi listeye almamış. Külahımı şuraya koyuyorum ve bırakıp gidiyorum. Ona anlatsınlar. Abdullah Gül’ün Türkiye’de hiçbir karşılığının olmadığını hepsi biliyor. Yine biliniyor ki, onun Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacak yüzü de cesareti de yok. En önemlisi de Abdullah Gül’ün halktaki karşılığı “Erdoğan’ı sırtından hançerleyen” adam. Neyse, sonuçta eküri tamamlandı. Bir yanda Ahmet Davutoğlu, diğer yanda Ali Babacan’ın partisi. Göreceklerimiz var...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.