FETÖ’cü etkin itirafçılar için bir öneri ve Kılıçdaroğlu’nun itirafçılığı

A -
A +
Bu başlıkla tabii ki CHP Genel Başkanı’nın FETÖ’cü olduğunu söylemiyorum. Etkin Pişmanlık’tan yararlanan FETÖ’cülerle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun itirafları arasındaki ilişkiyi aşağıda anlatacağım.
Gençler pek bilmez ama çok güzeldir şu söz:
“Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı, eserinde.”
Ziya Paşa'nın bu ünlü sözünün açılımı şu:
“Lafa değil, yapılan işe bakılır. Kişinin aklının ve zekâsının derecesi, eserlerinden ortaya çıkar.”
Yani, insanların görüş, inanç ve fikirleri, davranışlarına, sözlerine ve yaptığı işlere yansır. Eser ve davranışlar, kişinin inancının ve fikirlerinin şekillenmiş hâlidir.
Aşağıdaki fotoğrafa bakarken aklımdan geçirdim bunları.
 
FETÖ’cü etkin itirafçılar için bir öneri ve Kılıçdaroğlu’nun itirafçılığı
 
FETÖ’nün 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminden iki hafta önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile beraberindeki heyet Amerika Birleşik Devletleri’ni ziyaret ettiler ve orada FETÖ tarafından ağırlandılar. Şu anda her biri firari olan FETÖ’cüler, Kılıçdaroğlu ve ekibini görüşmeleri gereken Joe Biden gibi ABD’li yetkililerle bir araya getirdiler ve belki de “Hazır olun, 17 Aralık’ta başlıyoruz” mesajını iletip, önlerine bir yol haritası bile koydular.
Sonra da şu yukarıdaki “hatıra fotoğrafı”nı çektirdiler. Kimbilir, 17-25 Aralık yargı darbesi sonuçları Tayyip Erdoğan’ın iktidardan düşmesini sağlasaydı, bu hatıra fotoğrafını “Hey gidi günler hey, neler konuşmuştuk neler” diye kendileri paylaşacaktı:
Kimler var o fotoda?
FETÖ’nün ABD-Beyaz Saray İmamı Faruk Taban ve FETÖ firarisi ve örgütün ABD'deki finansal işlerinde ve lobicilik faaliyetlerinden sorumlu İmamı Kemal Öksüz, FETÖ İmamı Mahmut Yeter, FETÖ örgütü Rumi Forum’un Başkanı İşadamı Emre Çelik, o sırada henüz FETÖ’cü olduğu ortaya çıkmamış olan ve şu anda ABD’de firari yaşayan FETÖ’cü CHP Milletvekili Aykan Erdemir, diğer milletvekilleri Faik Öztrak, Engin Altay, Sezgin Tanrıkulu, Faruk Loğoğlu ve tabii CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Bu fotoğraf aklıma getirdi ETKİN PİŞMANLIK YASASI’ndaki ve uygulamadaki bazı aksaklıkları.
Söz gelimi, Kemal Kılıçdaroğlu bu fotoğrafta şekillenen ilişkiler ağını, danışman olarak seçtiği ve milletvekili yaptığı FETÖ’cüleri, 15 Temmuz’da nasıl tankların yanından FETÖ’cü darbecilerden aldığı “izin”le sıvıştığını ve kimlerle anlaştığını, neden 15 Temmuz’a Fetullah Gülen’in açıklamasından sonra “tiyatro ve kontrollü darbe” dediğini, FETÖ medyasının kapatılmaması için CHP milletvekillerini polislerin önüne yatırırken kimden talimat aldığını, neden bir basın toplantısında “AK Parti’nin 180 milletvekilinde ve 4 bakanında ByLock var, dosyası bende” dediğini, kendisine yalan olduğu söylenip dosyası istendiğinde yan çizdiğini vb. anlatsa…
Yani bir nevi “itirafçı” olsa, Etkin Pişmanlık Yasası’ndan hangi ölçülerde yararlanır?
Bu bir senaryo tabii.
Ama ben bu senaryonun gerçekleşebilme ihtimalini sevdiğim için yazdım.
Asıl konu ise şu:
ETKİN PİŞMANLIK YASASI ve uygulamalarındaki bazı kritik hatalar.
Geçen gün yine muvazzaflar dâhil 47 FETÖ’cü TSK mensubu gözaltına alındı. Bunlardan bir kısmı da mutlaka aynı yasadan istifade etmek isteyecektir.
 
BİR ÖNERİ: ETKİN PİŞMANLIK NASIL ETKİN OLUR?
 
Şimdi sorun şu:
Misal, ne kadar temizlense de 15 Temmuz’a katılan FETÖ’cülerden daha fazlası, biliyoruz ki hâlen TSK içinde. Bu yüzden ETKİN İTİRAF önemli. Şimdi FETÖ elebaşı ta Okyanus ötesinden çemkiriyor “İtiraf edenler kâfirdir” diye. Sen Fetullah’ın ve örgütünün paralize ettiği sanığı teşvik için sadece örgüt üyeliği suçu yerine, amaç suç olan darbe suçundan da daha az ceza almasını sağlayacak bir düzenleme yapmalısın ki itirafçıların sayısı artsın.
Bir örnekle açıklayalım:
Diyelim ki “darbe girişimine katılmış bir FETÖ’cü darbeci” itirafçı olup, darbe girişimine katılamayan birlikleri, yedek planları, darbeye katılan ya da katılmayan örgüt üyelerinden 300-500 rütbeli subayın ismini verse, bu kişiye “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” yerine itirafçı olduğu için müebbet hapis cezası verilir.
Yasa böyle.
Lâkin sonuçta müebbet. Değişen bir şey yok.
Bu durumda gerçekten çok önemli bilgiler veren itirafçı, darbeye katılma suçundan müebbet hapisten kurtulamayacağını anladığı için, kendilerine örgüt tarafından yapılan telkinler doğrultusunda itiraf adı altında yalnızca bilinen isimleri, sempatizanları, bazı siyasileri ve hatta suçsuz insanların isimlerini verip soytarılık yapıyor.
Bu hukuki düzenleme yüzünden ne yazık ki örgütün ilişkiler ağının çözülmesinde hâlâ aksayan taraflar var.
Tabii etkin pişmanlıktan yararlanıp da denetimli serbestlikle şartlı salıverilenlerin örgütsel bağlarını sürdürüp sürdürmediği konusundaki takibi, aksi durumda etkin pişmanlığın veya erken tahliyenin geri alınması da ayrı bir düzenleme gerektiriyor.
Konu uzun.
Kemal Kılıçdaroğlu da işin sosuydu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.