Fetullah Gülen’in yeni manevrası; “17-25 Aralık darbesini yapanlar hain!”

A -
A +
Pişmanlıklar almış başını gidiyor ama yanlış anlamayın, FETÖ elebaşı nedamet getirmiyor.
Konuyu açalım. Bilgiler Ümit Akdemir’den henüz yeni, taze geldi.
Ümit’in FETÖ yayın organları, sosyal medya hesapları ve FETÖ içindeki özel kaynaklarından edindiği bilgilere göre, Fetullah Gülen özellikle ABD'de bulunan örgüt mensuplarına gönderdiği notlarda ve eyalet imamlarının bulunduğu ortamda sarf etti bu cümleyi:
“17-25 Aralık’ı yapanlar içimizdeki hainlerdi!”
Bu sözler Fetullahçı tabana bomba gibi düştü. Şaşkındılar ve “Neler oluyor? Biz 17-25 Aralık’ı sonuna kadar desteklemedik mi? H.E’nin (Hocaefendi) haberi yoktuysa niye sahiplendi ve bugüne dek konuşmadı?” diyorlardı.
Oysa Fetullah’ın şifrelerini bilenler bu cümleyi çok iyi tercüme etti ve durumu anladı. Önce işin ucu kendilerine dokunduğu için bu meseleyi kapatmaya çalıştılar. Ancak ok yaydan çıkmıştı. Fetullah’ın sözleri ışık hızıyla tabanda yayıldı. Tartışmalar alıp başını gidince FETÖ’nün Eyalet İmamı Cevdet Türkyolu’na iletildi durum ve ona “Hocaefendi bu sözleri tevil etsin” dendi. Türkyolu’nun bu isteği ilettiği Fetullah Gülen ise durmadı, yeni bir açıklama daha yapıp mesajını iyice açtı. Gülen, 15 Temmuz darbe girişimini ima ederek “Bizi burada suçlayanlar 17-25 Aralık’ı yaparken inisiyatif ellerindeydi. O yüzden netleştirdim” dedi.
Ne demek istiyordu FETÖ elebaşı?
Öyle ya, 17-25 Aralık yargı darbesini gerçekten de var gücüyle desteklemedi mi Fetullah denen iblis! Hatta bunun için tüm muhalefet ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bile seferber oldu.
Sonuçta 17-25 Aralık yargı darbesi de tıpkı 7 Şubat 2012 darbesi gibi başarısızlıkla sonuçlanmış, o vakit Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın dirayeti, yanında kalan birkaç milletvekili ve bakan ile onu seven medya mensuplarının direnişi, tabanın ona desteğiyle 31 Mart 2014 yerel seçimlerinde büyük bir zafer kazanılmıştı.
FETÖ ve muhalefet için kaçan fırsat elde kuştu.
O hâlde ne olmuştu da sonuna kadar arkasında durduğu, yıllarca ekmeğini yiyip ABD’ye Türkiye aleyhine dava açtırtacak (Halkbank, Rıza Zerrab davaları) kadar kendisine sermaye ettiği 17-25 Aralık birden gözünden düşmüştü?
Ümit “Abi bu pisliğin şeytanlıklarına herkes akıl sır erdiremez” deyip GERÇEK SEBEBİ anlattı.
İşte, ah o Mustafa yok mu o Mustafa. Yine öptürmüştü kendisini dudaktan.
Evet, ta kendisi. Bu sözlerin hedefi Mustafa Özcan’dan başkası değildi.
Şimdi düşmanı ama o zaman Türkiye İmamı olan güvenilir adamı Mustafa Özcan’dan söz ediyorum. Verdiği bilgilerle 17-25 Aralık plânı için ona “Evet başlayın” dedirtmişti.
Peki, neden Mustafa Özcan’ı "günah keçisi" ilan edip kendisinin kabak gibi sahip çıktığı 17-25 Aralık’ı yapanları örgütün hainleri olarak niteliyor Fetullah Gülen?
Söyleyelim.
17-25 Aralık yargı darbesi aleyhlerine dönünce Türkiye İmamı Mustafa Özcan’ı Türkiye İmamlığından almıştı. Özcan da yurt dışına kaçmış, yerine Türkiye’de olan Gülen’in kız kardeşinin damadı Numan Yılmaz nezaret etmeye başlamıştı. O sıralarda Kemal Batmaz ve Adil Öksüz’ün adı öne çıkmaya başlamıştı. Adil Öksüz sık sık Pensilvanya’ya gidiyor ve bir sonraki darbenin (Bu sefer askerî darbe) hazırlıkları için ön çalışmaları yürütüyordu.
15 Temmuz darbe girişimi de halkın destansı direnişi, yine Erdoğan’ın dirayeti ve kararlılığı, CHP medyası dışında tüm medyanın darbe karşısında tutum almasıyla birlikte FETÖ için hüsranla sonuçlanınca Fetullah Gülen-Mustafa Özcan ayrılığı daha da derinleşmeye başlamıştı.
FETÖ’nün Avrupa kanadını eline geçiren, örgüt sermayesini neredeyse elinde tutan Mustafa Özcan daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere uzun süredir Fetullah Gülen’i 15 Temmuz darbe girişimi öncesi istişare etmemekle, kampta (Pensilvanya’da) etrafında bulunan “Türkiye’den habersiz” adamlarıyla birlikte kendi başına karar almakla suçlamaktaydı.
Aradan epey zaman geçtikten sonra intikam yemeğini soğuk yemeyi seven Fetullah Gülen de tuttu “17-25 Aralık’ı planlayanlar haindir” deyiverdi.
Fetullah Gülen’in kastettiği netti.
Kendisi 17-25 Aralık’ı istememiş ama Türkiye İmamı Mustafa Özcan “Hocam geç kalmayalım, tam zamanıdır” diyerek ikna etmişti onu. Şimdiki aklıyla baktığında kandırıldığını düşünüyordu.
FETÖ elebaşının sözlerinin daha açık tercümesi ise şöyle:
“Mustafa Özcan karşı tarafın gücünü hesap etmeden 17-25 Aralık darbesini yapalım demeseydi, biz (örgüt) açığa çıkmayacak, hükûmeti ve Erdoğan’ı bir süre daha pışpışlayıp uyutarak şartlar iyice oluştuktan sonra, bir gece ansızınaskerî müdahaleyle iktidarı devralacaktık. Ben de başkanlığa tayin ettiğim bir Sisi-Pisi ile Akın kardeşimin bana yaptırdığı saraydan ülkeyi yönetecektim...”
Böylece 15 Temmuz başarısızlığının sorumluluğunu “darbe öncesi istişare etmemekle” suçlayıp kendisine fatura eden Mustafa Özcan’a o da bir fatura uzatıyordu:
“17-25 Aralık’ı yaptırmasaydın, örgüt açığa çıkmayacaktı, iktidar bize savaş açmayacaktı ve 15 Temmuz başarısız olmayacaktı...”
Benim asıl merak ettiğim şu:
Onlar tepişirken, Türkiye’de hâlâ bunları adam sanıp peşlerine takılan on binlerce koyun sürüsü, nasıl kandırıldıklarına yanıp geri zekâlılıkları için ağlıyorlar mı acaba?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.