Barajın yüzde 5’e düşmesi seçim sonuçlarını nasıl değiştirecek?

A -
A +
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında önceki gün düzenlenen AK Parti MYK toplantısında uzun bir süredir üzerinde tartışılan Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler yasa tasarısı tartışıldı malum. AK Parti’nin ortağı MHP’ye de takdim edeceği taslakta en önemli madde seçim barajının yüzde 5’e düşürülecek olması. AK Parti içinden konuştuğum bir yetkili bana bu oranın “en az” olduğunu söyledi ve “Henüz tartışma bitmiş değil, belki daha da altına çekilebilir bu oran” dedi.
Aynı yetkili aslında yüzde 10 barajının 12 Eylül rejimi tarafından getirildiğini, hatta AK Parti gibi partilerin iktidara gelmesinin önüne geçmek amacıyla bu barajın konulduğunu hatırlatarak seçim barajının asıl olarak demokratikleşme bağlamında düşürüldüğünü ifade etti.
Tasarıya göre barajın düşürülmesinin yanı sıra tabela partilerinin seçimlere girmesinin önleneceği, daraltılmış bölge sisteminin geleceğini de eklemek gerek.
Daraltılmış bölge sistemi özellikle seçmen iradesinin Meclis’e yansımasında da adaleti beraberinde getirecek. Örneğin İstanbul özelinde konuşacak olursak, üç bölge var. Bu üç bölgenin sayısının artırılması ve her bölgeye 7 milletvekili düşecek biçimde düzenlenmesi durumunda seçmen sayısıyla seçilen vekiller arasında da daha adil bir oran ortaya çıkacak. Mesela İstanbul’da 90 bin seçmen bir vekil çıkarırken, Bayburt’ta 10 bin kişi bir vekil çıkarmakta. Daraltılmış bölge bu eşitsizlik ve adaletsizlik makasını en azından daraltabilecek.
Peki, barajın yüzde 5’e düşürülmesi seçim sonuçlarını nasıl etkiler?
Bunun için internetten bir simülasyon buldum ve 2018 seçim sonuçlarını referans aldım ama OPTİMAR Başkanı Hilmi Daşdemir ile konuşup son kamuoyu araştırmalarında elde ettiği sonuçlardan yola çıkarak tahminlerini yazdım.
Daşdemir, barajın yüzde 5’e düşürülmesinin hem HDP’yi hem de İyi Parti’yi olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Özellikle HDP tabanında yaptığı araştırmalarda yüzde 58’inin partinin çizgisinde kalmaya devam ettiği, kalan yüzde 40’ın en başta gelen tercihinin de AK Parti olması bu sonucu ortaya çıkarıyor. Hilmi Daşdemir HDP’nin son aylarda yüzde 9'un üzerine çıkamadığını belirtiyor. Yayınlanan çeşitli anketlerde İyi Parti ile ilgili sonuçların manipüle edici olduğunun da altını çizen Hilmi Daşdemir, son iki aydır, özellikle Ümit Özdağ olayının ardından İyi Parti’nin yüzde 10’u zar zor bulduğunu belirtiyor. DEVA ve Gelecek Partisi toplamının yüzde 1,5 olduğunu belirten Daşdemir, AK Parti’nin yüzde 39-40, MHP’nin ise yüzde 10-11 bandında dolaştığını söyledi.
Bu simülasyonda CHP’ye yüzde 24,5 ve SP’ye yüzde 1,3 tahminini ekledim. Barajın düşmesi nedeniyle diğer partilere oy verenlerin oranında artış olacağı ortaya çıkmakta.
Bu durumda YÜZDE 5 SEÇİM BARAJIYLA ÇIKAN SONUÇ şöyle:
AK Parti 287 milletvekili, MHP 47 milletvekili, CHP 167, HDP 56, İyi Parti 43 milletvekili çıkarıyor.
CUMHUR İTTİFAKI’nın 334 milletvekili, MİLLET İTTİFAKI’nın HDP ile birlikte 266 milletvekili çıkıyor.
Görüleceği üzere toplamda TABLO pek değişmiyor. Ama partilerin milletvekili sayılarında farklılaşmalar mevcut.
Tabii bu simülasyonda Muharrem İnce ve Memleket Partisi faktörü yok. Bu parti seçimlere girdiğinde sonuçlarda değişiklikler olabilir. Bunun nasıl olacağını OPTİMAR Başkanı Hilmi Daşdemir şöyle anlatıyor:
“Barajın yüzde 5’e düşmesinin HDP’nin ve İyi Parti’nin oyunu düşürmesini bekliyorum ama burada tabii Muharrem İnce ve Memleket Partisi faktörünü unutmamak gerekir. İyi Parti oyunu yüzde 10’un üzerine çekemiyor. Ümit Özdağ’ın açıklamalarıyla ortak anayasa çalışmaları ve FETÖ suçlamaları partiye oy veren ülkücü tabanı çok olumsuz etkiledi. İyi Parti ve Akşener malum önemli bir rüzgâr yakaladı, kentli, ulusalcı ve seküler bir taban kurgusu ile yola çıktı. Bilindiği gibi İyi Parti, oylarının önemli bir kısmını CHP’den aldı. Ama ilginç olan şu, Muharrem İnce de aynı sosyolojiye hitap etmekte. Yani CHP’nin mevcut yönetiminden hoşnutsuzluk duyan Atatürkçü kesim. İyi Parti’de CHP tarafından verilen belediye başkanlıkları ve belediyelerde sağlanan imkânlar sayesinde pek çözülme yaşanmadı ama şu anda söylediğim nedenlerle yüzde 10’u bulamıyor. Ben 2014 ve 2018 seçimlerini en doğru tahmin eden kişiyim. O zaman İyi Parti’ye yüzde 16 verenler vardı. Dolayısıyla şu an söylediklerimin arkasındayım.”
Daşdemir yaptıkları anketlerde vatandaşa “Sizin için en önemli sorun nedir?” diye de sorduklarını verilen cevapların yüzde 60’ının ekonomi olarak çıktığını hatırlatarak “İkinci soru da şu oluyor. Bu sorunu kim çözer? Yüzde 30 Erdoğan, yüzde 15 Kılıçdaroğlu, yüzde 5 Akşener çıkıyor. Kimilerinin ekonomi dehası olarak sunduğu Ali Babacan’a güven ise binde 9” diyerek ilginç bir durumu ortaya koyuyor.
Daşdemir’in diğer notları ise şöyle:
-MHP 90’lı yıllardan beri hiçbir zaman yüzde 8,5’un altına düşmedi. Genellikle de yüzde 10’un üzerinde tuttu kendini.
-AK Parti’de çözülme olmamasının ve oylarının daha fazla düşmeyecek olmasının başlıca sebebi alternatiflerinin bulunmaması ve Erdoğan faktörü.
-Ama son günlerde yaşanan ve muhalefet saldırıları karşısında yaptıkları iletişim hataları, liyakat sistemindeki problemler, bürokratik görevlendirmelerdeki yanlışlar hep bir kemirgen gibi AK Parti’nin oylarını tırtıklıyor.
-Kısacası AK Parti’nin ekonomik atılımları gerçekleştirmesi ve halkın refahında gözle görülür bir iyileşme sağlaması durumunda oylarının 2-3 puan artması olası. Ama ben her hâlükârda Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP ve BBP oylarının da desteğiyle ilk turda yüzde 50’yi rahatlıkla geçeceğini düşünüyorum. Şu andaki araştırmalarım da bunu gösteriyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.