Millet İttifakı ve kripto bileşenlerinin zamkı; ABD’deki Boss

A -
A +
Kastettiğim Boss, Beyaz Saray’da ikamet eden Joe Biden’ın da patronu aynı zamanda. Joe Biden da bir sözcü.
Neyse kendisinin 1,5 yıl önce Türkiye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için söylediklerini özetle yeniden hatırlayalım:
“Bence Erdoğan’a çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım ve Erdoğan’ı yenecek duruma gelmeleri için onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile… Yani şunu göstermemiz lazım. Türkiye, Rusya’ya bağımlı olmamalı. Bence bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelerek, onun bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edeceğimizle ilgilenmeliyiz. Özellikle de Doğu Akdeniz’de petrolle ilgili faaliyetleri ve görüşülmesi uzun sürecek olan çok sayıda başka şey…”
Yeterince açık değil mi?
Daha ne desin istersiniz?
Şimdi birileri son günlerde olup bitenleri anlamlandırmaya çalışıyor. Söylenenlerin altında neler olduğunu kurcalayarak eleştirel tutum almaya meyledenler de var. Televizyonlara çıkarılanlar İyi Parti ajitatörü ve propagandisti bir hukukçunun kendinden taşıp bağırıp çağırmalarını “cık cık” yapıp dudaklarını büzerek sözde hoşnutsuz bir ifade takınarak dinlemekle yetiniyorlar.
Korkaklık üst makamlara daha kolay gelebilmenin bir yolu sanırım.
Eleştirmemek için susuyorlar.
Eleştirmeyin demiyorum.
İktidara söylenecek az şey mi var?
Dolu…
Bunu en çok ben yapıyorum ve bu yüzden iktidara günaşırı hakaret eden Fatih Altaylı’nın programı için kuyruğa giren bakanlar ve üst düzey yetkililer benim telefonuma bile çıkmıyorlar. Bazıları şikâyet ediyor ya da dava açıp, çirkin ifadeler kullanıyorlar. En iyisi görmezden geliyor.
Bunları kafaya takacak olsaydım mesleğimi yapamazdım.
Bu yüzden bir kere daha düşünelim ve asıl meseleye odaklanalım.
Biz bu filmi FETÖ’cülerin medyada, yargıda, TSK’da, Emniyet’te etkili olduğu dönemlerde de; 7 Şubat MİT darbesi girişiminde, Gezi kalkışmasında, 17-25 Aralık’ta, MİT tırları alçaklığında görmedik mi?
Sonunda ABD bu ülkede emrindeki FETÖ’cülere 15 Temmuz’da darbe yaptırmaya kalkmadı mı?
Millet İttifakı’nın bugünkü sıkı ve gevşek bileşenleri ta o zamandan beri bu dizi filmin başrollerinde değil miydi? FETÖ’cülerin yasa dışı dinlemelerle ve kurguyla oluşturdukları tape'leri CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Meclis’teki grubunda dinletmedi mi? Eskiden “Darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım” diyen Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’nda  FETÖ’cü darbecilerle anlaşarak tankların yanından sıvışıp kaçmadı mı? Darbe başarılı olur diye kravatını bile çıkarmadan televizyonun karşısında darbenin gidişatını izlemedi mi? O gece Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın nerede olduklarını ve ne yaptıklarını sormuyorum bile...
Ama bugün hedefe koydukları Binali Yıldırım, darbenin daha ilk saatlerinden itibaren saat 22.00 civarında televizyonlara bağlanıp “Maalesef asker içindeki bu malum grup bir kalkışma içinde. Hükûmet işbaşındadır, ucunda ölüm dahi olsa her şeyi yapacağız. Asla ve asla milletin silahını, tankını ve uçağını kendi emelleri adına kullanmaya kalkışan bu canilere ülkeyi bırakmayacağız ve gereken dersi vereceğiz” diye haykırdı.
Dediği gibi de oldu. Dersleri verilmeye devam ediliyor...
Unutacak mıyız bunları? Bu millet unutmaz ama anlaşılan bazıları ölü balık taklidi yapıyor. 
Şimdi Erdoğan’ı itibar suikastlarıyla gözden düşürmenin peşindeler. Çakma kamuoyu yoklamaları ile Erdoğan ve AK Parti’nin oylarının düştüğü yalanını yaymalarının sebebi bu. Millet İttifakı bileşenlerinin Türkiye’de çoğunluğu meydana getirdiği algısını oluşturmak, ardından gelecek sokak ve meydan ayaklanmalarının sonunda, darbe seçeneğini de hep kenarda tutarak ‘erken seçim’i dayatıp Erdoğan’ı devirmek.
Onları birbirine yapıştıran ZAMK olan ABD’deki Boss böyle kurguladı çünkü senaryoyu.
Muhtemel ki “Vatandaş pandemi nedeniyle mutsuz. Son haftalardaki dezenformasyonla itibarları da erozyona uğradı. Böylece kitlesel taban da var, tam zamanıdır” diye bakıyorlar.
Ama herkesten iyi biliyorlar ki yaygın aşılamayla temmuzun başında pandemi iyice gerileyecek ve hayat tamamen normale dönecek. Bu yüzden ödleri patlıyor. Nedeni çok belli. Yılın ilk üç ayındaki büyüme rakamları yüzde 7 gelen Türkiye’nin salgın bittikten sonraki yükselişini hayal bile etmek istemiyorlar.
Nitekim biti kanlanan bir milletvekili ilk kıvılcımı çakıp tarihe geçmek istiyor hesabından:
“Bu toplumsal talebi nasıl yükseltmeliyiz? Işıkları mı açıp kapatalım? Aynı anda tencere, tava, düdük gürültüsü mü çıkaralım? Bir mitingle açılış mı yapalım? Önerisi olanlar paylaşabilir mi?”
Hiç akıllanmıyorlar, hiç.
FETÖ’cüleri de uyarmıştım geçmişte. Yapmayın, etmeyin diye. Devlete teslim olun, darbe yapmaya kalkışmayın, yapacakları da ihbar edin diye.
Dinlemediler.
Sonuç ortada.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.