Her gün 1000’den fazla Afgan göçmenin sınırdan geçmesi engelleniyor

Türkiye’de iktidarın yaptıklarını, ne kadar şahane işler olursa olsun anlatamama gibi bir derdi var, bunu her zaman söylemişimdir.

Sebebini yazacağım.

Son haftalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun orkestra şefliğinde göçmen düşmanı ırkçı bir iklim oluşturulmak istenmekte Türkiye’de. İyi Parti yöneticileri de bu kakofoniye solist olarak katılmakta ve kamuoyunun hassas olduğunu bildikleri bu alanda vur patlasın çal oynasın tepinmekteler. Şarkıcı Demet Akalın bile bu koroya katılıp “Her gün on binlerce Afgan sınırdan geçiyor, yakında 3,5 milyon olacakmış” tarzı üfürükten tayyare palavraları sallamaktan kaçınmıyor. Hangi bilgi, hangi belge, neye dayanarak konuşuyorsun, o yok. Ama takipçilerinin sayısı dikkate alındığında bu türden yalan bilgilerle zehirlenenlerin sayısını varın siz tahmin edin.

Hükûmet bir yandan pandemi, öte yandan son 15 gündür Artvin, Rize’deki sel ve Türkiye’nin 11 yerinde birden PKK tarafından çıkarılan orman yangınları ile meşgulken çıkarılan bu patırtının amacı iktidarı arkadan vurmak.

Önceki yazımda da ifade ettim. En üst düzeyde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından sınırlarımızdan kaçak geçişlere kesinlikle izin verilmediğinin açıklanması, yapılan çalışmaların anlatılması gerektiğini yazdım.

Yazımın çıktığı gün Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuştum. Daha doğrusu o arayıp bana bazı bilgiler göndereceğini söyledi ve pek çok şey anlattı. Söylediklerini dinlediğimde ve ilettiği belgeleri incelediğimde Türkiye’nin sınırlarında ve mülteci meselesinde ne denli büyük atılımlar yaptığını net, somut biçimde gördüm.

Bakan Soylu muhtemelen önümüzdeki salı günü bu konuda kapsamlı bir açıklama yapacak.

Ama ben sizlerle şimdiden bazı bilgileri paylaşayım. Çünkü karşımızda FETÖ’nün organize ettiği büyük bir troll ordusu var ve onları ancak bilgiyle yeneriz.

 

 

Bir kere eski görüntülerle bir algı operasyonu yürütülmekte. “Yüz binlerce ve milyonlarca Afgan geçti, üç milyon Afgan geldi” gibi sayıların tamamı uydurma. Hatta alçaklık seviyesinde uydurma.

2016 yılından 23 Temmuz 2021 tarihine dek 5,5 YILDA yakalanan çeşitli milletlerden düzensiz göçmenlerin sayısı 1 milyon 265 bin 654 kişi. Bu yılın ilk 6 ayında ise yakalanan göçmenlerin sayısı 70 bin 469 kişi.

Bu sayının büyük bölümünü Orta Doğulular, Afrikalılar, turist vizesiyle gelip de kalmaya devam edenler oluşturuyor. Ama bu sayıdaki mülteciden 300 bine yakınının ülkelerine geri gönderildiğini, bir kısmının kendi isteğiyle ülkesine gittiği, önemli bir bölümünün de Avrupa ve diğer ülkelere geçiş yaptığını belirtelim.

Türkiye’de uluslararası koruma kapsamında bulunan AFGANLARIN SAYISI 128 bin 329 kişi. Ülkemizde ikamet izniyle bulunan Afganların sayısı 51 bin 527 kişi. Bu göçmenlerin 70 bin kadarı besicilik işi, yani çobanlık yapıyor. Ayda 5-6 bin lira gibi bizim gençlerimizin beğenmediği maaşlara. Kayıt dışı olanların ise yaklaşık 60 bin kadar olduğu tahmin ediliyor.

Resmî olarak bana bilgi iletilmedi ama çeşitli kaynaklardan edindiğim rakamı da sizlerle paylaşayım.

Peki, bu nasıl yapılıyor biliyor musunuz?

Onu da aşağıda anlatıyorum.

 

 

Örneğin, Türkiye’nin sınırlarındaki güvenlik duvarları neredeyse tamamlanmak üzere.

Bundan 15 yıl öncesine dek sınırlarımızda işaret taşı bile olmadığı düşünülürse bugün yapılanlar parmak ısırtacak seviyede.

911 km’lik Suriye sınırımızın 837 kilometrelik kısmında güvenlik duvarı ve devriye yolu çalışmaları tamamlandı. Afganların ağırlıklı geçiş yolu olan 560 kilometrelik İran-Türkiye sınırında ise 152 kilometrelik güvenlik duvarı ve devriye yolu tamamlandı.

Geri kalanının projelendirilmesi ve inşaatı devam etmekte. Örneğin coğrafi bakımdan çok çetin olan Hakkâri ve Van sınır hattında devam eden 89 kilometrelik güvenlik duvarı ve devriye yolu inşa çalışmaları da bitiyor.

 

 

Bu arada güvenlik duvarlarıyla ilgili ilginç bir bilgi size. Evet, İran Afgan mültecileri taşıyor, Türkiye sınırından bırakıyor. Sınırımızın hemen öte tarafında PKK kampları kurulmasına gözümüzün içine baka baka izin veriyor ama bazen iyi şeyler de yapıyor. Mesela çektiğimiz güvenlik duvarlarının coğrafi şartlar nedeniyle bazen İran’ın içinden geçmesi gerekiyor. İran işte bu noktada kendi sınırlarının içinde güvenlik duvarı çekilmesine Türkiye ile yaptığı anlaşmayla izin veriyor. İyi olanı da takdir etmeli insan.

 

 

Yalnızca güvenlik duvarı yapılmıyor, İçişleri Bakanlığı’nın Aselsan ile iş birliğiyle hem Doğu ve Güney, hem de Batı sınırlarımızda optik kuleler yapıldı. Yüzde 90’ı bitti. Optik kuleler radar sistemi ile çalışmakta ve sınır ötesindeki 90-100 kilometreyi tarayıp tüm hareketlilikleri iletebilmekte. Dolayısıyla göçmen ve mülteci geçişleri anında tespit edilebilmekte.

Bu çerçevede 1182 km’lik Doğu sınırımızın 740 km’lik kısmında 141 gözetleme kulesi ile 109 haberleşme kulesi, 472 kilometrelik Batı sınırımızın 350 kilometrelik kısmında 70 gözetleme kulesi ile 21 haberleşme kulesi aktif olarak kullanılmakta. Böylece kesintisiz ve etkin gözetleme imkânı sayesinde de yasa dışı geçiş, terör, kaçakçılık vb. suçların önüne geçilmekte.

 

 

Malum Afganistan’da durum kritik. ABD’nin besleyip büyüttüğü Taliban örgütü neredeyse ülkenin yüzde 75’ine hâkim. Bu da göç hareketliliğine sebep oluyor. Peki, biz buna hazır mıyız? Bu konudaki bilgileri de ilettiler bana, özetleyerek sıralıyorum:

Kısaca yapılanları ve mevcut durumu bilelim öyle konuşalım.

Palavralarla gürültü koparanların panzehri inanın ki bu gerçek bilgiler.