Aslı'yı, Kerem'i bilmem ama ben onu iki gözüm kapalı bulabilirim

A -
A +

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 kez “evet” oyu verdiği tezkereye bu defa “Hayır” dedi ve ekledi:

“Evet demek Cumhuriyet’e ihanettir...”

Bu kararını bir de oğlunun er olarak yaptığı askerliği ile gerekçelendirdi:

“Selvi Hanım ve ben, askerliğini er olarak yapmış oğlumuzun gururlu anne ve babasıyız. Kendi çocuğuna bedelli askerlik yaptırıp, milletin evlatlarını ateşe atan Şahsın hazırladığı gayriciddi tezkereler kabul edilemez. Tezkereye 'Hayır!' diyeceğiz.”

Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’de hiçbir erkek evladın cesaret edemediğini yapıp, büyük fedakârlıklarla, 35 yaşında er rütbesiyle askerliğini tamamlayan oğluyla bir baba olarak ne kadar gurur duysa yeridir. Ben askerliğimi er olarak yaptığım hâlde kendimden utandım onun kadar olamadığım için. Kerem kardeşimiz yaklaşık 100 yıllık cumhuriyet tarihimize altın harflerle geçti. İkinci Dünya Savaşı sırasında askerlik hizmetlerini 3 yıl yapan, yakın zamana dek iki yıllık askerlik hizmetini ifa eden Mehmetçiklerimizin, PKK’nın terör saldırıları sonucu hayatını kaybeden şehitlerimizin, gazilerimizin anne ve babaları böylesine gurur duyamamıştır herhâlde. Zaten duyamazlar da Kerem Kılıçdaroğlu varken. Düşünsenize, Kemal Bey'imizin biricik mahdumu, kulüplerde bateri (davul) çalarken, üstelik tam Led Zeppelin’in bateristi John Bonham gibi ünlü olacakken, part time yürüttüğü ve ODTÜ asistanlığıyla taçlanan meritroyal kayıt akademik kariyerinin zirvesindeyken, 5,5 aylık askerlik görevini Sivas’ta er olarak ifa etmiş. İnsanın gözleri doluyor. Milletçe kendisiyle ne kadar övünç duysak azdır.

Kemal Bey Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “O oğluna bedelli askerlik yaptırdı” diye kızıyor.

Haklı aslında. Erdoğan’ın açtığı tazminat davaları nedeniyle milyonlarca lira ödemeye mahkûm edilmeseydi, belki oğlunun bedellisi için kenara para koyabilirdi. Gerçi birileri çıkıp “Her ağzını açtığında hakaret edeceğine edebini takınsaydın da bu paraları ödemeseydin” diyebilir. Yahut “Senin oğlun da bir baltaya sap olup bedelli ücretini çıkarsaydı” diyen de olabilir, bilemiyorum artık.

Tabii Sayın Kılıçdaroğlu’nun başka masrafları da oldu.

Kızı Aslı Kılıçdaroğlu Nadir’in, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve çok sayın eşleri sosyalist rezidanslar kraliçesi Gamze İlgezdi’den bir ultra lüks daire “satın aldığı” haberlerini okumuşsunuzdur. Buz Rezidans’da değeri 500 bin dolar olan bir daire.

Aslı kızımız Vakıfbank’ta memurluk yaparak bugün ederi en az 4 milyon lira olan rezidans daireyi alınca, hatırlarsınız dedikodular da alıp başını yürümüştü. Bu söylentiler Kemal Bey'in sık sık “Memur maaşları çok düşük, açlık sınırında” demesinden kaynaklanmış olabilir. Öyle ya Aslı kızımız açlık sınırındaki memur maaşına talim ederken, supertotobet nasıl oldu da 4 milyon liralık daireyi satın alabildi? Elin ağzı torba değil ki büzesin. Konuşuyorlar işte. Bunun üzerine Aslı Hanım “Babam yardım etti” dedi de vaziyeti kurtardı.

Ondan bedelliye para kalmadı demek.

Şimdi İlgezdi hanedanının bu rezidans daireleri hediye ettiği iddialarını bir kenara koyalım. Kemal Bey çocukları, hatta torunları iş hayatına girip başarılı olsunlar diye çocukluklarından beri çok uğraştı. Öyle ki SSK Genel Müdürlüğü esnasında oğlu Kerem’e 14 yaşındayken, torunu Duru’ya da 10 aylıkken SSK girişi yaptırdı bu yüzden. Olmayınca olmuyor işte. Gerçi kızı Aslı Vakıfbank’a sınavsız girerek ailenin “yüzakı” olmayı başarmıştı. Kemal Bey sınavsız girişin sebebini “kızım İngilizce biliyordu” diyerek açıkladı da rahat ettik o vakit. Tabii Türkiye’de İngilizce bilen nerede, ara ki bulasın. Bakmışlar bir tek Kemal Bey'in kızı var, onu almışlar...

Sonuç olarak Kemal Bey'in binbir fedakârlıklarla büyütüp er olarak askere gönderdiği oğlu Kerem Bey, Allah’tan savaş görmeden, çatışmaya sokulmadan homecoming yapmış da Selvi Hanım başta, hepsi rahat nefes almış.

Ben artık Kemal Bey’e BARDAĞIN DOLU TARAFINI göstermek istiyorum. Bir de buradan baksın.

Misal Şahıs (Son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a böyle hitap ediyor), ya Kerem oğlumuzu, aklına esip de Kılıçdaroğlu’nun “vatanlarını savunan yurtseverler” olarak tanımladığı YPG’lilerle ve diğer “dost güçlerle” çatışmaya gönderseydi ne olacaktı? Kerem Kılıçdaroğlu’nun YPG’ye ya da PKK’ya ateş ettiğinin görüntülerinin ortaya çıktığını düşünün. HDP’li dostlar kızıp ittifakı bozmazlar mıydı?

Bir ihtimal daha var ki Kemal Bey aklına bile getirmek istemez. Diyelim ki oğlu Kerem 15 Temmuz gecesi askerlik görevini ifa ediyor olsaydı ve FETÖ’cülere karşı çarpışmak zorunda kalsaydı hâli nice olurdu Kemal Bey'in? FETÖ’cüler ona olan inançlarını kaybetmez miydi? Şimdi Cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyleyebiliyorsa böyle bir “talihsizlik” yaşamadığı içindir, düşünsün bir kez.

Ayrıca tezkereye hayır diyerek doğru yaptı. Çünkü Türkiye’yi kimse tehdit etmiyor. YPG mi bize saldıracak canım?

Alın size öneri:

PKK’nın, YPG’nin askerleri yok mu? Biraz para veririz, onlar nöbet tutar bizim askerlerimiz yerine. Dostumuz ABD gibi. Haklı Kemal Bey, "Milletin evlatlarını ne diye ateşe atıyoruz" değil mi?

Ne de olsa “Hudutlar namusumuz” Kemal Bey için...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.