Devlet dağda kazandığı savaşı şehirlerde kaybeder mi?

A -
A +

Terör örgütünün ve onların yularını ellerinde tutan güçlerin paradigması değişti.

Sadece finansal saldırıyla ve ekonomik çarklara çomak sokarak yapmıyorlar tezgâhlarını.

HDP üzerinden yeni bir plan kurgulanıyor.

Zaten birbirlerinden farkları yok ama evvelden HDP’liler “Sırtımızı PKK’ye, YPG’ye dayıyoruz” diyordu. Şimdi dikkat edin, PKK sırtını HDP’ye dayıyor.

Terörist sayısı Türkiye’de 150’nin altına inen PKK’nın Kandil’deki elebaşları “Bundan sonraki savaşımız şehirlerde olacak” diyor.

Peki, nasıl?

HDP İstanbul’da 1 milyon 195 bin oy aldı. İzmir’de 335 bin, Ankara’da 227 bin…

Bu oy tabanına güvenip “İstesek bu şehirler bir anda ateş ve barut kokusunun ortasında kalabilir” hayalindeler.

Bunda elbet, “kadro” karşılığı kazandırdıkları yerel seçimlerden aldıkları cesaretin payı büyük.

Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kırmızı çizgisi sır değil.

Devletin olan bitenin farkına varmadığını ve hazır olmadığını mı sanıyorsunuz?

Aynı yerden ısırılmayacağımız ortada.

Güneydoğu’da HDP’nin elinde bulunan belediyelerde araç gereç ve insan malzemesi imkânlarının nasıl kullanıldığını PKK’nın hendek kalkışmasında gördük. 

15 Temmuz gecesi belediye araçlarının engelleyici yöntemlerini de gördük, belediyenin içinden birtakım kişilerin, FETÖ’cü darbecileri kapıdan içeriye buyur ettiklerini de.

Gezi vandalizmi sırasında PKK, DHKP-C, MLKP vb. terör örgütü militanlarının şehrin nasıl altını üstüne getirdiğini, kamu kurumlarının nasıl işgal edildiğini film gibi izledik.

Benzer bir tehlikeyi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı. Ayrıca, terör bağlantısı olmasa bile kamuya ait bu iştirak şirketlerinde artık çok sayıda HDP’li olduğu bilgisi geliyor.

FETÖ’cülerin sızıp sızmadığını ise bilmiyoruz, çünkü tespit edilemiyor. Onlar daha “akıllı” hareket edip, adli sicil kaydı olmayan, uyuyan elemanlarını sızdırıyor muhtemelen.

Açık söylemek gerekirse;

Bir baştan öbür başa “Sahte kahramanlar sirki”ne dönüşen Millet İttifakı’nın tüm bileşenlerine söylüyorum:

Değer mi tüm yaşanacaklara?

Daha ne kadar test edeceksiniz?

Her şey ortada, biliniyor zaten.

Tuhaf olan, akıllarından geçirdiklerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin izin vermeyeceğini, şehirlerimizi teröre teslim etmeyeceğini hâlâ idrak edememiş olmaları.

Bugün devlet okullarında Kürtçe eğitimi serbest. Üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldı. Kürtçe TV ve Radyo yayını serbest. Kürtçe siyasi propaganda serbest.

Ama PKK-HDP'nin istediği bu değil.

Onlar, vatan topraklarının bir kısmından egemenlik hakkının devrini istiyor. Dünkü HDP kongresinin görüntülerini izleyenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır.

HDP’yle uzlaşmak, PKK’yla uzlaşmaktır artık.

HDP ve PKK çözüm süreciyle kendilerine uzatılan eli geri çevirdi ve silahta diretti. Devlet, “Peki o hâlde, silahsa silah” dedi ve sonuç ortada. İçeride ve dışarıda yok olmanın eşiğine geldiler.
Tehlikeli sularda yüzüyorsunuz. Bu iş, çok farklı yerlere varır, güvendiğiniz dağlara karlar yağar.

Yine cürmümeşhut hâlinde yakalanırsınız.

Çünkü devlet dağda kazandığı savaşı şehirlerde kaybetmez.

Sizleri kışkırtanların zerre umurunda değilsiniz. Onların rahatsızlığı Türkiye’nin artan gücünden kaynaklı. Bu iş olup biterken Türkiye içine dönecek ve onlar dışarıda gereğini yapacaklar. Dertleri bu.

Daha ne diyeyim, ne olur beni daha fazla konuşturmayın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.