​Kılıçdaroğlu kumpas konusunda rahat ama hesaba katamadığı bir tehlike onu bekliyor

A -
A +

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında konuşan AK Partililerin sık sık dillendirdiği bir laf var:

“Kasetle geldi, kasetle gidecek!..”

Bunun neden söylendiği malum. CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’a kaset kumpasını FETÖ’nün yaptığı ve ardından da Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık yolunun açıldığı biliniyor. Zaten onun evvelinde kendisi bol bol parlatılmış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapılarak sahada denenmişti. Pentagon’a bağlı think tank kuruluşları uzun süredir adını CHP Genel Başkanlığı için zikrediyordu... Kılıçdaroğlu “görünen köy”dü anlayacağınız.

Dolayısıyla da kendisini kasetle getirenlerin ellerinde zamanı geldiğinde onu yine kasetle gönderecek imkânları olduğu varsayımı alıp yürümüştü. FETÖ de bu algıyı beslemekteydi. Ancak benim FETÖ konusundaki kaynağım Ümit Akdemir bana geçtiğimiz aylarda “Abi, FETÖ’nün elinde Kılıçdaroğlu ile ilgili öyle köpürttükleri gibi kaset maset yok. Hiçbir şey yok” demişti. Nedenini sorduğumda da kendisinin geçmişte yaşadığı bir diyalogdan söz etti. FETÖ’nün önde gelen mahrem imamlarından Mustafa Yeşil, Erzurum’a gelip Korucuk köyünde Fetullah Gülen’in doğduğu evin “kültür merkezi”ne dönüştürülmesi projelerini denetlerken, laf açılınca yanındaki kişilere “Adamın hakkında öyle belge filan yok elimizde” demişti. Ümit kimden bahsettiklerini o vakit çözememişti ama onunla birlikte olanlardan birine ilerleyen zamanlarda sorduğunda bu kişinin Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu öğrenmişti.

Evet, bugün Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını açıklama noktasına her geçen gün biraz daha yaklaşır ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığında ısrar eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile çatışmayı bile göze alırken yurt dışındaki FETÖ’cülerin çıldırmışçasına saldırmalarının ve hiç de laflarını esirgemeden “Bu adamı gönderecek bir şey yok mu yahu” diye yazmalarının ardındaki çaresizlik anlaşılıyor.

Hakikaten hiçbir şey yok ve işin ilginç tarafı Kemal Kılıçdaroğlu da bunu biliyor. İnsan kendini bilmez mi?

Açık söyleyeyim Kemal Kılıçdaroğlu’nun partideki Ulusalcı-Atatürkçüleri tasfiye etmeye başlamasından itibaren taktiklerini ve kurduğu stratejiyi ilgiyle izledim. Gerçek şu ki bir satranç ustası gibi ilerliyor hedefine doğru.

Ancak hesaba katmadığı bir şey var.

Cumhurbaşkanı adaylığında ısrar eden ve “devlet tecrübesi” olan birini aday göstermekte kararlı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu bekleyen tehlike CHP’nin 38. kongresi.

ŞİMDİ AÇIKLAYACAĞIM BİLGİ normalde önümüzdeki yılın yaz aylarında yapılması beklenen 38. Kongrede Kemal Kılıçdaroğlu’nun gidiş biletini kesmeye yönelik bir hazırlığa dair.

Gerçi parti yönetiminin muhtemel erken seçim ya da 2023 Haziran’ında yapılacak seçimler nedeniyle enerjisinin tüketilmemesi için kongreyi seçim sonrasına erteleyeceği basına yansıdı. Ama tıpkı MHP’de olduğu gibi CHP de delege çoğunluğu sayesinde OLAĞANÜSTÜ KONGREYE sürüklenebilir.

Ümit’in bana aktardığı bilgiye göre Pensilvanya’dan bu iş için 250-300 milyon dolar seviyesinde, büyük bir kaynak ayrılmış durumda. Büyük para ama değer onlar için. Çünkü sonuçta Türkiye’yi ele geçirmenin yolunun CHP’yi kontrol altına almaktan geçtiğini en iyi onlar biliyor. İyi Parti zaten cepte.

Hatırlarsanız 36. Kongre’de Kılıçdaroğlu 790 oy alarak yeniden seçilmişti ama rakibi Muharrem İnce 447 oy almayı başarmıştı her türlü olumsuz şartlara rağmen. Hesap şu: Kılıçdaroğlu’nu göndermek için 400-500 delege yetecek...

Geriye bu delegelere nasıl ulaşılacağı ve nasıl “ikna” edileceği meselesi kalıyor.

Bu ikna yöntemini en iyi Kılıçdaroğlu bilir. Sürekli seçim kaybeden bir lider olmasına rağmen 6. kez Genel Başkan olacak kadar yetenekli bir siyasetçi.

MHP’de de aynı entrikalar dönmüştü zira.

15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde Meral Akşener ve ekibi MHP’yi ele geçirmek istediğinde olup bitenleri unutmadık. Ünlü bir otel ve inşaat şirketinin sahibinin ofisinin nasıl mesken tutulduğunu, o karargâha gelen bazı delegelere “Meral Hanım sizi ziyarete gelecek ama masraf sizin cebinizden çıkacak diye çok üzülüyor, onun için şu miktarı alın ve bunu ağırlama giderleri için kullanırsınız” denilerek yüklü miktarlarda paralar akıtıldığını herkes işitmişti.

Anlatılan bir anekdot var. Meral Akşener’in parti oluşumuna bir iki ay gecikmeyle katılan Ümit Özdağ parti kurmanın ciddi bir iş olduğunu bilen bir isim. Doğal olarak Akşener ile görüşmesinde ona bir bütçe sunmuş ve “Şu kadar paraya ihtiyacımız var” demişti. Olaya tanık olan birinin aktardığına göre Akşener kâğıdı buruşturup atarak “Sen ne diyorsun Ümit kardeşim, bu para, bizim fonumuzdaki miktarın yanında devede kulak, düşünme sen böyle işleri” demişti.

Ne demek istediğimi Kemal Kılıçdaroğlu gayet iyi biliyor. Dediğim gibi usta bir satranç oyuncusu gibi hamleleri başarıyla savuşturan ve hep üstün gelen Kemal Kılıçdaroğlu bakalım bu kez kündeye gelecek mi? Yoksa yine entrikada efsane olmaya devam edebilecek mi?

İletişim danışmanı ağzıyla bitireyim.

İzliyor olacağım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.