Korku dağları sardı, FETÖ yüzünden kurultayı erteliyor

A -
A +

Yeni bir yılın başlangıç günündeyiz bu satırları okuduğunuz sırada...

Bir acayip yılı geride bıraktık. 2020, Covid-19 Pandemisi’nin başladığı yıldı. Yeni bir “şey”le karşılaşmanın ve onu keşfetmenin heyecanıyla hayhuy içinde geçti. Dün tamamlanan 2021 ise Pandemi’yi kanıksadığımız, artık bitsin ve gitsin diye yola bakar olduğumuz, üstüne ekonomik sıkıntıların eklendiği, onu fırsat bilenlerin ülkemizi kutuplaştırmasıyla gerilen insan ilişkilerinin ve dış siyasetteki saldırıların üzerine tüy diktiği bir yıl oldu.

“Bir daha asla diyeceğimiz bir yıl geçirdik” gibi laflar ederek büyük konuşmayayım. Daha kötü yıllarımız çok oldu. Yaşları benimkine yakın olanlar, maziye bir bakıp geride neler neler bıraktığımızı, yeniden hatırlasınlar.

Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarı bu ülke insanlarının alışkanlıklarını yapılan hizmetlerle öyle bir yere getirdi ki gelinen noktadan geriye atılan her adım ve cepten eksilen her kuruş, 1998 sonrası doğanları zaten bir yana bırakın, geçmişin o kaotik yıllarını yaşayanları bile çok mutsuz etmeye başladı. Malûm, “var”dan “yok”a doğru gidiş mutsuz eder. Herkes değil ama insanoğlunun fıtratında ne yazık ki bu duygu var.

Uzun yıllardır devam eden bir gerçeklik olsa da özellikle geçen yıl, milletçe öyle dolarize olduk ki televizyonların sağ ya da sol alt köşesi, en çok baktığımız yer hâline geldi. Türk lirasının kaybettiği her kuruşluk değer, yüreğimizi hoplattı. Çünkü o her kuruş, ticaretteki çeteleşme, kartelleşme ile doğrudan evimizi, aşımızı ve işimizi hedef almaktaydı. Döviz spekülatörleri ile manipülatörleri, rantçılar, küresel finans piyasalarının oyuncuları, onların Türkiye’deki acenteleri hem paradan para kazanarak kasalarını dolduruyorlar, hem de halka çektirdikleri işkencenin karşılığında, işlerine taş koyan Tayyip Erdoğan’ın devrileceğini hayal ederek ellerini ovuşturuyorlardı.

Geçen yılın son ayı onlar için kâbusa dönüştü. Önce asgari ücretin 4.250 lira gibi hiç ummadıkları bir seviyede kabul edilmesinin şaşkınlığını yaşadılar. Ardından 20 Aralık gecesi ilân edilen “Kur garantili Türk lirası mevduatı hesabı” kararı ile 18.50’yi bulan dolar ertesi gün 10 liralara düştü.

Epeydir aranan kaos bu yılın sonunda da bulunamamıştı ve yerinde yoktu.

Milletin huzuruna kastettikleri açıktı.

Her şeyi yaptılar, denemedikleri hiçbir tuhaflık kalmadı diyorduk ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kamu kurumlarını basmaya başladı. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı olmayı garantilemek için kutuplaştırdığı ve âdeta mankurtlaştırdığı bir kitleyi kendi etrafında konsolide etmek, genel başkanlık avantajından da istifade ederek diğer adayların önünü kesmek istiyordu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son olarak Millî Eğitim Bakanlığı’na baskın düzenleyen Kılıçdaroğlu’nu dün SİYASİ EŞKIYA olarak niteledi.

Son yıllarda işittiğim en çarpıcı tanımlama diyebilirim.

Konu Kılıçdaroğlu’na geldiğine göre ÇOK İLGİNÇ BİR GELİŞMEYİ sizlerle paylaşayım.

Önceki gün hatırlayacaksınız, FETÖ’nün aslında sanıldığı gibi Kılıçdaroğlu’nu götürecek bir “video kaset”e filan sahip olmadığını, ama onu genel başkanlıktan ve Cumhurbaşkanı adayını belirleme yetkisinden koparmak için hazırlık içinde olduklarını yazmıştım. Bunun tek yolu vardı ve 2022’nin yaz aylarında yapılacak 38. Kurultay’da karşısına çıkacak adayı desteklemekti. Ancak Kılıçdaroğlu’nun erken seçim ihtimalini bahane ederek Kurultay’ı erteleyebileceğini de yazmıştım. FETÖ öyle kararlıydı ki Kurultay yapılmasa bile delege bazında çalışma yapmak üzere 300 milyon dolarlık büyük bir fon ayırmıştı CHP’yi olağanüstü kurultaya götürmek için.

Ve BEKLENEN HABER, bu yazımın çıktığı gün CHP kulislerinden geldi çok büyük bir “tesadüf” eseri.
Milliyet gazetesinden Mehtap Gökdemir’in kulis haberine göre Kılıçdaroğlu önceki akşam partisinin Meclis Bütçe Komisyonu üyeleri ve ekonomi kurmaylarıyla bir yemekte buluştu ve “erken seçime hazırlanın” talimatı verdi. Habere göre CHP kurmayları ile birlikte Kılıçdaroğlu, bu yıl yapılması gereken Kurultay’ı seçim atmosferine girildiği gerekçesiyle bir yıl ertelemeye karar verdi. Yargıtay’a başvurarak “Seçime bir yıl kaldı, kongre süreçlerini tamamlayamayız” gerekçesini sunacaklar.

Evet, seçim Haziran 2023’te. Tüm ekonomik göstergeler ve siyasi gidişat buna işaret etmekte ama anlaşılıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu için korku dağları sarmış durumda. Kendisini kasetle getirenlerin, Kurultay’la götürebilmeleri için yaptıkları hazırlıktan anlaşılan o da haberdar.

Bu yıl çok şey göreceğiz anlaşılan. 

İletişim danışmanımız son sözünü söylesin yine:

İzliyor olacağız.

Bu da benden:

Bu kez mutlu ve huzurlu seneler; hepinize…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.