Bu tür kredi sistemi ile tarımsal üretimin artmasını beklemeyin

A -
A +

Önce malumu belirtelim. Türkiye tarımsal üretimi itibarıyla kendine yeten, hatta Fransa ile yarışan ve zaman zaman Avrupa birincisi olan bir ülke. Ancak bir yıldan beri biz tüketiciler tarım ürünlerinde akılalmaz yüksek fiyatlarla yaşıyoruz. Ürünün çiftçiden çıkıp, zincir markete kadar uzanan yolunda yüzde 400 zamlandığı bir tedarik-stok-market zinciri bu.

Çaresi nedir? Tarımsal hasılayı daha da artırmak. Çünkü katma değeri yüksek mallarımızın sayısı az olduğundan tarım ürünleri ihracatına yükleniyoruz. Sonuçta fiyatları stokçu-tedarikçi-marketçiden oluşan üçlü çete yükseltmiyor yalnızca. Bir de arz-talep dengesinin sebep olduğu artış var.

Tarımsal üretimi artıracağız da devlet bunun için üreticiyi destekliyor mu? Tabii ki. Son açıklanan rakamlara göre çiftçiye verilen destek 20 milyar lirayı geçti.

Peki, tarımsal destek kredilerinin verilme biçiminden haberdar mısınız?

Ben değildim.

Kenan Kaplan, emekli bir edebiyat öğretmeni. Kendisini tanırım. Yıllar önce memleketi Amasya Hamamözü ilçesindeki arazilerinde meyve ve sebze yetiştiriciliğine başladı. Bildiğim kadarıyla 100’e yakın ağaçtan oluşan bir elma bahçesi vardı.

Serüveni 2020 yılında hükûmet tarafından sürekli açıklanan tarım kredi desteklerinin cazibesine kapılıp ve kullanmak istemesiyle başladı.

Köyü olan Göçeri’ndeki 11 dönümlük tarlasını ceviz bahçesi yapmaya karar veren Kenan Kaplan önce arazisinin etrafını çitlerle çevirecek, sondaj ile su çıkaracak, damlama sulama sistemi yaptıracak, su deposu kuracak ve fidanları alıp dikim yaptıracaktı. İşlerini planladı. Dediğim gibi gazetelerde okuduğu “Tarımsal destek kredisini kullandı şu kadar koyunu, şu kadar fidanı oldu, paraya para demiyor” haberlerinin de etkisiyle sübvansiyonlu tarımsal destek kredisi veren bir devlet bankasının Hamamözü ilçe şubesine giderek ilgililere bu krediden yararlanmak istediğini söyledi.

 

ÇİFTÇİYİ CANINDAN BEZDİREN İŞLEMLER VE ÖDEMELER

 

Sonrasını kendisi anlatsın:

“Benden bazı belgeler talep ettiler. Bu arada ben emekli sandığından, eşim ise SSK'dan emekli. Başvuru esnasında benden önce Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) belgesi istediler. Harçlarını yatırıp belgeyi aldım. Sonra üzerime kayıtlı tüm gayrimenkullerin tapularını istediler. İstanbul'daki daireme ve arazilerime ipotek koydular. İpotek masraflarını benden kestiler. Sonra alacağım krediyi dörde böldüler ve 4 ayrı kredi işlemi yaptılar. Nedenini sorduğumda her birinin ayrı kalem olduğunu, tek bir kredi olarak işlem yapılamadığını söylediler. Yani 11 dönümlük ceviz bahçesi için istediğim krediyi çit yapımı, sulama sistemi, su deposu ve ağaç alımı ve dikimi olarak dörde ayırdılar. 1. kredi 28.800 TL, 2. kredi 24.350 TL, 3. kredi 28.000 TL, 4. kredi 30.000 TL olarak hazırlandı.

Kenan Bey, talep ettiği 90 bin liralık kredinin neden dörde bölündüğünü iş işten geçtikten sonra anlayacaktı.

Bakın Tarımsal Destek Kredisi veren devlet bankası ondan sonra neler yaptı:

1-Her bir kredi için ayrı ayrı hayat sigortası yapıldı ve parası Kenan Kaplan’dan kesildi.

2-Her bir kredi için ayrı dosya masrafı kesildi.

3-İpotek koydukları dairesini sigorta ettiler masrafını yine ondan kestiler.

4-Bahçenizi TARSİM tarım sigortası (Tarım Sigortaları Havuzu: Devlet destekli tarım sigortası poliçelerinin üretim ve hasar işlemlerinin yapılması, riskin paylaştırılması ve reasürans koruması için kurulan havuz) yaptırmak zorundasınız dediler ve parasını Kenan Kaplan’dan kestiler.

 

DÖNÜLMEZ YOLA GİRDİĞİNİ SONRADAN ANLIYOR

 

Kenan Kaplan çok kızgın. Ona “Peki senin için sürpriz mi oldu, bilmiyor muydun bu işlemleri?” diye sordum. Bilmiyormuş. Çünkü söylememişler başında. İşin içine girdikçe, dönülmez noktaya geldikçe tek tek ortaya çıkıyormuş.

“Bu kredi 5 yıl ödemeli ve ben 5 yıl boyunca her yıl her kredi için ayrı ayrı hayat sigortası, dairesi için konut sigortası, TARSİM için tarım sigortası, ÇKS çiftçi belgesi için aidat ödeyeceğim. Soruyorum size bu kadar insafsızlık olur mu?” 

Hakikaten bu ülke insanını canından bezdiren bürokrasi ve bankaların özel ya da kamu fark etmeksizin halkın parasını emme konusundaki pervasızlıklarının önüne geçilecek bir düzenleme ya da etkili bir duruş yok mu?

Hem tarımsal destek kredisi veriyorum diyeceksiniz ve üretimin artmasını isteyeceksiniz, hem de millet kredi almaya kalktığında da burnundan getirecek sistemi olduğu gibi muhafaza edeceksiniz.

Hep övgü beklemeyin, bu eleştirilerimizi birer katkı olarak alın ve gereğini yerine getirin lütfen.

 

MİRASÇIYSANIZ YANDIĞINIZIN RESMİDİR

 

Kenan Bey bir de 11 dönümlük ceviz bahçesini nasıl aldığının hikâyesini anlatıyor, o da ayrı bir fasıl. Çünkü çok iyi akıl edilerek toprak bölünmesin de üretim artsın diye arazi toplulaştırması düzenlemesi uygulanmaya başladıktan sonra işler daha da çetrefil hâle geldiği için (Benim başıma da geldi) insanların eli kolu bağlanıyor. Çeşitli mirasçıların hissedar olduğu bu araziyi üzerine almak için Kenan Kaplan 4 ayrı şehirde 4 ay uğraşarak onlarca mirasçısı olan araziyi bakın nasıl üzerine alıyor:

1-Noter harçlarını ödeyerek tüm mirasçılardan onlarca vekâlet alıyor, sonra tapu hisse devir harçlarını ayrı ayrı ödüyor. Böylece birinci derece vârisleri tek kişiye düşürüyor.

2-İkinci derece vârislerin yine tapu harçlarını ayrı ayrı ödeyerek tek kişiye düşürüyor.

3-Aynı şeyi 3. Derece vârisler için de yaptıktan sonra tek kişiye düşen bu 3 tip vârisin noterden bana satış yapabilmeleri için üçüncü bir kişiye vekâlet vermelerini sağlıyor ve yine noter harçlarını ödüyor.

4-Üçüncü şahsın tapuda Kenan Kaplan’a satış yapması ile 11 dönümlük araziyi 6 ayın sonunda üzerine geçirebiliyor.

5-Bitmiyor ama. Dünya kadar veraset ilamı çıkarma ücreti ödüyor.

6-Her mirasçı arasında yapılan hisse satışı için ayrı ayrı tapu harcı ile her mirasçının hisse devri için tapu dairesinin belediyeden istediği belgeler için yapılması gereken harç ödemelerini de yapıyor.

 

BU İŞİ ÇÖZEMEZSEK DAHA ÇOK BOŞ DURUR O ARAZİLER

 

Sonuçta bu tapuyu alabilmesi Kenan Kaplan’a tam 20 bin liraya mal oluyor.

Kusura bakmayın sayın yetkililer ama bunun adına bürokratik haraç deniyor.

Şunu belirtmek gerekir ki bu mirasçılardan biri yan çizse sorun çözülemiyor. Böylece o arazi üretime açılamadan on yıllarca atıl durumda kalabiliyor.

Peki, ne oldu? Arazi toplulaştırma yasasından elde etmek istediğimiz amaca ulaşılabildi mi?

Daha çok bekleriz bu işleri çözemezsek.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.